Aslolan ne?.. Hizmet mi, koltuk mu?

Aslolan ne?.. Hizmet mi, koltuk mu?

Son yapılan anketlerde AK Parti’nin % 52’yi bulması bu partiden kurtulmak isteyenleri ümitsizliğe ve kara kara düşündürmeye sevkediyor..
İşin enteresan yanı, muhalefetten ya da muhalefet dışı aktörlerden, ne zaman negatif bir rüzgar estirilmek istense, bu parti gelişiyor, büyüyor.. Bir başka deyişle; yapılan her saldırı, AK Parti’ye oy olarak geri dönüyor..
Durum bu merkezde olunca da, muhalifler bıkıp usanmadan yeni filmler koyuyorlar vizyona.. Konuları değişik de olsa başlıkları aynı. “AK Parti’den nasıl kurtulunur?..” Hemen açık ve net cevaplayayım ki, bu partiden ve bu partinin lideri Tayyip Erdoğan’dan 2 dönem daha kimse kurtaramaz kendisini.. çünkü bu insanlar halktan kopuk değil.. İz bırakan işler yapıyorlar.. Ayrıca böyle muhalefetle çalışmayı da Allah her iktidara nasip etsin!.. Tabii, her şeyin en doğrusunu Yaradan bilir.. Bizimkisi milletin nabzını tutmaktan ibaret..
Yukarıda, “AK Parti’den nasıl kurtulunur” diye bir cümle kullandım.. Bunu biraz açayım.. AK Parti’den şöyle kurtulunabilir.. “Fitneyle, fesatla, parti içi hizipçilikle..” Tabii parti içerisinde birkaç gayrimemnunun ortalığı mikser gibi karıştırmaları neticesinde birkaç tuğla oynayabilir AK Parti’den!. 0 da belki..
önceki gün Hüseyin üzmez ağabeyim, “Dost Acı Söyler” başlıklı makalesinde gayet güzel izah etmiş.. 0 yazıyı okuyunca eski defterleri karıştırmak ihtiyacı hissettim.. AP’nin bağrından çıkan Demokratik Parti’yi hatırladım.. Milli Selamet’in içinden ayrılanlar geldi gözümün önüne.. Anavatan’dan çıkıp gidenleri, hele CHP’nin kaç tane parti doğurduğunu.. Kısacası bütün bunlar film şeridi gibi geçti hafızamdan.. Netice; ayrılanlardan ne köy oluyor, ne de kasaba!..
Efendim, hikaye şu; geçen Perşembe günü Hüseyin abiye bir grup insan gelmiş ve eski İçişleri Bakanı AK Parti Milletvekili Abdülkadir Aksu’nun ayrı bir parti kurma hazırlığı niyetinde olduğunu söylemişler.. Bu durum karşısında nasıl hareket etmeleri gerektiğini de Hüseyin abiden sormuşlar.. Tabii Hüseyin abi eski tüfek.. Eski komitacı.. Kolay kül yutmaz.. Bakın ne cavap vermiş gruptakilere; “Allah’ın(cc) eli cemaat üzerindedir.. Fitne çıkmasın diye ashab, Evlad-ı Resul’ün katili Yezid’e bile baş kaldırmamıştır.. İslâm, tevhid dinidir. Birlikten hayır doğar!..” İfadeler net.. Mesaj açık.. Her şeyin başı birlik olma.. Birlikten ayrıldığın gün hap gibi yutulma şansın çok yüksek..
Şimdi gelelim Abdülkadir Aksu’nun parti kurma teşebbüsüne.. (Tabii eğer söylenenler doğruysa..) Abdülkadir Aksu’yu medyadan bilirim.. özel tanışmışlığım yok.. Son seçimlerde memleketi Diyarbakır’dan Milletvekili gösterilmeyip İstanbul’dan aday oldu ve kazandı.. Geçmişte Cemil çiçek, Ali Coşkun ve Korkut özal’la birlikte Anavatan Partisi'nden Refah Partisi saflarına geçmişti.. Tayyip Erdoğan AK Parti’yi kurana kadar da Milli Görüş çerçevesinde kaldı..
Şimdi merakıma mucip oldu.. Eğer Hüseyin abinin yanına gelen kişilerin dedikleri doğruysa şayet; “Peki ne oldu da Abdülkadir Aksu parti kurma ihtiyacı duyuyor?.. Bir burukluk mu yaşıyor?.. Yeni kabinede Bakan olamama burukluğu mu bu?.. Kimse için, ilanihaye Bakan olacak, Vali, Müsteşar, olacak diye bir kayıt mı var?..”
Aslolan hizmetse eğer, bu milletvekilliği yaparak da olur.. Türkiye’de hâlâ daha “ben varsam her şey iyi, yoksam kötü” felsefesi güdülüyor.. Tenkit ettiğimiz İsrail’de bir zamanlar Netanyahu isimli Başbakan rakibi karşısında %45 gibi hiç de azımsanmayacak bir oy alıp muhalefete düşünce “halk bana güvenmedi ben bu durum karşısında siyaseti bırakmak istiyorum” demişti.. Bizde ise tam tersi.. Kimse bırakmak istemiyor.. “Ne varmış bu koltukta?.. Ne tatlıymış bu makamlar?.. Kim bilir, belki biz lezzetine varmadığımız için bilmiyoruz!.. Belki hiç bırakılmaması gerekiyor.. 100 yaşına kadar devam edilmesi gerekiyor.. Millet aşkı, hizmet aşkı, böyle gerektiriyor belki..”
Bu siyasetçilere nasıl izah etmeli bilmiyorum.. Bir dönem, hadi bilemediniz iki dönem yapın siyasetinizi.. Sonra?.. Sonra ayrılın!.. Geriden gelenlere de yer açın.. Ne ana baba evlatları var arkada.. Ne zehir zemberekler var.. Ama fırsat bulamıyorlar.. 20-25 yıllık siyasetçilerden sıra kalmıyor.. Acaba diyorum; alışkanlık mı yapıyor!.. Milletin Meclisini babalarının çiftliği olarak mı görüyorlar?.. Ki, bir gelen bir daha gitmek istemiyor.. Gerçekten enteresan..
Yeniden meseleye devam edersek; Abdülkadir Aksu, tecrübeli, umur görmüş, çeşitli Bakanlıklarda bulunmuş bir siyasetçidir.. Siyasete atılmadan önce de üst makamlarda görev yapmış bir bürokrattır.. Eğer bu parti kurma hikayesi doğruysa, bana göre % 1 bile şansı olmaz!.. üstelik, Haydar Baş’la, Yaşar Nuri öztürk’le, aynı kategoriye girer..
Netice-i kelam; karizmayı çizdirmeye hiç gerek yok..
Denemeye bile değmez..

