Biz bize mi uyduruyoruz
Beşiktaş ki, sezon başında Şampiyonlar Ligi grubundan çıkacağına inandığım ve daha da ileriye gideceğini umduğum takım Napoli’yi İstanbul’da yenemedi. Hem de piyango misali eline geçen penaltıyı gole çevirip öne de geçmesine rağmen... Sonra öyle bir gol yedi ki, belki de yeni stadın en muhteşem golü idi.
Açalım o zaman... Napoli bir İtalyan takımı idi. Bir iyi, bir kötü gidiyordu kendi liginde... Ama ne olursa olsun İtalya ligi koşullarıyla çalışıyor, hazırlanıyor ve oynuyordu. Bu ne demekti değil mi Bu, bütün oyuncular profesyonelce yaşıyor, öyle çalışıyor ve hocaları da bunların temelinden koca sahayı her alanda kalabalık parsellemelerini sağlıyordu. Yani takımca savunma, takımca hücum olmazsa olmazlarını yerine getirerek. Biz ise mi
Gelelim sadede... Beşiktaş bu maça tam 11 Avrupalı ile çıktı. Tolgay ve Gökhan İnler de oralarda doğmuş, büyümüş ve futbolu oralarda öğrenip oynamaya başlamışlardı. Peki, bu maçtaki ciddi futbol farkı nereden çıktı o zaman değil mi Bu soruyu sorup cevaplarını aramazsak biz bir adım ileriye gidemeyiz. Fabri galiba İspanyol’du... Beck Alman, Marcelo ve Rodolfo Brezilyalı, Tosiç Sırp, Atiba Kanadalı, Gökhan ve Tolgay biri İsviçre biri Alman doğumlu ve eğitimli, Quaresma Portekiz, Aboubakar İngiliz eğitimli ve Adriano Brezilyalı... Sonradan giren Oğuzhan ve Cenk bile yurt dışı kaynaklıydılar. Yani bütün takım Avrupa eğitimli... Peki, bu fiziksel dayanıklılık, pas aralarına girmede gecikme, ikili mücadelede kayıplar, oyun genişleyip uzadığında yetersizlik neden Sorunun cevabı şu mu; “Bize gelen kısa zamanda bize benzetiliyor.” Başka ne olabilir ki Acaba idmanlarda insaflı olalım derken gelenlerin potansiyelini de mi düşürüyoruz Bilmem ki Biz bu takımı kendi sahasında yenmedik mi Yendik de, pozisyonları alt alta yazıp toplarsak acaba maç gerçekten kaç kaç biterdi
Neyse Beşiktaş şimdi üçüncü sıraya geriledi ama elinde Arena’da oynayacağı son bir koz daha var. Benfica’yı yenebilmektir o da... Çünkü Napoli-Kiev maçından bize iş çıkmaz gibi görünüyor gibi...
Her şeye rağmen Beşiktaş şu anda bizim en iyi takımımız. Hele bir de Caner, Talisca yoklukları olmasaydı. Şimdi de Tosiç gitti. Demek ki en iyi olmak da yaramıyor bize yahu... Ama ortada bir gerçek var. Yoğun idman ve maça alışmış elimizdeki bu yabancıları tıpkı geldikleri yerlerde olduğu gibi çalışıp hazırlasak mı Gerçek buradadır. Acımadan, profesyonellikte insaf olmadığını hatırlayarak...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.