Cuma’nın gelişi!
SİZ bu yazıyı okuduğunuzda mübarek cuma... Ben ise yazıyı yazdığımda bir perşembe... Ama neler neler var yine bizim sporla veya dış sporla ilgili...
Önce bizden başlayalım... Başakşehirspor’a ceza yağdı değil mi? Size öyle gelebilir. Kaleci Volkan Babacan ki, onun için ne methiyeler düzmüştüm. Sadece bir maç ceza aldı bir basın mensubuna attığı yumruk karşılığı... Emre mi? Tel örgülere kendisine edilen küfür sebebiyle tırmanırken, görüntüsünü almak isteyen basın mensuplarının dayak yemesine kapı açtığı için, sadece 50 bin kâğıt ceza... Yedek kaleci Ufuk ve yine milli takıma neden alınmadığı için kendisine destek olduğumuz Yalçın beşer maç... Cezalar sanki kupa ve lig fikstürüne bakılarak alınmış gibi görünüyor. Ben bu cezaların en çok Abdullah Avcı’yı yaraladığını sanıyorum. Yazık! Acaba benzeri bir sahne Almanya’da veya İngiltere’de sahnelense idi cezalar ne olurdu?
***
Brezilya’daki bir maçın sonunda arbede çıkmış. Tekmeler, yumruklar havada uçuşmuş. Bunlar olurken sahnenin bir numaralı aktörü kim peki? Tabii ki bizim Melo... Bakalım Brezilya federasyonunun ceza kurulu ne verecek mükâfat (!) olarak?
***
Fenerbahçe, kaleci olmayan Başakyehirspor’la kupa yarı finalinin ilk maçında 2-2 berabere kaldı. Güzel bir sonuç değil mi iki ayaklı oyun için? Ama gelin görün ki ev sahibi bu maçı kalecisiz oynadı. Ve tonla paraya kurulmuş Fenerbahçe takımı bu kaleciye koca maç boyunca bir doğru dürüst şut atamadı. Ama anlı şanlı spor basınım “Kupa canavarı RVP” diye manşet attı. Yani Van Persie için neler neler yazdı. Yahu adamın iki defa top değmedi ayağına... Olsun; maksat okuru uyutup gazete satmak veya rayting için ekranda bülbül gibi şakımak…
Kim bilir belki de bazı yöneticilerin adamları olan spor yazarları, “Aman şunu övelim de satılabilsin” anlayışındalar.
***
Beşiktaş’ın Hollandalı futbolcusu Babel pişti olmuş bir gece macerasında... Hep söyler, hep yazarım; buraya dimdik gelen yabancı üç aya varmaz bize uyar diye... Hele hele İstanbul’da ise... Öyleleri vardır ki, Anadolu’dan İstanbul’a bir gece gelip sabah idmana yetişir. Peki, bu rahatlığın arkasındaki sır ne? Tabii ki yöneticilerin gevşekliği, spor basının vurdumduymazlığı...
***
Ben bu satırları yazdığımda Fenerbahçe Euroleague’de son dörde kalmıştı. Hem de ünlü firma Panathinaikos’u 3-0’la devirerek... Anadolu Efes de sanki işi yarıladı gibiydi. Bu akşamki maçı da aldı mı, etti mi sana ikinci takım son dörtte... Bu akşam Daçka ne yapar? Yenerse yürüyün yeniden Madrid’e... Vallahi bu ünlü firmaların başındaki yetersiz hocalar varken olur mu olur... Şu günlerde kulüpler bazında havalardayız. Ama önümüzdeki Eylül’de milli takımlar nerelerde olacağız, benim de derdim bu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.