BEŞİKTAŞ geçen sezonun ligin yüzde yetmişlik bölümü iyi futbol oynayarak şampiyon olmuş takımı... Kaybettiği oyuncuları vardı. Yerlerine yine kaliteli isimleri kattı kadrosuna... Ancak ne var ki, en etkili iki silahı Caner ve Talisca sakatlıkları sebebiyle bu maçta yoklar... Fenerbahçe ise geçen sezonu onca paraya rağmen, 250 Türk lirası, kupasız kapattıktan sonra kadrosundan 12 futbolcuyu gönderip yerlerine kiraya yolladıklarını geri getirdi. Ayrıca teknik adamını da sezon başlayıp da Şampiyonlar Ligi’nden elendikten sonra değiştirdi. Yani denge açısından rakibine göre daha zararlı...
 
Şimdi bu iki takım büyük ölçüde zirve savaşında yeni bir cephenin açılmasına neden olacaklar, ya da alışılmaya başlanan durumunu oluşturacaklar.
 
Ev sahibi Fenerbahçe’nin hiç tartışmasız taraftarı bu derbide de öne çıkacaktır. Fenerbahçe’nin savunması rakibine göre daha oturmuştur. Bir iki ufak sarı kart cezası hariç, Şener, Kjaer, Skartel ve Hasan Ali artık klasikleşmiş durumda. Hâl böyle olunca da bir takımın can damarı denilen savunma daha garantili oynayabiliyor. Kaleci Volkan da bundan yararlanarak maçı daha iyi izleyip, yer alabiliyor. Orta alan dediğimiz bölgede Topal ve Sousa bence bu sezonun bu görev ve yerdeki en etkili iki ismidir. Hem savunmaya yardımcı olmakta, hem de hücuma daha fazla sayıda hamle ile katılabilmektedirler. Sert ve yerinde hamlelerle arkalarındaki savunmayı da rahatlatmaktadırlar. Fenerbahçe’de başlıca problem ileri blokla ön liberoların arasındaki ismi bulmaktaydı. Son bir iki maçta Alper’in ciddi şekilde bu görevi yerine getirdiğini görmekteyiz. O da tatlı sert oynamakta ama mücadeleci hali ve sürati ile öne arkaya yardım yetirmektedir. Ozan uzun sakatlık dönemini yeni atlattı. Direkt görev alacağını tahmin etmiyorum. Önde ise sık sık değişimler gözlüyoruz. Lens, Van Persie, Emenike, Volkan, şimdilerde Fernandao, zaman zaman Alper, son maçlar da Atııf tercihleri var. Lens’in sakatlığı özellikle kanat darbelerinde eksikliğe sebep oldu. Bakalım derbiye hangi tercihler yansıyacak.
 
Beşiktaş’ta ise savunma Marcelo dışında hemen hemen ezberlenir hale gelemedi. Sakatlıklar, formsuzluklar bunun başlıca sebebi oldu. Kaleci Fabri ise buna rağmen, yani Volkan’ın tam tersine gerekli sağlam desteği almadan iyi işler çıkardı. Bu maçta büyük ihtimalle Beck, Marcelo, Tosic (Atınç), Adriano olacak arka dörtlü... Uyumları çok kötü değil ama öne katkıda sadece diri olursa Adriano göze çarpıyor. Ortada ise temel direk Atiba var. Görev paylaştıkları arasında Gökhan İnler, Oğuzhan ve Tolgay var. Zaman zaman da Necip... Sanırım bu derbide o üçlü Atiba, Tolgay ve Oğuzhan’dan oluşacak. Veya garanti düşünülerek Tolgay’ın yerine Gökhan İnler... Ön tarafta Quaresma garantidir. Topu alıp götürmesi, dolayısıyla rakip eksiltmesi ve öldürücü orta en etkili silahları... Ancak çokça da fazla çalımla takımına kontra yediriyor. En son adam Aboubakar mı olur ki rakip savunmanın dengesini bozma adına, yoksa Cenk mi Aboubakar olursa Cenk mi solda oynar, yoksa savunması da olan Olcay mı Beşiktaş’ın kafasını karıştıran bölge burasıdır. Bakalım derbiye hangi üçlü formülle çıkacaktır Beşiktaş...
Yani heyecanı, temposu, dolayısıyla da futbolu son derbilerin ötesinden bir maç beklemek yanlış olmaz sanırım. Maçın hakemi ise Hüseyin Göçek... Otoritesini erken tesis edemezse hem kendi başı derde girer, hem de sahadaki futbol olumsuz etkilenir. Bu hakemimiz için bu benim hep korkum olmuştur. Yoksa görüşü, pozisyon yakalayışı yerindedir.
 
O halde bugün saat 19.00’da kurulalım koltuklarımıza... Ya da tutalım Saraçoğlu’nun yolunu... Yeter ki, maç öncesi veya sonrası huzur ve güven ortamında bir arıza olmasın!