LİGDE ilk haftanın en heyecanlı, en çok futbol dolu, en çok oyuncunun öne çıkabileceği maç hangisidir diye sorsanız, tartışmasız Beşiktaş-Antalyaspor maçı olurdu cevap... Peki, öyle mi oldu? Hayır! Açalım o zaman...

Şenol hoca sahaya sakat Gökhan Gönül ve başka kulübe uçmuş Marcelo dışında geçen sezonun şampiyon kadrosunu sürdü. Hani Adriano yoktu derseniz, haklı olabilirsiniz de, Caner sakatlanmasaydı acaba kim banko olurdu? Neyse, Beşiktaş’ın bu kadrosu karşısında iyi oyunculardan kurulu ve de Rıza hocadan aldığı, “Rakipte kimse tek başına kalmayacak, kim yakında ise basacak” planı karşısında geçtiğimiz yılların futboluna yaklaşamadı. Şayet Antalyaspor’un ön liberosu Sandro o acımasız tabanla hastanelik olmasaydı, maçın gidişatında da değişimler olabilirdi. Savunmasında iyi yerleşen ve sert oynayan konuk takım, orta alanda Eto’o onlara yaklaşıp iş birliğine girdiğinde iyi de top taşıdı. Ancak ne var ki, Antalyaspor Beşiktaş rakip ceza alanına yaklaştığında sanki fren yaptı. Hele hele Eto’o’nun Fabri’ye takıldığı bir pozisyon vardı ki, orada kimi kutlasak, kimi eleştirsek diye düşünürken, Beşiktaş kalecisinin büyük iş yaptığını ve belki de galibiyeti perçinlediğini söyleyebiliriz.

Beşiktaş tarafına baktığımızda ne görürüz? Savunmanın sağ kanadından hücuma etki yok. Pepe ve Tosiç henüz ilk lig maçları olduğundan uyum içerisinde göründüler de diyemeyiz. Antalyaspor’un hem ilk yarıda ve maçın sonlarına doğru yerleşim hatasından girdiği pozisyonlar var. Atiba giderek düzeliyor. Oğuzhan çok etkisizdi. Tolgay’ın 73’de girişi büyük bir ivme kazandırmadı ama karşılamada güç verdi. Quaresma belli ki aklında Lens var olarak oynadı ve etkili olamadı. Sanırım bunda maçın boş tribünlere oynanmasında da rolü vardı. Babel nasıl maçı bitirdi, hayret... Cenk önde neredeyse tek başına savaştı. Negredo korkusu diyeceğim ama o hep böyle oynuyordu zaten. Şenol hocanın Lens’i oyuna sokmayışında bir anlam vardır ama ben kestiremedim. Hazır tribünler boş iken Quaresma ile bir 20-25 dakikalık değişim olmaz mıydı? Beşiktaş’ın ilk golünde sırayla Caner, Atiba ve Pepe etkili rolleri taşıyorlardı. Ama penaltı tamamen Cüneyt Çakır uydurmasıydı.

Bu maçtan önce Trabzon’daydık. Tabii ekran olarak… Müthiş tempolu ve hiç durmadan oynanan bir maç izledik. Yani Beşiktaş-Antalyaspor maçının tam tersine... Bir ön libero hatasında Konyaspor golü patladı. Okay’ın savunma içinden kendi bekine top çıkarmanın ne kadar riskli olduğu bu golle ders olarak anlatılmalıdır. Ardından da Konyaspor’un stoperlerinin iki büyük hatasından Burak golleri çıktı. Önce bir hava topuna birlikte çıktılar ve birbirlerine bozdular. Sonra da bir ıskalama serisi sundular. Trabzonspor’da Olcay çok etkisiz kalırken, orta alan önümüzdeki maçlar için bende etki az sinyalleri verdi. Savunma ise orta şekerli idi. Konyaspor’da acımasızca taban yiyerek sedyelik olan Traore büyük eksiklik olarak durdu.