Direkler kurtardı, Fabri yaktı!
MAÇ öncesi yazdığım yazıda Beşiktaş’ın öncelikli taktiğinin rakibini kenara oynatmak olması gerektiğini yazmıştım. Çünkü Lyon takımı süratli, çabuk, fizik gücü yüksek, hatta teknik kapasitesi de iyi olan bir takımdı. Böyle takımlar karşısında alınacak tedbirlerin başında orta alanın iyi karşılayıcı olması gerekir. Hâl böyle olunca da...
Gelelim maça... Beşiktaş, rakibin yukarıda saydığım özelliklerine karşı zayıf düşmeye başladığı anlarda direklere ve defansının kendini yere atarak yaptığı karşılamalara dua etmelidir diyordum. Derken, bir duran topu Talisca akıllıca kullandı ve Babel de ustaca vurarak maçı Beşiktaş tarafına taşımaz mı? Şenol hoca da Adriano’yu yerine, yani sol arkaya alıp, Mitroviç’i Atiba’ya destekçi olarak öne sürdü. Ancak ne var ki, gol pasını verdikten sonra maçtan çıkıp evine giden Talisca ve de böylesi takımlar karşısında hele hele deplasmanda oynamayacak oyuncu olan Cenk hâlâ oyuna devam ediyordu. Yani Beşiktaş dokuz kişi kalmıştı. Neyse ki devre öyle bitti.
İkinci yarıda baktım Beşiktaş takımında değişiklik yok. Demek ki ben ilk yarının büyük bölümünü gözleri kapalı izlemişim. Ama gözlerimin açık olduğunu dakikalar ilerledikçe anladım. Çünkü artık ayakta duracak hali kalmamış ve kendisine verilen bütün topların rakip kontrasına dönüştüğü Talisca maç bitine kadar sahada kaldı. Cenk de taaa 87. dakikaya kadar sahadaydı. Eh, dokuz kişi ile Lyon deplasmanı oynarsanız maçı en azından 1-0’da bile tutamazsınız. 64. dakikada Mitroviç çıkıp yerine Necip girdi. Necip doğru da neden Mirkoviç çıktı? Talisca dururken... Sahayı iyice daraltsanıza artık... 74. dakikada da Oğuzhan çıktı yerine Tolgay irdi. Tamam da neden Oğuzhan çıktı da Cenk maçta kaldı? Bir atağı direk kesti, iki mutlak gollük pozisyonu da onlar harcadı. Ama bir karambolda ayakta duramayan Talisca topu hediye edince 1-1 oldu... Eh derken, Fabri düne kadar Şenol hocaya kalp krizi geçirtme çizgisinde dolaştırdığı aynı hareketi bir daha yapmaz mı? Hem de birinci defasında rakibini ekarte etmesine rağmen, topu uzaklaştırmak yerine üzerine gelen iki kişiye aynı numarayı çekerken turu ateşe attı.
Oyuncu değişikliklerindeki hatalar ve Fabri’nin takımı yakışı ile Beşiktaş, turu geçmedeki oranını yüzde 60’tan, bence, yüzde 30’a indirmiştir. Hele hele Marcelo gibi bir stoperin cezalı oluşu, daha da canımı sıkmaktadır. Önümüzdeki Perşembe Arena’yı dolduracak seyircinin rolü ne kadar olur bilinemez. Ama şunu bilirim ki, benim seyircim kendini çok medeni sanan Fransızlar kadar Fransız değildir... Bu arada İspanyol hakemi de kutlarım. Ev sahibi etkisinde nasıl kalınmazmış gösterdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.