ESİM YAZILIMLA İFTİHAR ETTİM..
Yönetim Kurulu Başkanlığını Selahattin Esim’in yaptığı “Esim Yazılım” geçen hafta mühim bir olaya imza attı.. Nasıl iftihar etmeyeyim?.. Uzakdoğu'nun hastaneleri bundan böyle Türk Yazılımı ile yönetilecek..
Biraz daha açayım; 20 yıllık tecrübesi ile sadece hastane bilgi yönetimleri alanında uzmanlaşan Esim Yazılım’ın ödüllü ürünü OTOMATIP (HBYS), Malezya, Endonezya ve Brunei Sultanlığı’ndaki hastanelerde kullanılacak..
Microsoft’un 2007 yılı en iyi gelişen iş ortağı seçtiği Esim Yazılım, geçtiğimiz hafta benim de davetli olduğum Taksim’deki Divan Otel’de Malezya Innovision Yönetim Kurulu Başkanı Mohammed Asri’yle 10 milyon dolarlık taahhüt anlaşmasını imzaladı.. Anlaşmaya, Microsoft Türkiye Genel Müdürü çağlayan Arkan da şahitlik etti.. Malezya, Endonezya ve Brunei Sultanlığı’ndaki hastanelere hakim olan sistem entegratörü Innovision, Esim Yazılımı incelemiş ve müşterileri için en uygun yazılımı Esim’de bulmuş..
Selahattin Esim’den ülkem adına daha fazla atak bekliyorum.. Ve daha pek çok işler başaracağına inanıyorum.. Selahattin ne de olsa bizden.. Yani Fatihli.. Eski Karagümrüklü futbolculardan Zennur Esim’in de oğlu.. Bu başarıdan bir Fatihli olarak biraz da ben pay çıkarayım.. Fırsat bu fırsat dedik toplantıda babası Zennur abiyle kısa bir “Fatih nostaljisi” yaptık..
Selahattin kardeşime başarılar diliyorum..
Allah nazardan korusun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi