FENERBAHÇE’DE savunma ile ön bloğun bağlantı merkezi Mehmet Topal yoktu. Fenerbahçe’de hücuma kalkışlarda kontra ağırlık ama topluca gidildiğinde de son derece etkili Lens yoktu... Fenerbahçe’deki yokluklar sebebiyle emekli hoca garip takım da yapmıştı. Orta alan dediğimiz oyunun kalbinde Sousa ve Statter vardı, önlerinde de Van Persie... Yani tek bir oyunu kurucu, yönlendirici yoktu. En önde Sow, bir kenarda takımla birlikte düşünmeyen, paylaşmayan topu alıp giden iki kanat adamı Volkan Şen’le Alper vardı. Savunma mı İşte orası tamdı. Zaten en büyük dayanaktı da...
 
Galatasaray mı Kalede Muslera... Diyecek olabilir mi Savunma mı Her maça fal açılırcasına bir geri dörtlü macerası bu maçta da vardı. Neredeyse altı aydır oynamayan Serdar, yanında en deneyimli adam Hakan ama sol kenarda büyük takım oyuncusu olmayan Carol ve sağ kenarda istikrar abidesi Sabri... Genelde yanlış kurulmuş, belki de çaresizlikten diyeceksiniz ama Chedjou gibi bir deneyimli adam yoktu. Orta alan De Jong, Tolga ikilisi ve önlerinde değil yine garip biçimde solda Sneijder... Önde mi Üç amatör takım oyuncusu Sinan, Eren ve Bruma... Sakın kimse Bruma’yı da onların arasında gösterdiğim için bana kızmasın. Topu alıp giden, rast gelirse de işi yapan oyuncu...  
Hâl böyle olunca da benim ölçülerime göre belki de son on-onbeş yılın en kötü derbisi... Koca doksan dakikada iki Fenerbahçe pozisyonu, biri birinci gol, diğeri Volkan Şen’in atamadığı ve de sıfır Galatasaray pozisyonu...
 
Nasıl kalite olabilirdi ki Fenerbahçe o orta alanla ancak rakip bozar ama oyun kuramazdı. Galatasaray Sneijder gibi bir ustayı sol çizgiye hapsederse, diğerleri ile ne yapabilir ki Koca oyunda sadece Sousa oynadı, hepsi o kadar... Kaleci Volkan’ın forması bırakın çamurlanmayı ıslanmadı bile... Aslında Muslera da sadece penaltıda yattı.
 
Hocalar mı Advocaat kazandı ya... Ama kimse öyle orta alan olur mu demedi. Sow santrfor, arkasında Van Persie de ne demek diye sormadı Riekerink zaten teknik direktör değildi. Üstüne üstelik maç sonrası takımının sol tarafının felç olduğunu itiraf etti de, kimse neden o zaman doksan dakika seyrettin diye sormadı Cavanda nasıl oynamaz diyenler de derslerini aldılar.
 
Sonuçta beklenen sonuç alındı... Neden mi beklenen Çünkü emekli falan ama deneyimli bir hoca Fenerbahçe’de vardı, her ne kadar yanlış takım kurmuşsa da, karşısında da sadece alt yapı yani çocuklar hocası vatandaşı...
 
Zaten bu maçın teknik analizi de bundan başkası ve uzunu olamazdı. Sonuç mu Fenerbahçe her şeye rağmen çok yakın zamanda Beşiktaş’la yarışa girer, Galatasaray ise bu teknik adam kadrosu ile yeni bir sekizincilik sergiler... Tıpkı bundan önceki yine Hollandalı eski ünlü futbolcu-teknik adamının dönemindeki gibi...