BAŞLIK ne anlam mı taşıyor? Şunu; şayet Adanaspor’un 9 numaralı futbolcusu Magaya, sahada kalmış olmasına rağmen, 55. dakikada bitmeseydi, bu maçı Fenerbahçe’nin kurtarması pek mümkün olamazdı. Tamam, hakem Sousa’nın 17. dakikada rakibinin arkadan taktığı bilek darbesiyle indirilişi penaltıdır ama bu Fenerbahçe, o dakikada öne bile geçseydi, sonuç yine de Magaya’ya bağlı kalırdı.
 
Evet Magaya adlı bir bilinmez santrfor, ilk yarıda devamlı kendini gösterip top aldı, servis etti, bu arada bir harika gol attı ve bir tane de attırdı. Fazla adamla hücuma kalkan Fenerbahçe dönüşlerde rötar yapınca Adanaspor olumlu pas trafiği ile ön liberoların boşalttığı bölgelere top taşıdı ve pozisyon buldu.  
 
Burada Dirk ustaya sorularım olacak. Dışladığın Aatıf neden acaba ilk on birde idi? Son maçlardaki vazgeçilmez adamın olan Alper koca maç boyunca neden bir dakika bile sahaya sokulmadı? Topal sakatlandıktan sonra yeni oyuncu Karavayev mi oyuna girerdi, yoksa Alper mi? Tamam Alper büyük oyuncu değil ama neden takımı alışık olduğu çift ön liberolu düzenden başka bir kurguya döndürdünüz? Aatıf çıkınca 64. dakikada, yerine Salih girdi... Tam çorba oldunuz. Acaba böylesine karışıklık hoşunuza mı gidiyor? Hele hele takım idman yaparken, takım özel maç oynarken dedesinin ziyaretine giden Van Persie size ne katabilirdi ki? Dediğim gibi şayet o Magaya yorulmasaydı, Dirk usta, siz bu maçın altında kalırdınız... 
 
Adanaspor ilk yarı maçlarında dağınık, ne hücum yaptığını bilen, ne de savunmasını becerebilen bir takımken, yeni yerli hocası ile eldeki kadro çok iyi organize edilmiş. Atletik yapılı, hatta teknik kapasitesi de fena olmayan oyuncular şimdilerde oyunun iki yönünü de başarıyla uygulayabiliyorlar. Bunların içindeki o dokuz numaralı siyahi oyuncu ise ancak yarım devrelik fizik gücüne sahip. Acaba bunu maçın tamamına yayabilir mi? Yayarsa, şimdiden o yerde büyük sıkıntı çeken başta Galatasaray olmak üzere nice büyüğün transfer hedefine oturur.
 
Hep söyledik, hep yazdık; bu Fenerbahçe bu tip orta saha elemanlarıyla kadük kalır diye... Pas alış verişinde hep ayağa oynayabilen elemanlar var. Oysa izleyebilseler şu maçı bir daha, rakibin orta alanındaki isimsizlerin nasıl boşa kaçarak top alıp verdiklerini görürler. Transfer politikasının ne kadar hatalarla dolu olduğu bu maçta bir kere ortaya çıktı. Mehmet Ekici de ilaç olmaz şimdiden yazayım. Acaba yönetim, Diego Ribas’ı tutsa mıydım diye düşünüyor mu? Ama hakeme, federasyona saldırmak varken, o mesaiye ne ihtiyaç olur ki? Devlet göreve çağrılıyor. Eh, 11 Temmuz’la ilgili yapabileceğini yaptı devlet... Daha ne istersiniz ki? Siz siz  olun, transfer politikasını doğru belirleyin, takımın başına da emeklileri ve çağın gelişmelerine karşı duranlar hocaları getirmeyin!