Bizde spor öyledir ki, bir gün içinde meydana gelenler için ne gazete sayfalarının manşeti yeter, ne de ekranların spor haberleri.
Başlayalım mı? Galatasaray yönetim kurulu veya o kurulu oluşturanların akıl danışmanları, tuttular futbol takımının tamamına para cezası kesilmesini uygun gördüklerini açıkladılar. Dünyada görülmemiş duyulmamış bir karardır bu... Yani Muslera da, yırtınarak oynayan Sabri de, yeni oyuncu Ahmet de, usta Hakan Balta da bu cezaları ödeyeceklermiş. Sonra haber devamla şu hale geldi: Karar alındı ama oyuncular dikkatle izlenecek ve uygulama tam olarak veya kısmen uygulanacak... Çevir kazı yanmasın derler bizim Anadolu’da buna... Kimdir asıl suçlular? Belli değil... Teknik adam ne yapmaktadır? Üstelik bu yönetimde rahmetli Metin Oktay’ın takım arkadaşı Diş hekimi, Kadıköy Belediye eski başkanı da var... Yani Tudor derse ki sen kimsin, ona en kralı cevabı verecek kişi... Ama ses yok... Başkan mekânı Florya’ya kuruyormuş. Hadi yahu! Acaba kökeni itibarıyla 500 yıllık Galatasaray da ezeli rakiplerinden birine mi benzemek durumunda? Aylık Divan kurulu toplantısını nasıl merak ediyorum bilemezsiniz.
***
 
Fenerbahçe erkek basketbol takımı ki, daha Ekim ayından beri bu sene Avrupa Kupası’nın en büyük favorisidir diye yazdığım, bizim Anadolu Efes’e 40 sayı fark attı. Hani şu son maçta final four hakkını 3-2’lik skorla kaybeden takıma... Anadolu Efes bu ülkenin basketbolu sizlere ömür olurken hayat veren kulüp... Başkan, okul ve semtten arkadaşım Tuncay kim bilir ne kadar üzülmüştür. Yenilgiye değil, takımının bu halde maç kaybetmesine... Yukarıda Galatasaray’ın bütün futbolculara ceza vermeyi uygun görüşünü eleştirmiştim ya, acaba bunu Anadolu Efesli oyunculara uygulasalar yanlış mı olur?  Bu arada Fenerbahçe bu maçta bize Final four için hangi düzeyde Real Madrid maçını beklediğini de göstermiş oldu. Plağın tersinde helal olsun ödülü var...
***
 
Şampiyonluk şansını zora sokan Beşiktaş’ta da ilgi çekici gelişmeler oldu. Talisca, tutmuş, 1,5 milyon avroluk yıllık ücretini Aboubakar’ın 3 milyon 600 avrosuna çekin demiş. Sanki haklı gibi duruyor değil mi? Ama asıl hata kimde? Tabii ki yönetimde... Aboubakar’a, onca feda günlerinden sonra o para verilir miydi? Yetti mi? Hayır! Mitroviç için de 4 milyon 200 bin avro bonservis ödenmişti. Eder miydi? Görünen köy kılavuz ister mi? Devamla; Oğuzhan’a da onca bol para ile beş senelik kontrat daha teklif edilmiş ve neredeyse imza aşamasına gelinmiş. Destur! Desenize İstanbul cennet köşedir, bu köşede sefa sürecek insana ihtiyaç vardır. Zaten bol miktarda var, yenileri de gelse ne olur? Tam Beşiktaş doğru yola girdi derken, meğerse bizim yollarda hata varmış!
***
 
Advocaat Hollanda milli takımının başına getirilmiş. Haziran’ın ortalarında da işbaşı yapacakmış. Demek ki Hollanda’da işi bırakmış. Zaten bizim milli takımın bile gerisinde kalmadı mı son grup maçlarında? Eh, bu emekli hoca orada da mutlaka sol ayaklı bir sağ bek, Sow misali, santrfordan çakma sol açık icat edebilir.