Ne değişecek?..
Yani, Saadet Partisi’nin oy oranı mı?.. Yoksa, misyon mu?..
Siyasi parti başkanları içerisinde düzgün karakteri ve de mazbut yapısıyla yakından tanıdığımız Sayın Recai Kutan’dan sonra partinin genel başkanlık koltuğuna Prof. Numan Kurtulmuş oturduğunda umulur ki Saadet Partisi çevrelerine yeni bir kan gelir...
Yeni ekipler, yeni kadrolar... Yeni söylemler... Yeni bir siyasi atmosfer...
Bu ülke geçmişinde tek partili Şef devrini yaşadığı gibi, biri iktidarda diğeri de sürekli muhalefette olan CHP ile DP dönemini de yaşamıştır. Biliyoruz ki o dönemler hep kavga, hep darbe, hep de idamlarla geçmiştir.
Şimdilerde, muhalefetin yetersizliği ile iktidarın iktidar olmaya nasıl kilitlendiğini görüyoruz. Bu kilitlenmeler ülkenin yeni politikalar üretmesine engel oluyor.
O bakımdan, çözüm olarak mutlaka bir alternatif oluşması gerekir. Zamanla gerekecek de, ama orada olur, ama burada olur...
Hem de olması için de nedenler var... İktidardaki AK Parti geliş kaydına göre aynı gelenekten gelse de, yöneticileri çok öncesinden Milli Görüş gömleğini çıkardıklarını söylediler...
O zaman üzerlerindeki gömlek ne gömleği?
Gayri milli değil, ama işte öylesine bir gömlek. Üzerinde her türlü renkleri taşımaya müsait...
Alacalı bulacalı...
Vatandaş demek ki bu tip gömleklere rağbetli olmasa da, bir başka renktekini bulamayınca mecbur mu kalıyor?..
Her nasılsa, bu kadroların da ekseriyeti Milli Görüş rahle-i tedrisatından yetişme.
Akıllarına takmışlar ki... Erbakan Hoca.. Rektörler bize selama duracak, dediği için 28 Şubat olmuş, biz ise öyle şeyleri hiç ağzımıza almadan iktidar olup yolumuza devam edeceğiz...
Doğrusu, öyle yaptılar... Başka dillerden konuşarak, başka yolları deneyerek bu aşamaya kadar geldiler ama, muktedir olamadılar... Koskoca Cumhurbaşkanının eşine sırtını dönen subayların her halde derdi, Erbakan Hoca’nın rektörler söylemi değildi?.. Başörtüsü zulmünün halen devam etmesinin nedeni de, rektörlerin selâmı olamazdı...
Şu anda her hareket ve de her yol denenmiş durumda...
Özellikle dışarıdan mevki makam karşılığı ithal edilen kadroların da AK Parti içerisindeki duruşları ve de ufak bir sallantıda trenden kaçıp uzaklaşacakları da anlaşıldı...
Anlaşıldı ki, elin adamı ile yol arkadaşlığı olmuyor...
O zaman sözü demokratik düzenin kurallarına taşıyarak yarınları düşünelim.
AK Parti yoluna devam etsin... Hem de güle güle gitsin...
Onun oyları ona... Dışarıda temsil edilmeyen daha %50’ye yakın oy var...
Bu oranın en azından %30’unu alarak Meclis'te bir alternatifin oluşması siyasi rekabetin ve hem de yarınlarda ne olur ne olmazların gereğidir...
O bakımdan, Sayın Kurtulmuş Önderliğinde yeniden Milli Görüş harekatının bu ülke yararına olacağı düşüncesindeyim... Aceleden yola çıksınlar... Hem de Halid Bin Velid kahramanının Uhut'da dağın arkasında bekleşmesi gibi beklesinler... Zamanını, saatini beklesinler...
Avantajları ile dezavantajları ne olur?..
Şu olur... Eski tas eski hamam hesabı... bizimkileri parti çalışmalarında kullanırız, karşımızda olanları da iktidar yapılanmasında göreve çağırırız mantığı ile yola çıkılacaksa, bu yol şimdiden çıkmaz sokak sayılır...
Çünkü, Milli Görüşçülerin bu tip vefasız kaypak politikalardan oldukça canları yandı...
Çoğu da dersini almış durumda...
Yok, yeniden yapılanma dediğimiz olayda samimi ve de dürüst kadrolar gündeme getirildiğinde bu kervan Hz. Ebu Bekir’in kervanı gibi dağları, taşları aşar gider.
Hem gider, hem de onun çevresini manevi güvercinler sarar...
Örümcekler ağını örer...
Samimiyet güvercinleri Ebu Cehillere, Ebu Leheblere kaptırmazlar bu kervanı...
O bakımdan, şimdi bütün gözler Sayın Kurtulmuş’ta... Düşünülen bu yenileşmeyi hiç kimseler sağa ve sola çekmesinler... Bulandırmasınlar, sulandırmasınlar...
Yarın ola, hayır ola...
Kurtulmuş’un geçmişi ile çizgisini fazla anlatmaya gerek görmüyorum.
İstanbul’umuzun ender yetiştirdiği evlatlarından birisi... Bu göreve hem lâyık, hem de uygun görüldüğüne göre, şimdi bütün gözler yollarda....
Umarım ülke için hayırlı ve de uğurlu olur.