Ümmet, Ferdi Şuur.. Mankurt Yöneticiler..
Ümmetin tedrisat ve şuuru en az 400 yıldır sürekli zayıflatılmaktadır. Sebeplerini tartışmayacağım. Ama durum budur.
Putperestlikten gözü dönmüş bir duruma düşürülen insanımız çıkartılan envai çeşit fitne ile birbirine düşürülmüştür. Temel sebep ise; “Ham yobaz, kaba softalık!”tır.
Irkçılık belası, Mezhebçilik, Tasavvuf görünümlü cemaatçilik ve menfaat grupları, farklı farklı fikir akımı görüntülü emperyalist kuklaları.. Satılık ve köle yöneticiler..
Mankurt’u bilirsiniz..
Anlatmayacağım. Hani kafasına geçirilen yaş deve derisi sonucu şuurunu kaybeden… konuşabilip, emir alan, köpekleşmiş insan. Öyle ki O’nu tutsak eden kafasındaki deriyi kaybederim diye Anasını bile öldüren mahluk..
İslam Dünyası’nın en büyük düşmanı bu mankurtlar ve menfaatperest lejyonerlerdir. Soruyorum size; Allah rızası deyip kendi halkına mermi atan FETÖ sapkınlarının zamanında Ümmet topraklarını işgal eden İngiliz Lejyonerlerinden farkı nedir? IŞİD Militanları sıkıştıkları bölgelerden ABD tarafından çekip alınıp kurtarılan Avrupalı Komutanlarını görmüyorlar mı? Kendilerine verilen askeri techizatın nereden geldiğinden haberdar değiller mi? PKK/YPG’nin, son dönemde de Molla Barzani’nin ABD ve İsrail Bayraklı propaganda yayınlarını Namaz kılan Kürt Kardeşlerim görmüyorlar mı? Barzani’ye destek veren CHP Liderini, teröristlere karşı başarılı kullanılan Silahlı insansız hava araçlarına tepki gösteren CHP Milletvekilini sözde Atatürkçü ve tam bağımsızlık yanlısı görünen kişiler görmüyorlar mı?
Şimdi M. Akşener’in etrafında birleşmeye çalışanlara bakın.. Kim bunlar, kimdi bunlar? Ülkücüler mi sizce? Vatansever kişiler mi peki? Akşener dâhil bu insanlar CIA, MI6, BND, DGSE ve MOSSAD’ın bölgemizdeki iğrenç operasyonlarından haberleri yok mu, elbette en başta da FETÖ’den habersizler mi? Hayır!
Aslında Küreselleşme ile herkes dünyanın her yerinden haberdar olmaktadır. Sonucunda da ferdi olarak bir yerde durmaktadır. Bu gün MHP ve Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ Bey, Başbakanlarımızdan Tansu ÇİLLER hükümetimizin ve devletimizin yanında yer aldılar. Peki AKŞENER’in yanında yer alan eskinin sözde İslamcıları, Milliyetçileri.. var mı izahı?
Tabii müsbet diyeceğimiz camiada da çok düşünülmesi gereken şeyler var. Hep suçluyu dışarıda aramak eblehlikten ve ferasetsizlikten başka birşey değildir. Misal mi? Hala kamuda neden tarikat, cemaat ve siyaset duruşları en önde.. Geçmişte Akşenerci MHP Mensuplarına sorardım. Derlerdi ki; “Biz artık devlette sadece Uzman Onbaşı olabiliyoruz.” Allah aşkına bu reva mıdır? Bu gün devletimiz Ülkücü destekli Milli Görüşçü ve Ülkücü kimlikli kişilerce yönetilmektedir. Bu neyin particiliği?
“A” Bakanlığı şu cu, “B” kuruluşu bu cu diye neden anılıyor hala?...
Ümmetin öncülüğünü yapan Medeniyetimizin Kahraman Oğulları..
Kör müsünüz?
Sağır mısınız?
İdrak ve şuurunuz dumura mı uğradı?
Cumhurbaşkanımız artık teşkilatlarını halka şikâyet ediyor.
Neden herkes kendisinin çok fedakâr, çalışkan ve haklı olduğunu zannediyor? Neden herkes hatayı hep kendisi ve çevresinin dışında arıyor. Bu gün tüm siyasi partilerde ve devlet kurumlarında FETÖ ve ahlaksızlık, haksız kadrolaşma, adam kayırma bir sorun iken hala bu ihanetlerin tamamına yakını birileri tarafından korunur? Koruyanlar da üst seviye yöneticiler.. Siz hiç Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz mısınız? Cumhurbaşkanımız Almanlara söylediği “Yarın yüzüme nasıl bakacaksınız?” sözünü bu adamlara söylemelidir.
FETÖ ve benzeri yapılanmalar devlet ve milletimiz için en büyük tehdittir.Devlet-i Aliye’nin, Selçuklu’nun büyük ve egemen günlerini lütfen inceleyin.. Kupkuru, bilgi, ilim, irfan, fedakârlık ve Milli Şuur’dan yoksun, gönlü fakir, aidiyeti şahsi menfaatleri üzerine bina edilmiş ihanet ile iç içe olduğunun farkında olmayan adamlarla muvaffakiyet olabilir mi? Ecdad bu tarz adamlara ve yapılanmalara, cehaletin, ilimsizliğin, gerçek manada yobazlığın palazlanmasına fırsat vermişler mi? İnceleyin..
Mübarek Ecdadımın, Yiğit Evlatları..
Allah-ü Teâlâ, Mü’minlere şartlarını yerine getirmeleri halinde zafer vaad etmiştir. Bu ilahi bir muştudur. Bedir gibi, Malazgirt gibi, Çanakkale gibi birçok misali vardır. Şuurlu azlar, hain düşmana ve ihanet kadrolarına galip gelmiştir.
