Damatlar salınınca, Milletimiz teveccühle oy verdiği insanlara karşı güven kırıklığı yaşadı. Adaletin çivisinin çıktığını biliyorduk da.. Bizimkilerin de yapabileceğini ve ya göz yumacaklarını düşünmüyorduk..

Damatlar salınınca, Milli Güvenlik sırlarımızı basın aracılığı ile tüm dünyaya duyurup,  MİT ve Halk Bankası Operasyonları ile devletimize terörist damgası vurdurup, ülkemizi kaos ve ekonomik ablukaya almak isteyenlerle işbirliği yapan sözde gazetecinin hapse mahkum olması toplumda karşılık bulmadı. Oysa malum gazeteci Fetö, cemaat oyunları ile büyük bir kartel gazetesinde tepe yönetici olmuştu. Kendisi tatlısu solcularımızdan olup, istismar etmedikleri hiçbir değer olmaması yönüyle aslında birinci sınıf bir cemaatçiydi.

CHP, malum Fetö’nün Kaset Operasyonu ile gelen Genel Başkan aracılığı ile yönetiliyor. Maalesef Atatürk’ün partisi olarak geçinen bu partinin milletvekilleri, cemaatin gazetesinin önünde, terörist cenazelerinde, homoseksüellerin eylemlerinde hep devletin ve polisin karşısındaydılar.

Geçmişin 28 Şubat ve ERGENEKON Yargılamalarındaki adaletsizlikler, şimdinin damat vs. istismarları Milletimizin özelde adalete, genelde devlete güvenini sarsmaktadır. “Adalet mülkün temelidir.” diyor Hz. Ömer..

“Kılıç; zaferleri, zekâ; siyasi üstünlüğü, adalette ahlaki muzafferiyeti temsil eder.” diyor Simeon Luce…

“Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir.” diyor Blaise Pascal…

Yukarıdaki vicdani nasihatler çok önemli, ama Allah (CC)’ın emirleri herkesi bağlar. Tabii kullar itibar ederse.. Etmez ise karşılığını da bizzat emir sahibinden görür.

Her Cuma imam efendinin nasihati; “Nahl, 90; Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”

Al-i İmran, 182 “Bu, kendi ellerinizin yapıp öne sürdüğünün karşılığıdır. Allah kullar(ın)a asla zulmetmez.” Evet, Rabb’imizin uyarısına bakın! Düşünün.. esasında bu emirde Müslümanların yaşadıklarının arka planı yok mu? Bunca fitne, kardeş düşmanlığı, Kur’an-ı Kerim’den yoksun bir şahsi hayat ve devlet yöneticiliği.. Sonuçta ortada. S. Arabistan’da halkın bu tepkisizliğinin Allah nezdinde mutlaka bir karşılığı vardır. Nitekim “Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır.” Buyuruyor Hadis-i Şerif ile Gülümüz (SAV).

Ey Aziz Milletim…

Şimdi birileri yürüyüş yapıyor.

Maksat ne? Adaletin ihyası mı? Hayır! Ülkeyi karıştırmak..

Gerçi eylem hamdolsun Gezi Eylemleri gibi karşılık bulmadı. Fetö’cüler korkak oldukları için yürüyüşe fiili destek verecek yürekleri yok. Çünkü arkasına saklanabilecekleri bir kalabalık yok. Yürüyüşe radikal sol örgütler destek veriyor. Ancak bu sözde Atatürkçülere, Atatürk’ün sözü ile cevap vereceğim. “İstiklalin de eşitliğin de adaletin de kaynağı Milli Egemenliktir.” Evet, mülkün ihyası için Milli Egemenlik şarttır.

İslam Âlemi’ne söylenecek temel söz budur. “İstiklalin de eşitliğin de adaletin de kaynağı Milli Egemenliktir.”

Gezi Olayları gibi maalesef bu adalet yürüyüşünün de nihai maksadı Milli Egemenliğimizi zaafa uğratmaktır. Necip ve fedakâr Milletimiz, yüksek ruhlu insanımız oyunun farkındadır.

