TEKNİK direktör Tudor’un uygulatmaya çalıştığı eskimiş oyun sistemi 3-5-2 ile yeni bir yola çıkan Galatasaray, sizce acaba böyle ecel terleri dökerek mi devam eder, yoksa pat diye gider mi?
 
Ankara temsilcisi Gençlerbirliği maça golle başladı. Daha dakika dolmadan gelen gol tipik bir üçlü savunma eskimişliğinin adeta faturası idi. Serdar’la Khalili’nin alış verişinde adam paylamışı için kararsız kalınış bu golün gelişindeki en büyük faktör idi. Tabii ki golü atanın vuruşu da mükemmeldi. Sonrası mı? Galatasaray zararı telafi etmek için önce topa sahip olmanın yollarının arayıp hücum ağırlığını koymaya başladı. Bu arada Gençlerbirliği takımı da sanki kendi sınıfından olmayan bir takımla oynuyormuş gibi dengesiz çıkışları peş peşe yaptı. Ama 5. dakikadaki penaltı hiç hesapta yoktu. Ankara takımımın sahip olduğu top arada Ahmet’in koluna temasla beyaz noktaya gitti.
 
Burada paragraf yapalım. Galatasaray bu golle gaza gelirken, Ankara temsilcisi oyundan adeta evine taşındı. Belli ki Ümit Özat isimli hocamız Galatasaray’ın üçlü savunma ile oynadığının farkında değildi. Derken Hakan Balta yerini Sabri’ye bıraktı. Ve o Sabri Tudor’a bu takımın banko oyuncusu olduğunu dakikalar ilerledikçe daha bir kanıtladı. Neyse, devre biterken Podolski müthiş vurdu...
 
Sonra mı? Bir penaltı serisi izledik. Maçın hakemi Aydınus o iki penaltıyı da yakalayabildiği için kutlamak gerekir. Önce Muslera kurtardı, sonra kaptan Selçuk affetmedi: 2-2...
 
Ve pabucun bağlı olduğu tribündeki teknik adam tarafından fark edilmiş olmalı ki, Sneijder oyuna alındı. Ama bence Josue’nin değil de Tolga’nın yerine girmeliydi. Çünkü maç Arena’da berabere gidiyordu. Ve geldi çattı 90. dakika... Hatta bir kaç saniye geçmişi... Serbest vuruş kararı yine doğruydu Aydınus’un... Selçuk geldi ve çok ilgi çekici bir vuruş yaptı. Neden mi ilgi çekici. Çünkü barajın ters tarafına yönelmiş rakip kaleci doğru pozisyon almıştı. Genelde bu durumlarda vuruşu yapanlar barajın üzerinden kaleyi görmeye çalışırlar. Ya da kalecinin tam tersine, yeni barajın yanından kesebilirlerse keserler... Ama Selçuk tam tersini yapıp kalecinin bulunduğu tarafın direğini nişanlayıp maçı Galatasaray’a getirdi.
 
Bir önemli detay... Galatasaray’daki idmanlar yüzünden her hafta maç öncesi beş-altı sakat çıkıyor.  Bence spor basınının faal isimlerinin bunu ciddi şekilde araştırmaları gerekir. Antrenmanlar ağır mı? Şayet öyleyse ligin bitimine iki ay kala bu olmaz. Yok, normal çalışmalarsa, o zaman futbolcular düne kadar ense yapmışlar demektir. İnanın sevgili okurlar, maçların sonuçları bir kenara bu idman meselesi hepsinden önemlidir...