Elimizde çok önemli kozlarımız vardır.
İmanımız, Kuran-ı kerim ve İman Kardeşliği.
Mazimizdeki büyük muvaffakiyetler, fetihler, icadlar, keşifler.. Hasılı kahramanlıklarımızın sonucu askeri zaferler ile yan yana ilmi, fen alanındaki keşifler ve icadlar.. Bin yıllık üstünlüğümüz ve yanında gelen devlet tecrübesi..
Avrupa ve Haçlı Tarihi birbirine ve insanlığa yaptıkları düşmanlıklarla ve zulümle doludur. İslam Milletler için böyle bir şey söz konusu değildir. Bu gün bir Arap, Türk Milleti’ni emperyalist ve işgalci olarak görmez. Çünkü Devletlerimiz hep Medeniyet Devletleri olmuştur. Dolayısı ile İslam Milletler, Halklar ve Topluluklar arasında fertler bazında bir gönül bağı vardır. Bu bağ R. Tayyip ERDOĞAN’lı Türkiye için öncü olarak görülmenin ötesinde “Türk denen öncüye itaat etmeliyiz. Kurtuluşumuz ancak böyle olur.” duygusuna dönüşmüştür. Özellikle Arap Ülkelerinden ülkemize gelen dostlarımız bunu aşikâr söylemektedirler.
Türk İslam Ülküsü’nün yazarı Büyük Mütefekkir Seyyid Ahmed ARVASİ nesep itibari ile seyyid olması hasebiyle Arap’tır. Ailenin yüzyıllardır kaldığı bölge itibari ile de ictimai manada Kürt’dür. Diyor ki; “Kesin olarak iman etmişim ki, Müslüman Türk Milleti ve O’nun devleti güçlü ise İslam Dünyası da güçlüdür.” Bu azıcık tarihe aşina olan herkesin malumudur. Türk ile neden uğraşılıyor, anlayabiliyor musunuz? Elbette medeniyet Coğrafyamız ile de..
Ümmet Coğrafyasına bakın. Eski Dünya’nın her yerindeyiz. En güzel topraklarında, tabii kaynaklarının üzerinde. Yeni dünyada yokuz. Neden? Çünkü 500 yıldır geriliyoruz. Gerileyen kim? Osmanlı.. yani özelde Türk.. Sonuç ortada. Vaktiyle Hindistan’ın İstiklal Savaşı’na askeri birlik ve Halifenin Sancağını gönderebilen şuur ve güçte bir Türk Devleti olsaydı Arakan Katliamı yaşanır mıydı? En önemlisi de oralarda Türk İstihbaratı güçlü olup vaktiyle Müslümanları örgütleyebilseydi!... Bu tüm ümmet coğrafyası için de böyle.. Bu gün IŞİD, İngilizci Selefi Akımlar.. FETÖ vb. ihanet şebekeleri, Milli ve Güçlü bir istihbarat yapımız olsa, Dışişlerimiz olsa, eğitim kurumlarımız olsa böyle cirit atabilirler miydi? Kırgızistan’da FETÖ özelinde CIA ve ABD’nin bir de devletleri olacak. Kim ne yapıyor?
İhanete ve işbirlikçi kölelere karşı İslam Milletler ve topluluklar ferdi olarak ele alınmalıdır. Türkiye ve yanında hareket eden İslam Ülkeleri diğer İslam Ülkelerinde halka dönük şuurlandırma çalışmaları, medya faaliyetleri yapmalıdır. Hatta bu belli bir potansiyeli yakaladıktan sonra kamuda örgütlenmeye, gerekirse yer altı yapılarının oluşmasına dayanak olmalıdır. Günümüzde yaşadıklarımızdan sadece ders almak yeter mi? Tedbir de alınmalıdır. Mısır, S. Arabistan’ın tavrı, İran, Pakistan’da yaşananlar, Arakan’da tezgâhın arka planı halkımıza ve tüm İslam Coğrafyasına çok hızlı bir şekilde gösterilmelidir. Sosyal medya bunun için en büyük araçlardan biridir. Yeter ki yürekler toplu atsın..
Arakan’a yardıma giden Cumhurbaşkanımızın değerli eşleri Emine ERDOĞAN Hanımefendi’yi ve evladlarını yürekten tebrik ediyorum.
“Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?
Müslümanlık sizi gayet sıkı, gayet sağlam,
Bağlamak lazım iken, anlamadım, anlıyamam,
Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?
Fikr-i kavmiyyeti şeytan mı sokan zihninize?
Birbirinden müteferrik bu kadar akvamı,
Aynı milliyetin altında tutan İslam’ı,
Temelinden yıkacak zelzele, kavmiyettir.
Bunu bir lahza unutmak ebedi haybettir...
Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez..
Son siyasetse bu! Hiç böyle siyaset yürümez!
Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan;
Kaldırın ayrılık esbabını artık aradan.
Siz bu davada iken yoksa, iyazen-billah,
Ecnebiler olacak sahibi mülkün nagah.
Diye dursun atalar: “Kal'a içinden alınır.”
Yok ki hiç bir kişiden... Millet-i merhume sağır!
Bir değil mahvedilen Devlet-i İslamiyye...
Girdiler aynı siyasetle bütün makbereye.
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.
Bırakın eski hükümetleri meydandakiler
Yetişir, şöyle bakıp ibret alan varsa eğer.
işte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, gitti!
işte Irak'ı da taksim ediyorlar şimdi.
30 Muharrem 1331
27 Kanunuevvel 1328
1913, Mehmet Akif Ersoy”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.