Ey Büyük Milletim, Yiğit Halkım..

Solcu, Sağcı, İlerici, Milliyetçi, Ulusalcı, Dindar, Laik, Şeriatçı vb. olabilirsiniz. Şunu biliniz ki, Devletimiz ve Milletimizin Milli Egemenliğinden yana iseniz birbirinizle kenetlenin. Şu anda Milletimiz ve Devletimiz Medeniyet Coğrafyamızda uzun soluklu ekonomik ve askeri mücadele edecek maddi varlığı ve gücü oluşturmak zorundadır. Unutmayınız ki, İman ve mücadelemizin bizi ötelere götürmesi için stratejik üretim ve yığınaklanma şarttır. Bu nedenle, ülkemizin her anlamda yukarıya çıkmaya çalıştığı, büyüme hızının arttığı, terörün belinin kırıldığı bir dönemde sözde Adalet Yürüyüşü, hem de Millete ihanet etmiş bir adamın mahkûmiyet kararına karşı yürümek bilinçsiz ise dış güçlerin oyuncağı olmaktır, bilinçli ise ihanettir.

Adalet ve huzur, iç barışın temel şartıdır.

“Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme (topluluğa) olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevketmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (MAİDE/8)” Geçmişte ERGENEKONCU diye bir zümreyle kavgaya tutuşulduğunda bu emr-i ilahiye ne kadar riayet edildi? Düşünün.. Dolayısı ile Rahman (CC) “Gerçekten Allah, bir toplum kendi nefislerinde olanı değiştirmedikçe, onların durumunu değiştirmez. (Rad, 13/11)” kaidesi ile hareket edecektir. Hâsılı Milli Egemenlik için Adalet şarttır.

Adalet, herkese lazımdır.

Adalet mülkün (devletin, nizam, düzen ve istikrarın, içtimai huzurun) temelidir.

Adalet geciktirilmemelidir.

Hain, işbirlikçi ve hataya düşmüş kesimlere de fırsat verilmemelidir.  

“ADALET GECİKMEZ TEZ VERİLMELİ

Gazi Alperenler! İşe koyulun,

Gayrı söze vakit az verilmeli.

Bidevi atlara rüzgârca soluk,

Ve yıldırımlarca hız verilmeli.

Şanlı Kitap önderiniz kılındı,

İman, sancak gönderiniz kılındı.

İklim-i Rum, minderiniz kılındı,

Ol mindere kavi diz verilmeli...

Barak Baba, Sarı Saltuk orada,

Hacı Bektaş Veli, Tapduk orada.

Bir mübarek vatan yaptık orada,

O, bir can dilerse, yüz verilmeli...

Göğsünde olanlar bir nebze iman

Gönlünü mazluma eder sütliman

Halkı ayırmadan, kâfir-Müslüman

Aça aş, açığa bez verilmeli...

Bu kılıçlar iller fethi içindir,

Bu kitaplar diller fethi içindir

Türküler, gönüller fethi içindir,

Cümle ozanlara saz verilmeli...

Kartal yuvasıdır, Söğüt'te burçlar,

Devletin zırhıdır, sınırda uçlar.

Gazi Osmanlara zağlı kılıçlar,

Yunus Emrelere söz verilmeli...

Töre, nizam, yol ve yordam her kula

Usul, erkân, edep, erdem her kula

Yirmi dört saatte, her dem, her kula

Tanrı'ın buyruğu uz verilmeli...

İnatla girmeyin soy-sop faslına

Kurtsa kurt, itse it... Döner aslına

Rum ülkelerinde Oğuz nesline

Peygamber kavlince öz verilmeli...

EKMEK, SU, AŞ BULMAK GECİKEBİLİR,

TEMELE TAŞ BULMAK GECİKEBİLİR,

DEVLETE BAŞ BULMAK GECİKEBİLİR,

ADALET GECİKMEZ! TEZ VERİLMELİ...

N. Y. GENÇOSMANOĞLU”