İnanmıyorum!
Hani günümüzde bir tepki var, cereyan etmiş veya bilgi aktarma durumunda giderek model olan; “İnanmıyorum...”
Evet, bendeniz de son günlerde gözümüzün önünden geçen bazı gelişmelere gerçekten bu modelle bakıyorum...
Şimdi şu 2. Kulüpler Vakfı Birliği toplantısına bakalım. Bendeniz bunu canlı olarak izlemedim. Çünkü karnım tok... Ama gün içinde haberlerden gördüğüm kadarı ile bir fotoğraf dikkatimi çekti. İşte o fotoğrafı görünce, “İnanmıyorum” diye çığlık atmışım... O fotoğrafın göbeğinde Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yanında Aziz Yıldırım, diğer yanında da Göksel Gümüşdağ bulunuyordu. Eee ne mi var bunda? Hani Aziz Yıldırım Bey, defalarca, hatta iki - üç yıldan bu yana, Kulüpler Birliği Vakfı’nı tanımadığını, tek toplantısına dahi katılmadan göstermişti ya... Hafta içinde bir kaç yakın dostla iddiaya bile girdim ve kaybettim tabii ki... Onlar diyorlardı ki, “Cumhurbaşkanı da gelecekmiş, bu yüzden Aziz Bey bu toplantıya katılır...” Gerçekten de katılmış... Sonra şapkayı önüme koyup düşündüm ve hesaba Sayın Erdoğan’ı katmadığımı anladım... Eh, Yargıtay mı nedir hâlâ sesi çıkmadı ya... Zaten çıksa da ne olur ki?
***
Şu bizim televizyonlar bir âlem yahu... FİFA Başkanı İnfantino, bizim Yeşilköy’de bir yer görevlisi bayanla fotoğraf çektirmiş. Vay canına! Ne oluyor yahu? FİFA başkanı gizlice Türkiye’ye gelmiş... Eyvah ki eyvah! Hele hele şu malum yangıncılar programında bu mesele dakikalarca o malum foto ekranda tutularak güya konuşuldu. Tabii ki başka televizyonlar da peşine takıldı. Sonunda ne mi çıktı? Hiiiiç... Adam bir başka ülkeye giderken uçağı bizim toprağa inmiş ve oradan da yeniden havalanıp gitmiş. Yani transit geçmiş adam... Hostes kızımız da anında fotoyu patlatmış... Aslında bunu hiç mi yazmasaydım acaba?
***
ASpor’da da, başka ekranlarda da Sergen bir uçuruldu ki sormayınız... Ben de Sivas’ta ne yapmıştı yahu diye sormuştum... Kayserispor devre arasında çok sayıda ve iyi oyuncu transfer etmişti. Kıpırdanışı da oradan kaynaklanmıştı. Eeee, şimdi ne oldu? Gaziantepspor’a yenilip rakibini umutlandırdı, kendi de krize girdi... İşte tabelacılık...
***
Türkiye Süper Ligi’nin yeni yayıncı kuruluşu beIN tam anlamıyla şaşırdı diyebiliriz. Zaten iki haftadır sesi kısarak izliyorum maçları. Ne anlatan spikerler, ne de yorumcular hiç de o pahalı işin adamı değiller. Hele hele yorumcular... Ben iki haftadır dinlemiyorum ama eş, dost hemen bilgi ulaştırmada adeta yarışıyor. Şimdi de Ömer Çatkıç çıktı. Hani şu bizi uluslararası bir futbol turnuvasına katılmaktan taçtan yediği golle eden kaleci... Hani şu Gaziantepspor kalesini korurken, şampiyonluğa bir kaç adım kalmış iken, Kadıköy’de ilk yarıyı 3-0 önde bitirdikten sonra maçı 4-3 kaybeden ve rakibinin şampiyonluğuna yol açan kaleci... Necati Ateş bir yandan, merkezci, hiç bir takımda bir aydan fazla tutulmayan teknik adam, kimsenin tanımadığı bir zamanlar Başakşehir’de oynamış bir sol bek başka yandan... Bir de CEO Fransız değil mi?
***
Hazır yayıncı kuruluştan söz açılmış iken, şu son zirvede yeniden gündeme gelen video hakemlik meselesinden söz edelim. Yani hakemlerin aşağılanacağı olay... Hakem ne demek? Malum! Ama seni teknolojiye kurban edecekler... Bırak o zaman, birilerine kıyafet giydirip salsınlar sahaya... Malum yorumcular ve video hakemlik... Seneye bendenizde bulunan dört adet dekoderi iade ederim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.