Rejim değil hükümet sistemi değişiyor
Anayasa değişikliği teklifi CHP-HDP ortaklığının engelleme gayretlerine rağmen TBMM Genel Kurulunda görüşülüyor. Maddelere geçildi ve yapılan oylamalarda teklifin rahatlıkla kabul edileceği anlaşıldı. Teklifin ne getirdiğini AKP ile görüşmeleri bizzat yürüten MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, Genel Kurul'da ayrıntılarıyla anlattı. Buna rağmen hala başka yerlere çekmeye ve MHP'ye yönelik bir karalama yürütmeye gayret edenleri ibretle izliyoruz.
Meselenin ne olduğunu, ne yapılmak istendiğini, sayın Parsak'ın değerlendirmelerini paylaşarak anlatmaya devam edelim:
HÜKÜMET NETLEŞMESİ
Her şeyden önce şunu söyleyeyim: Bu Anayasa değişikliği teklifiyle bir rejim değişikliği değil, sadece ve sadece bir hükûmet sistemi değişikliği, aslında daha da doğrusuyla bir hükûmet sistemi netleştirmesi söz konusudur. Hükûmet sistemimizin ne olduğu hususunda bilim dünyasında çok ciddi tartışmalar vardır. Bizim gerçekten şu anda hükûmet sistemimiz parlamenter sistem midir, yarı başkanlık sistemi midir, ya da nedir? Bu konu gerçekten her düzeyde tartışılmıştır. Dolayısıyla, burada hükûmet sistemi değişikliği değil, belki bir hükûmet sistemi netleşmesi söz konusudur.
İLK 4 MADDE
Denilmektedir ki: "Anayasa'nın ilk 4 maddesi değiştirilmektedir." Anayasa'nın ilk 4 maddesi bu 18 maddelik teklifle değil, ne yazık ki, 2011 ile 2013 arasında faaliyet gösteren 24'üncü Dönem Anayasa Uzlaşma Komisyonunda açıktan açığa teklif edilmiştir ve buna ilişkin kayıtlar Türkiye Büyük Millet Meclisinde mevcuttur. Anayasa'nın ilk 4 maddesine, tam anlamıyla bir tuğlasına bile dokundurtmaksızın sahip çıkan bir tek Milliyetçi Hareket Partisi olmuştur. Bugün yorum yoluyla "Şu madde değiştiği için, bu maddede böyle bir hüküm getirildiği için Anayasa'nın ilk 4 maddesi değişiyor." demek gerçekten ciddiyetten ve gerçekten uzak bir isnattır.
DENETİM
Anayasa'mızın 98'inci maddesinde bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme denetim yolları düzenlenmektedir ve burada 5 başlık söz konusudur. Bu 5 başlıktan 4'ü bu değişiklik teklifiyle muhafaza edilmektedir. Çıkarılan bir denetim mekanizması vardır, o da gensoru, gensoru da artık hükûmet sistemi değiştiği için, sistemin yapısı gereği olamayacağı için yoktur. Yoksa onun dışında geri kalan dört Parlamento içi denetim aracının tamamı mevcuttur. Hatta, muhalefet milletvekilleri olarak Parlamento içi denetim çerçevesinde en sık müracaat ettiğimiz yazılı soru önergesi çerçevesinde hiçbir yaptırım hiçbir süre öngörülmezken mevcut Anayasa'mızda, burada "on beş gün içerisinde cevaplandırılmak üzere" ibaresi eklenerek, bu denetim mekanizması çerçevesindeki hakkı ve imkânı da genişletilmektedir.
YETKİLER
104'üncü maddede Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri düzenlenmektedir. İdeal bir parlamenter sistemi çok aşan mahiyette iki buçuk sayfa boyunca, çok geniş, cumhurbaşkanının yetkileri var. Yeni sistemde getirilen iki müessese mevcut. Bunlardan bir tanesi Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, diğeri de veto yetkisidir. Özellikle Milliyetçi Hareket Partisinin de önemli katkılarıyla, 104'üncü maddede düzenleme yapılmıştır. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, yürütme yetkisine ilişkin olarak söz konusudur. Temel haklar, kişi hakları, siyasi haklarla ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesi düzenlenemez. Anayasa'da münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken konulardaki seksen iki maddede bu çerçevede kısıt söz konusudur: "Cumhurbaşkanlığı kararnamesi düzenlenemez." Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacaktır. Kanunlar ile Cumhurbaşkanlığı kararnameleri arasında farklı hükümler varsa kanunlar uygulanacaktır. Aynı konuda bütün bunlara rağmen bir kararname çıkarılmışsa ve Türkiye Büyük Millet Meclisi sonradan aynı konuda bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesine karşılık kanun çıkarırsa söz konusu kararname kendiliğinden yürürlükten kalkacaktır.
VETO YETKİSİ
İkinci önemli yetki olarak veto yetkisi. Mevcut Anayasa'mızda herhangi bir oran belirtilmeksizin kanun Cumhurbaşkanı tarafından geri gönderildiğinde, aynen kabulü hâlinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, Cumhurbaşkanı tarafından yayımlanması zorunluluğu söz konusudur. Burada, evet, bir oran getirilmektedir yani salt çoğunluk. Ama, işin pratiği itibarıyla bakıldığında, sizin eğer salt çoğunluğunuz varsa, öyle bir hükûmetseniz daha az sayıyla kanun çıkarabilirsiniz ama salt çoğunluğunuz söz konusu değilse zaten daha azıyla da bu Meclis size kanun çıkarttırmaz. Ondan dolayı bu da esasen durumun netleştirilmesinden ibarettir.
CEZAİ SORUMLULUK
Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu, önemli başlıklardan bir tanesidir. Mevcut Anayasa'mızda sadece vatana ihanet bakımından ve dörtte 3 bakımından sorumluluk söz konusu. Şimdi suç tipi bakımından herhangi bir sınırlama yok, her türlü suç bakımından Cumhurbaşkanı sorumludur ve dörtte 3 değil, üçte 2'yle suçlandırılabilecektir. Üçte 2 fazla mıdır? Fazla görülebilir ama elbette ki üçte 2 dörtte 3 kadar fazla değildir.
MHP OLDUKÇA ÖZERLİK MÜMKÜN DEĞİL
Anayasa'nın 116'ncı maddesinde Cumhurbaşkanına tanınan fesih yetkisi var. Anayasa'nın hiçbir yerinde, tam tersi olarak, Cumhurbaşkanına tanınan bu yetkinin Parlamentoya tanınması gibi bir durum ne yazık ki söz konusu değil. Burada her iki kuvvet bakımından da -artık yürütme Cumhurbaşkanından ibaret olduğuna göre- yasamanın yürütmeye, yürütmenin de yasamaya karşı, eğer karşı kuvveti feshederse kendisini de seçime götürmek suretiyle milletin yeniden hakemliğine gidilmesi çerçevesinde yeni bir düzenleme söz konusudur. Çokça tartışıldığı için kısaca ifade etmek istiyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olduğu müddetçe ne özerklik, ne bölgesel yönetim asla söz konusu olamayacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.