Sınırlandırılmış idam cezası
BAŞKANLIK sisteminin ardından idam cezasının yeniden getirilmesi Bahçeli’nin açıklamaları ile gündeme geldi. Öyle anlaşılıyor ki, başkanlık sisteminde olduğu gibi idam cezasının yeniden getirilmesi hususunda da düzenlemenin içeriğinde iki parti anlaştığı takdirde hem başkanlık sistemini hem de idam cezasını kapsayan anayasa değişikliği önümüzdeki günlerde Meclis’e gelecek. Anayasa değişikliği söz konusu olduğunda iktidar partisi niçin inisiyatifi MHP’ye bırakır, niçin önce kendisi hazırlayıp teklifini kamuoyuna açıklayıp diğer partilerin destek istedikten sonra konunun içeriği hususunda mutabakat arayışına gitmez sorusunun cevabı üzerinde şimdilik duracak değilim. Bu bir üslup meselesi ya da MHP veya bir başka partiden destek verileceği hususunda emin olmadan ortaya çıkmak istenmemiş olabilir. Her ne ise. Ancak, idam cezasının yeniden getirilmesi hususundaki kamuoyu talebine geç de olsa karşılık verilmiş olması müspet bir gelişmedir.
Bu köşede çeşitli defalar ülkemizde yaşanan bazı olayların kamuoyunda büyük tepkilere yol açtığına, idam cezasının getirilmesi taleplerinin yüksek sesle dile getirildiğine dikkat çekmiştim. Geçen hafta başındaki bir yazımda başkanlık sistemini öngören anayasa değişikliği ile birlikte idam cezasının da Meclis’e getirilebileceğini belirtmiştim. MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Salı günü yaptığı grup konuşmasında, “İdam cezasına bakışımız öteden beri net ve belli. Mademki idam cezasına ihtiyaç var, milletimiz bunu istemekte, o halde kaçak güreşmeye, fuzuli konuşmaya gerek yok. AK Parti hazırsa, MHP dünden hazır” diyerek bir bakıma iktidar partisini özellikle idam cezasının kaldırılması hususunda kaçak güreştiğini, bir yandan idam cezasının getirilmesi gerektiğini söylerken öbür yandan konuyu unutulmaya terk ettiğine dikkat çekmiş oluyordu.
Bu noktada anayasa değişikliği ile getirilmesi öngörülen idam cezası uygulamaya girdiğinde 15 Temmuz darbe girişimcilerine uygulanmayacağını söylemeye gerek yok. Çünkü yasal düzenlemeler geçmişe dönük uygulanamaz. Ancak, böyle bir düzenleme bundan sonraki olayları önlemekte caydırıcı olabilir. İktidar kanadından edinilen bilgilere göre idam cezası konusunda, “Sınırlandırılmış bir düzenleme yapılabileceği öngörülüyor. Bu sınırlar ise, “Darbe girişiminde bulunanlar, terör suçları ve çocuğa cinsel istismar” olarak belirlenmek isteniyormuş. Peki, darbeciler işi girişimin ötesine taşır, darbeyi gerçekleştirirlerse ne olacak Çünkü darbeciler başarılı olduğunda ülke yönetime el koyuyor, başaramazlarsa hain oluyorlar. Talat Aydemir ve arkadaşlarında olduğu gibi ipe gidiyorlar. Bu bakımdan darbe girişiminde bulunacak olanların idam edilmesine itirazı olan pek çıkmaz ama önemli olanın bundan böyle darbelerin ve darbe girişimlerinin önünün hukuken kesilmesidir. Yani, yapılacak anayasal düzenlemede siyasete siyaset dışı her türlü müdahalenin önünün kesilmesi gerekiyor. Bu noktada geçmişte uyuşturucu ticareti yapanlara da idam cezası uygulandığını, yeni düzenlemede ise bu suçu işleyenlerin idam cezası dışında tutulmak istenmesine dikkat çekmek isterim. Uyuşturucu kullananların değil ama bu işin ticaretini yapan, para kazanmak uğruna gençliğimizin hayatını karartanların idam dışı tutulmasının doğru olup olmayacağının yeniden düşünülmesi gerekir. Hemen belirteyim ki, idam cezasının uygulanmasının meraklısı değilim. Esas olan insanların sağlıklı bir şekilde hayatlarını sürdürebilmeleridir ve devletin görevi de bu hususta alınması gereken tedbirleri almaktır. Ancak, masumları koruyabilmek için de cezaların caydırıcı olması gerekir. İdam cezası uygulamasının geri dönüşü ve telafisi mümkün değildir. Yani, verilmiş idam cezası kararı uygulandığında bir yanlışlık yapıldığı ortaya çıkarsa geri dönüşü söz konusu olmaz. Bu husus AB normlarına uymak adına idam cezasının kaldırılması gündeme geldiğinde gerekçe olarak sıkça dile getirilmişti. Bunun için anayasa değişikliğinin ardından ceza yasasında yapılacak değişiklikte bu cezanın uygulanmasının mümkün olduğunca çerçevesinin net bir şekilde belirlenmesi gerekiyor. Ancak, idam cezası sınırlı bir şekilde gündeme getirilecek diye de toplumu sarsan, gençliğimizi zehirleyen bir takım faaliyetlerin idam cezası dışında tutulmasının doğru olup olmayacağının iyi düşünülmesi gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.