Davamız iyi Müslümanlar yetiştirmek ve onu dünyaya hakim kılmak ise, bu işin temeli ailedir. Ailenin temeli de anadır. Ana, her şeyin aslı, esası, temeli demektir. Merhum Hasan el-Benna’nın hayatını okurken bir cümleye rastladım ve çarpıldım kaldım. Şöyle diyordu: “Ana, sağ eliyle beşik sallarken, sol eliyle dünyayı sallamaktadır.” Ananın değerini ve yerini anlatmada müthiş bir cümle.

Aile küçük bir toplumdur. Orada öğreniriz sosyal hayatı aslında. İnsanı orada tanır, birlikte yaşama gereğini orada öğrenir, hak ve vazife kavramını orada kavrar, ahlak ve karakterimizi orada oluştururuz.

Bu durum, küçük çocukların yüzmeyi önce küçük havuzlarda öğrenmesine benzer. Bir kere başardı mı, artık coşkun nehirlere, dalgalı denizlere de atsanız korkmazsınız. Aynen öyle, bir Müslüman toplumun bireyleri en sağlıklı bir biçimde ailede yetişir. Sonra onu okullar eğitir. Sonra onu isterseniz dünyaya bir davetçi olarak atabilirsiniz. Artık o her yerde bir dava adamıdır.

Öyleyse ailede ilk düşünülecek olan, ana babanın bu şuurda Müslümanlardan olmasıdır. Böyle olursa davamız adına çok büyük bir imkanı kazanmış olur, işi baştan kolaylaştırmış bulunuruz. Amaçlanan mutluluk da böyle ele geçer zaten.

İnsan niye evlenir?

Mecburiyetten. Çünkü Yüce Yaratıcımız hem mutlu olmamız, hem de yeryüzünde üreyerek çoğalmamız için, aramıza şehvet bağı koyarak bizi kadın ve erkek olarak çift yaratmıştır. Hani derler ya, bir elmanın yarısıdır kadın erkek insanlar. Eşlerini bulurlarsa, elma tam olur.

Bizler hayatın devam ettirilmesi için evlenmek zorundayız. Bu bin bir emek ve zahmet isteyen işin gönüllü yapılması için Allah Teala kadın ile erkek arasına harika bir duygu olan şehveti koymuştur.

Bilgisiz, şuursuz, dikkatsiz, düşüncesiz insanlar, sırf o şehvet güdülerini tatmin amacıyla evlenir.  Aile kurumunun ne denli bir okul olduğunu, hak ve hukukun terbiye içinde özümsenerek burada öğretilip uygulandığını, ancak bu güzel ilişkilerde başarılı olunursa mutlu olunacağını asla bilemezler.

Böylesi insanları acaba evlendirmemek gerekir m, gerekir diye düşünüyorum bazen. Birlikte yaşamasını beceremeyen eğitimsiz ve terbiyesiz cahiller mutluluğu yakalayamadıklarından öte hayatı birbirlerine cehennem ederler.

Sonuçta bizler, eğer kendimizin iyi bir Müslüman olması yanında, Allah Teala’nın biricik dini İslam’ı bütün insanlara ulaştırmak ve yeryüzüne hakim kılmak istiyorsak, yapacağımız ilk işlerden birisi de, iyi bir aile kurmaktır. Çünkü toplumun temeli olan ailede yetişen yavrular, iyi bir Müslüman olarak yetiştirildiğinde, toplum Müslüman olacak, o toplum da İslam’ı yeryüzüne taşıyacaktır. Demek ki mesele iyi bir aile kurmakla kendiliğinden kökten halledilecektir.

Bizim için mesele bu açıdan çok önemlidir. Ancak kafir bile olsalar, aileyi koruyan devlet ve milletler, kendilerini iyi kötü koruyabilirler. Bugün batı dünyası aileyi korumuyor, yok ediyor.

Onları taklit eden zavallılar, bu hakikati görüp de kendi özlerine dönmezlerse, helak olacaklardır. Ama bu sefer arkalarından ağlayacak bir anaları bile belki olmayacaktır.