Yoğun bir haftayı daha geride bıraktık. Bir yandan Avrupa maçları, bir yandan bizim lig ve şu günlerde oynanan kupa maçları bir kenara, söylemler, eylemler var. Biz de onlardan söz edelim bari...
 
Aziz Yıldırım Bey, Obradovic’le sözleşme yenilerken, bu hocanın ülke basketboluna büyük hizmeti olduğunu ifade ederek, milli takımı da onun çalıştırması gerektiğini ifade etmişler. Vallahi bravo! Neden mi Tanyevic- Milli Takım formülünün tıpatıp benzeri olan Ergin Ataman-Milli Takım birlikteliğini eleştirirken, “Devam ederse milli takıma oyuncu vermem. Israr eden olursa da kulüpten gönderirim” diyen aynı kişi değil miydi Eee  şimdi Obradovic’ı aynı formüle nasıl uygun görürsünüz Ne bileyim ben, işte ülke sporu ve onun yöneticileri! Ve bunu eleştirenlere ceza kesen ülke adaleti!
 
***
Hazır Fenerbahçe’den açılmışken... Dick Advocaat isimli emekli hoca Cüneyt Çakır’ı övdükten sonra, golümüzü iptal etmesi yanlıştı demişler... Olabilir. Belki de kurallardan haberi yoktu. Belki de pozisyonu kenardan iyi süzememişti. Ama ben onun yerinde olsaydım, Alper’in çekilişi penaltı olarak yorumlar ve bunu sorardım Cüneyt hocaya... 
 
Beşiktaş, zorlu maçta Bursaspor’u skor olarak zor ama pozisyon olarak rahat yendi. Şenol hocanın ekinci yarıda Tolgay’ı oyuna alıp Olcay’ı çıkartması ise garipsendi. Öyle ya Beşiktaş bir anda dört orta sahaya dönmüştü. Ve oyunun kenarlarını iki beki ve biraz da Oğuzhan’a bırakıyordu. İster misiniz geri kalan maçlar da aynı oluşum ortaya çıksın... Eee maraton hızla ilerliyor. Puan kaybı zirvede anında ciddi değişiklikler sunacak biçimde...
 
***
Galatasaray-Gaziantepspor maçı çok hareketli ama çok bereketli olmadı. Yani sadece toplamda 4 gol izledik. Oysa karşılıklı girilen, hem de neredeyse yüzde doksanlık net pozisyonların toplamı 18 idi. Uzaktan atılan şutları saymadım haaa... Şimdi sorarım, Avrupa’nın birçok ligini izleyenler, acaba hangi maçta bu kadar çok pozisyon gördünüz Buradan hareketle iki takım da sanırım bundan sonraki maçlar için aklını başına toplar...
 
***
Beşiktaş-Bursaspor maçı sonrası gerçekleştirilen kahpe saldırıda hayatlarını kaybeden ya da yaralananlar adına  iki takım bir özel müsabaka oynama kararı vermiş. Maçın nerede oynanacağı henüz belli değil...  Aklıma başka bir formül de geldi... Düne kadar Türkiye Spor Yazarları Kupası maçları vardı lige girerken... Şimdi niye terörde hayatlarını kaybedenlerin ailelerine, gazilere destek adına bir “Hayat öpücüğü turnuvası” oynanmasın, özellikle Üç Büyükler arasında TFF ve kulüpler bir düşünsün derim!
 
***
Basketboldaki yeni Avrupa Kupası maçları oyuncuları bitiriyor. Bu yeni model kimin aklıysa, insanlık sucudur bence... Neden mi Yıllar önce yapılan derin bir araştırma sonucunda dünyanın en yorucu sporunun basketbol olduğunu ortaya çıkmıştı. Hatta ben su topunu savunmuştum bu araştırma yapılırken... Neyse, bilimsel olarak bu gerçek ortada dururken, siz nasıl olur da 16 takımlı, tabii ki, bir deplasmanlı ligi kurarsınız Avrupa basketbolunda  Kulüpler buna neden itiraz etmedi hayret! Şimdi bir benzeri tehlike de futbolda düşünülüyor. Allah korusun demekten başka ne yapabiliriz ki Gözün kör olsun para, emi mi 
 
***
Trabzonsporlu Yusuf Erdoğan geçen hafta iki gol attı. Yüz yüze gelmişliğim yok. Sadece sahadan aşinayım. Ama bu genç kabiliyet neden arada bir oynatılır diye hep yazım söylemiş, yani eleştirmiştim bunu yapanları... Bu tip oyuncular artık eskisi gibi sık sık gelmiyor elimize... Bunların iyi veya kötü, her maçı oynamaları gerekir. Şayet sakat ve cezalı değillerse...