Obama, ABD’nin çirkin yüzünü gösterdi
ABD ile ilişkilerimiz geriye dönük olarak incelemeye tabi tutulduğunda Türkiye’nin ihtiyaç duyulduğunda devreye sokulan bir ülke olduğu rahatlıkla görülür. Bunun uzun yıllar görülemeyişinin sebebi ise ruhlarımıza kadar sinmiş/sindirilmiş olan komünizm tehdididir. Bu sebeple ABD’nin İslam dünyasına özellikle de ülkemize yönelik hamleleri toplum kesimleri tarafından görülmedi/görülmek istenmedi. Bazı yöneticiler ise bu işe bile bile razı oldular. Osmanlı’dan bu yana yüzünü Batı’ya dönen, Batı’yı adeta bir kurtuluş ve insanlık kapısı olarak algılayan birtakım aydın geçinen kompleksli tipler Batı’dan gelen çirkinlikte bir keramet(!) aradılar. Böyle olunca da önceleri Almanya ve Fransa, ardından da özellikle İngiltere’nin bölgemizdeki yerini ABD’nin alması ile bu ülkeye yönelen ilgi ve bağımlılık sebebiyle ilişkiler sorgulanmadı. Sorgulayan, ABD emperyalizminin çirkin yüzüne ayna tutanlar da bir başka emperyalist Rusya’nın maşası durumunda oldukları için söyledikleri etkili olmadı. Daha doğrusu, Rusya yanlılarının ABD düşmanlığı iki güç arasındaki mücadelenin sonucu olarak ortaya çıktığı için inandırıcı olmadı. İki kutuplu dünyada taraflar kendi aralarında vardıkları anlaşma çerçevesinde paylarına düşen bölgelerde sömürülerini sürdürüp gittiler. Bunu yaparken de iki düşman pozlarında hareket ettiler. Aslında sanıldığı gibi bir düşmanlık yoktu. Sömürgeci güçlerin paylarına düşen alanlarda çıkarlarını korumak için yardımlaşmaları söz konusuydu.
Bu oyun uzun yıllar sürdürüldü. Ancak Rusya’nın dağılmasının ardından özellikle ABD ve yandaşları başta İngiltere olmak üzere paylarına düşen ülkeleri Rusya ile korkutamaz hale geldiler. Böyle olunca da dayatmalar, işgaller dönemi başladı. Bu arada sömürdükleri ülkeleri kendilerine sürekli bağımlı kılmak için darbecileri devreye soktular. Ülkeler kendi içlerinde ve kendilerden olduğunu düşündükleri birtakım asker-sivil bürokratların dayatmalarına muhatap oldular. Darbeyi yapanlar yabancı değildi ama attıkları adımlar ABD adınaydı. Bu çizgide sömürü devam ederken zaman içinde ABD darbecilerden de çeşitli sebeplerle kurtulmaya yönelince ülkelerin işgali gündeme geldi. Bunun yanında birtakım satın alınmış taşeron örgütler, devreye sokuldu. Tüm bu gelişmeler karşısında dünya üzerinde oluşturulmuş olan ABD sempatisi yıkılmaya başladı ama, bu defa da toplumlarda bir tepkisizlik dönemi ortaya çıktı. Bir diğer ifadeyle ülkesinin insanı görünen birtakım maşalar devreye girmiş oldu.
ABD-Türkiye ilişkilerinin en bozulduğu dönemin Obama zamanı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Obama, ilk seçildiğinde birtakım kimseler ABD’nin uysallaşacağını, davranışlarının insani değerlere eskiye göre daha fazla uyacağını ileri sürdüler. Obama’nın da eski başkanlardan farklı bir tavır koymayacağını, koyma iradesinin olmadığını görmediler/göremediler. Böyle olunca şimdilerde Obama dönemi hususunda bazı çevreler hayal kırıklığı yaşıyor, Obama, “Türk-ABD ilişkilerini yaralayarak gidiyor” değerlendirmesi yapıyorlar. Halbuki, Türk-ABD ilişkileri hep Türkiye aleyhine işliyor, yara alan hep ülkemiz oluyordu. Nedense PKK terör örgütünün kuruluşundan bu yana arkasındaki elin ABD olduğu görülmedi/görülmek istenmedi. IŞİD’in ortaya çıkışına Irak’ı işgal ederek ABD’nin zemin hazırladığı da görülmek istenmedi. Suriye’nin karışması/karıştırılması ile PYD-YPG denen PKK’nın Suriye kolu örgütlerin ortaya çıkışının sorumlusunun da birinci dereceden ABD ve koalisyon ortağı bazı AB ülkeleri olduğunun gizlenemez hale gelmesi ve ülkemizin bu örgütlerin hedefi haline gelmesi ile çirkin yüzler netleşti. Özellikle ülkemize yönelik terör eylemleri devam ederken ABD’nin bu örgütlerden IŞİD ile mücadele bayrağını salmaya devam ettiği günlerde bölgeye sevk ettiği ağır silahlar ve zırhlı araçların bölgede faaliyet gösteren terör örgütleri arasında paylaştırıldığı haberleri de gündeme gelmeye başlayınca ABD’nin ve ortaklarının çirkin yüzü giderek iğrenç bir hal aldı. Bu bakımdan Türk-ABD ilişkileri sadece Obama döneminde değil, hep aleyhimize gelişiyordu. Ne yazık ki bunu görmek istemeyenler bugün hayal kırıklığı yaşıyorlar. Bu arada iki kutuplu dünyanın ABD düşmanlarının önemli bir kısmının Rusya’nın dağılmasının ardından hızlı birer Amerikancı olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.