Ekrandan defalarca söyledim, gazetede de yazdım. Neyi mi? Türkiye Futbol Federasyonu’nda haftalık maç takvimini kim yapıyorsa, bu işi bilmiyor dedim. Aynı kişi veya kişiler anlaşılan o ki, Türkiye Kupası maç takvimini de becerememişler. 

 

Açalım mı? Türkiye Kupası eşleşmelerine bir bakınız. Sekiz grubun birinci ve ikincileri eleme usulü, hem de tek maç üzerinden, karşılaşacaklar. Ev sahipliği avantajını o grubu birinci sırada bitirmiş takım kapacak. Güzel! Grup maçlarının iddialı geçmesi açısından... Peki, bundan sonrası? Kura çekimini izlemedim ama anlaşılan o ki torbadan çıkmış bu eşleşmeler. Tamam... Diyelim ki Beşiktaş ve Başakşehispor tur atladılar ya da tam tersine konuk takım durumundaki Fenerbahçe ile Galatasaray... Sonra ne olacak? Bu kupaya tonla para döken yayıncı kuruluş ve sponsor banka, içeri girecek. Neden mi? Bundan sonraki maçları izleyecek seyirci sayısı ile şimdi bu iki maçı izleyecek seyirci arasındaki fark yüzde 70’in üzerinde olur, ey takvim belirleyici! Diyeceksiniz ki, hep büyükler mi yürüyecek? Ben de o eski adetten yana değilim. Ancak ne var ki ligin yanı sıra yapılan bu kupalı mücadelenin sonuna kadar renkli, heyecanlı ve izleyici kalabalığı, seyirci potansiyelli olması gerekir. Ben bu dört ilk dört sıra takımının maçlarının ful olmasını bekliyorum hafta sonu... Ama sonrasında, varsa bahse girecek federasyon elemanı, yarıdan  az olur seyirciler. 

 

Gelelim bir sonraki haftanın lig programına... Pazar günü Fenerbahçe ile oynayacak Beşiktaş’ın maçı, hem de deplasmanda, Karabükspor’la... Fenerbahçe de deplasmanda cumartesi akşamı Bursaspor’la... Sonrası mı? İşte mesele burada... Kupada Başakşehirsporla oynayacak Galatasaray ise pazar akşamı kendi sahasında Kayserisporla... Peki ne mi olmalı? Öyle ya eleştiriyi yaptıktan sonra bize göre normal olan durumu da yazmamız gerekir. Şöyle olurdu bence o haftanın lig programı: Beşiktaş cumartesi oynar, Fenerbahçe ise pazar... Galatasaray ise pazartesi... Öyle ya Galatasaray’ın Avrupa maçları da yok bu sene...

 

Ama hep yazdım, hep söyledim; federasyonda bu işleri yapan kişi veya kişiler belli ki futbolun felsefesinden uzak yaşamışlar... Ben şimdiden yazayım da... Neyi mi? Siz o lig haftasında Beşiktaş’la Fenerbahçe’nin başına bir şeyler gelsin, ortalığı görün o zaman... Neden bu tehlikeli durum göz ardı edilir acaba? Tam da huzura ihtiyacımız varken...

 

Yine bize kaldı bunları yazmak: Var mı başkası? Yok... Farkında bile değillerdir...