Selefi Tehdit ve Arkasındaki Düşmanlarımız!...
Selefilik nedir? Kaynağı ve manası nedir? İnanın merak bile etmiyorum.. Sosyal ve soyut bir kavram olduğu için her dönemde yeni anlamlar yüklenmiş zaten. Şimdiki anlamı mı? İşte bu çok önemli..
İngiltere başta olmak üzere, Haçlı Batı, Vatikan ve Siyonizm yani İslam’ın Düşmanları bize saldıracakları alanları 1000 yıldır çözüyor ve İslam Dünyası’nın zafiyetlerini çok iyi biliyorlar.
Öncelikle, geleneksel mezhebi ayrışmayı kullanıyorlar. Başlıca iki ekol var. Sünni ve Şii.. Yeterince karışıklık çıkmıyor.
Peki onların karşısına çıkan İslami yapı kim? Osmanlılar yani Sünni Müslümanlar.. Öyleyse Sünni İslam ile özel ilgilenmek lazım değil mi? Tarikatlardan başlıyorlar önce İngiliz Ajanı sözde Din Adamları. Sahte şeyhler, âlimler, hocalar vs. Sonra itikat, fıkıh, amel ne varsa sulandırdıkları sözde disipline etme adına Vahhabiliği kurumlaştırıyorlar. Yanlışların içine sıkıştırdıkları küçük doğrularla.. Hazır bir de devlet kuruyorlar, Suudi Arabistan. Milli mezhebi Vahhabilik olan.
Müslümanları bölmek için neye ihtiyaçları var. Kur’an-ı Kerim ve Sahih Sünnetleri rafa kaldır, yerine İslam Tarihi içinde zamanla oluşmuş gerek siyasi, gerek nesebi hepsinin özünde de çıkar kavgası olan husumet ve oluşturulan farklılık alanlarını koy. Fetva verecek bir hain bul.
Maalesef iki şey çok kolay İslam Dünyasında..
Birincisi, her konuda fütursuzca ve sosyal sonuçlarını düşünmeden fetva vermek.
İkincisi ise, kendisi dışındaki herkesi İslam dışında görmek ve sapkınlıkla suçlamak…
Bu ikisini yapabilen, hele de işbirlikçi bir namussuz buldunuz mu şeyh, hoca, dede vs. diye çıkart. Size bir şey arz edeyim, Besmele çekmeyi bile bilmeyen A. Kalkancı’nın banyo yaptığı pis suyu vaktiyle Allah’ın rızasını kazanmak için içtiğini söyleyen İlahiyat mezunu adam gördüm. Ya da hiçbir İslami bilgisi olmayan, sahte bir mehdinin arkasında namaz kılan İlahiyatçılar dahi gördüm.
Baktığınızda görüntüde İslam’ı yaşayan sarıklı, şalvarlı ya da FETÖ gibi işbirlikçi birçok insan ve zümre var.
Kimse kusura bakmasın, İslam Dünyası’nda daha tutarlı gibi görünen bu duruşlar geleneksel uhuvvetimizi baltalamıştır. Bir dönem Mısır, Ürdün, S. Arabistan menşeli sözde daha hassas İslamcılar, bir dönem İran İslam Devrimi’nden etkilenen birileri.. her gelen mahdet ve uhuvvete bilerek ya da aptalca saldırmış ve tahrip etmiştir. Olan Müslümanların İttihad-ı İslam Farzına ve uhuvvet duygusuna olmuştur.
Bu gün artık Müslümanlar birbirine güvenip, bir diğerinin arkasında namaza durmamaktadır. Siz hiç camiye girerken selamlaşan insanlar görüyor musunuz?
Konuyu dağıtmadan gelelim Selefiliğe..
Vahhabilik’ten itibaren, El-Kaide, DEAŞ, Boko Haram vb. ne varsa bilin ki bu örgütlerin altından İngiltere başta olmak üzere Batı çıkar.
Dikkat edin bölgede İsrail’e saldıran terörist var mı? Müslüman kanına saldırmayıp, İslam Kardeşliğini savunup, ümmetin birliğine kendisini ve takipçilerini adayan bir gurup! Yok… Bu teröristler Hıristiyan ya da Yahudi öldürmüyorlar. Onlara saldırmıyorlar. Siz bakmayın Avrupa’daki ufak tefek terör eylemlerine. İnanın birbirlerine verdikleri mesaj için bazen terör olayları çıkıyor. O kadar.
DEAŞ’a Irak Ordusu’nun silahlarını kim verdi peki? ABD’nin emri ile Şii Irak Hükümetine bağlı birlikler…
Başika Kampından birliklerimiz çıkarsa oraya kim yerleşecek?
ABD ve Irak Birlikleri…
DEAŞ’ın zoruyla boşaltılan şehirlere ve köylere kimler yerleştirildi?
Batı ülkelerinin vatandaşları DEAŞ’lı teröristler…
Kim mağdur?
Bölge halkı..
Ya devlet olarak?
Türkiye hedef…
Selefi tehdidin şu an kimler hedefi?
Müslüman Türk Dünyası ve Akraba Topluluklar..
Bosna’dan Kazakistan’a ve Rusya Müslümanları’na kadar ki bunların da tamamına yakını Türk, Selefi tehdit altındalar.
Bundan ne anlıyoruz?
İslam Birliği’ne engel olmak için fitne çıkartan düşmanlarımız, ayrıca muhtemel bir Türk Birliği ve Turan Elleri’nin kaynaşmasına engel olabilmek için şimdiden yollar arıyorlar. Kırgızistan’ın gereksiz tepkilerinin arka planına bakın. ABD ve köpeği FETÖ’nün Kırgızistan Yapılanmasını görürsünüz.
Silahlı terör eylemleri yapan Selefi akımlar, Müslümanların düşmanıdır.
Diyalog safsatası ile önce beyinlerimizi, sonra gönüllerimizi çelip, toplumun kontrol edebildiği kesimlerini, İbrahimi dinler, Papaz şakirtler hikâyeleri ile kontrol altına alıp, dini bozanlar da İslam Düşmanı ve haindir.
Ferasetli olacağız. Zifiri karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı göreceğiz.
Diyanet daha aktif görev almalıdır. İmanımızı ve itikadımızı sulandıranlarla yapılacak Milli Mücadelemizi koordine ve kontrol etmelidir.
Rüyalarla bir cemaat kontrol edilir mi? Düşünün, FETÖ’cüler, bir zamanlar çaldıkları soruları Peygamberimiz (SAV)’in rüyasında Fetö’ye verdiğini iddia ediyorlardı. Soruların çalındığı belli olmasına rağmen hala görülmeyen, yalan rüyalarla bunca insan nasıl kontrol altında tutulabilmektedir? Bu sorunun tehlikeli cevabı için eğitim sistemi ve okullar yeniden gözden geçirilmelidir.
Her tür İslam dışı fitne ile yapılacak en iyi mücadele, EĞİTİM, KOORDİNASYON ve TAKİP ile olur. Sadece ülkemiz içinde mi? Hayır!.. Tüm İslam Ülkelerinde…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.