Kulüp nasıl olunur?
BAŞLIĞIN cevabı ülkemizde hâlâ, başta da en büyükler olmak üzere, doğru dürüst verilememiştir. Ne transferde, ne hoca seçiminde, ne de yönetici profilinde...
Şimdi size bir kulüpten söz edeceğim, bizim ülkeden... Bundan dört ay önce falan bir kanalda başlayacağım program için tanıtım çekmeye bu kulübün stadına, daha doğru bir deyişle stadına gittik. Çekim yaram saatten biraz fazla sürdü. Bu stadın, yine bir kere daha tesisinin detaylarını gezdirdi bize bir görevli arkadaş... Hayranlıkla gözledim. Dilim tutuldu desem yalan olmaz... Her şey ince düşünülmüş ve Batı standartlarını bile sollamış desem yalan olmaz. Acaba kimdi bu şahane eserin mimarı? Mimarı derken planlayıcısı... Onu bilemeden çıktım tesislerden. Ama aklım kaldı dersen yine yalan olmaz.
Neyse, bu tesislerin bir de futbol takımı vardı. Bizim Süper Ligde mücadele veren... Biz o gün tesisleri gezdiğimizde henüz lig başlamamıştı. Hatta sahada hafif eksiklikler vardı. Görevliler onlarla uğraşıyorlardı. Devam edelim. Lig başladı. Takım iyi gidiyordu. Gitmeye devam etti. Ve bir maç eksikli ligin ilk yarısı sona erdiğinde puan cetveline baktık ve ne gördük? O takım henüz hiç yenilmemiş. Averajı da öyle eften-püften değil... 31 gol atmış ve sadece 11 adet yemiş. Ve de lider... Arkasında kimler yok ki? Geçen sezonun şampiyonu Beşiktaş, ne yaptığını bilmeyen Galatasaray ve de Fenerbahçe...
Evet, bu takım Başakşehirspor... Tamam, taraftarı az. Yani medya ile sorunu pek olmuyor doğal olarak... Gazete sayfalarında, ekranlarda lime lime edilmiyor... Teknik direktörü büyük bir kulübün alt yapısından gelmiş, benim de sık sık neden genç oyuncuları üst yapıda kullanmıyor diye eleştirdiğim bir kişi. Abdullah Avcı... Neyse ki bu sezon Cengiz’le bu ürkekliğini de yendi. İyi bir takım oyunu var bu takımın... Üstüne üstelik Emre gibi müthiş bir kariyere sahip kaptanı da...
Başakşehirspor’ın başkanı aynı zamanda Kulüpler Birliği başkanı Göksel Gümüşdağ... Az konuşan, iş yapan bir kişilik. Giderek deneyimsizliğini de geriden bırakan bir başkan... Zamanında tapelere düşmüştü ama toparlandı.
Şimdilerde ara transfer dönemine giriyoruz. Ne palavralar çıkıyor aslan spor medyasında... Tabii ki başta Fenerbahçe için... Hatta öylesine ki Aziz Bey Brezilya’ya gidip oralarda bir transfer ortaklık şirketi kuracakmış... Yahu ayıp be! Siz bunun ne anlama geldiğini bilmeden nasıl yazarsınız böyle bir haberi? Neyse... Pardon unutuyordum; Beşiktaş bir emekliyi daha getirdi tribünlere son maçta Babel henüz 30 yaşında... Acaba Babel Babel ise size niye böyle ligin ortasında bırakırlar ki? Ben Arfa da Fenerbahçe’ye getirildi... Galatasaray mı? Daha durun bakalım ne isimler dökülür önümüzdeki günlerde... Trabzonspor’un da dört-beş yeni isim alacağı yazılıp çiziliyor... Eh böyle iflas ettirdiler Karadeniz cevherini...
Nereyi mi geldim? Tabii ki İrfan Can Kahveci’ye... Başakşehirspor, yani o muhteşem tesisleri olan namağlup lidere... Onlar tutup, palavra yaymadan, Gençlerbirliği’nin son yönlü kullanılabilecek bu 23 yaşındaki oyuncusu ile 4,5 yıllık sözleşme yapmışlar...
Hadi bakalım Avcı hoca; Cengiz’den sonra bir adet daha düştü eline... Doğru yönetilen bir kulüp ve onun takımı da bunu yapar... Bu arada Akit TV’de bu kulübün müthiş sayıdaki alt yapı oyuncularının bir çekimi vardı. Vay ki vay!
Aman devam! Özellikle Anadolu takımlarınca örnek alına...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.