Halil Mert

Halil Mert

Müslümanların Soyulması, S. Arabistan ve Sorumluluklarımız

Müslümanların Soyulması, S. Arabistan ve Sorumluluklarımız

Napolyon ne demiş; “Para, Para, Para!...”

         Atalarımız ne demiş; “Ordular midesi üzerinde yürür.” Yani yine para…

         Ekonomik güç, Milli gücün en önemli unsurlarından biri.

 

         Suriye’li bir Türkmen şöyle demişti; “Türkiye’nin siyasi ve askeri güç görüntüsü ve duruşu 1000 ise, ekonomisi 100. Sorunu da bu.”

         Birinci Dünya Savaşı sürecine bakın. Tüm dünyayı karıştıran İngiliz Gevuru’nun en büyük gücü paraydı. Avustralya’dan, Çin’e, Mısır’dan Afganistan’a, Filistin’den Hindistan’a.. Topraklarımız işgal edildi, parçalandı. Cetvelle çizilen sınırlarla paramparça edildik.

         İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD küresel gücün jandarmalığı için görevlendirildi. İsrail bağrımıza İngiliz eliyle hançer olarak sokuldu. Giderken emperyalizm iğfal edilmiş dimağlar, satılmış devlet kadroları, İslam’ın ortak değerlerini değil de kendi çizdikleri ırkçılığın hatırası tasarladıkları bayraklar bıraktılar ümmet coğrafyasında.. Peki, gittiler mi? Topraklarımız kurtuldu mu? İnsanlarımız hür oldu mu?

 

         Maalesef, yalan bağımsızlıklar ve devletimsi aşiret yapılarıyla ve birbirine düşman edilmiş hale soktular bizi. Orduları kısmen gitti. Ama yerli ordular yetiştirdiler. Kendi yetiştirdikleri, helâya giderken bile onlardan izin alan devlet adamları, kendi halkına darbe yapan çocuklar bıraktılar topraklarımızda…

 

         Haçlı Batı, barbar batı.

         Lüks ve harcamasından obezite dünyasından taviz vermek istemiyor. Masrafları çok fazla. Dünyaya bela olmanın, kanını emmenin, topraklarımızda beslediği hainlerin ve terör örgütlerinin paraya ihtiyacı var. Bu para nereden çıkacak?

 

         Suudi Arabistan bir ailenin ABD ve İngiltere adına haraç topladığı yapay bir ülke. Yemen’i bombalıyor ama kendi topraklarında çölde DAİŞ terör örgütünün tertiplenip üs kurmasına göz yumuyor. Bu örgütün aslında şimdiki görevi Suudi Arabistan’ı karıştırmak.

 

         Suudi Arabistan’ın gelirlerinin %55-60’ı petrol şirketleri aracılığı ile Batıya aktarılır. Resmi ve aleni olarak. Kalan %20-30 Suud Ailesine dağıtılır. Kalan da ülkeye dağılır. Yani ülkenin kalanı Suud’lardan kalanı yer. Tabii diğer büyük aşiret reislerinin de gelirleri vardır.

         Şu anda ne oluyor peki?

         Olan şudur. S. Arabistan’da resmi çökülecek paralar bitti. Şimdi ailenin kalanına ve diğer hırsızlara çöküyor büyük soyguncu. 100 yıldır ailenin diğer mensuplarının paraları biriktikçe birikti. Bunların ellerinden alınması lazım. Operasyon budur. Ilımlı İslam açıklamaları yem. Tutukluların radikal İslamcı oldukları bahane.. İslam nerede, Suud nerede? Vehhabilik ve Selefilik ile El-Kaide’den DAİŞ’e varana kadar terör örgütlerini dünyanın başına bela edip, sadece Müslümanların kanını döküp İslam’ı dünyaya kötü gösterenler kim? Kimin emriyle bu potansiyeli hazırladılar? İngiliz, ABD Gevuru’nun emriyle Suud değil mi?

 

         Peki, biz ne yapmalıyız?

         Türkiye, Osmanlı Tebaası olan coğrafya başta olmak üzere, tüm ümmet coğrafyasında ve Batı’da Müslüman Halkı örgütleyecek sivil yapılar, STK oluşturmalıdır. Bu hem az para yapılır. Hem de daha etkilidir. Unutmayın ki; “En güçlü silah eğitimli insandır.”

 

         İran ve Suudi..

         İki ucu pisli değnek gibi duruyorlar değil mi? Sonuçtan gidin. Her ikisi de İngiltere ile uyumlu. Her ikisi de Ortadoğu’da kan ve gözyaşına bakmaksızın kendi menfaatleri için düşmanlık yapmaktan ve fitne çıkarmaktan geri kalmıyor.

         Türkiye’mizin müttefiki yalnızca halk. Sokaktaki insanlar. 15 Temmuz’un isimsiz kahramanlarının diğer kardeş ülkelerdeki uzanım ve benzerleri. Bu insanlar kendi haline bırakılmayacak kadar değerlidir. Bu insanların Türkiye’mizde dostları, akrabaları ve irtibatları vardır. Türkiye ülkesindeki muhacir unsurlar aracılığı ile de büyük devlet olmanın icaplarını yerine getirebilir, getirmelidir.

         K. Irak’ta akşam deprem oluyor. Türkiye iki saat içinde 4000 çadırlı, yardım malzemeleri de olan destek sağlıyor. Bu potansiyel hangi ülkede var? Ancak bu faaliyetlerin sosyal sonuçlarını almalıyız. Aldığımız sonuçları teşkilatlandırmalı ve bize müzahir güç haline dönüştürmeliyiz. Bakın Irak’ta maaş vermişiz, yemek vermişiz, kardeş biliriz. Ama birileri bir oldu-bitti ile bize karşı referandum yaptırıyor. Neden? MİT ve TSK Unsurları buraları yapılandırmak için yeter mi? Yetmez.. Psikolojik Harp Unsurları oluşturulmalı, bu unsurlar MGK’nun direktifleri ile yurt içi ve yurt dışında faaliyet göstermelidir. Hani kötü bir söz var. “Su akar, Türk bakar.” diye. Sosyal manada da “Gevur yapar, Türk bakar.” Durumuna düştüğümüz yetmez mi? Hadi geçmişte devlet ile milletimizin hedefleri ve baktıkları istikametler farklıydı. Peki şimdi? Şimdi bir mazeretimiz ve bahanemiz olabilir mi?

 

         Siyaset, menfaat guruplarının çekişme alanıdır. Doğru da suyunu çıkartmanın âlemi yok. Ülke var. Millet var. Devlet var. İstikbal var. İstiklal var. Sessiz ve fedakâr yığınlar var. Ödenmiş bedeller, dökülmüş kanlar, verilmiş canlar var. Tüyü bitmemiş yetimlerin hakları var. Fedakârca mücadele eden bir Cumhurbaşkanı ve Lider var.

         Vaktiyle Ankara Valisi N. Tandoğan’ın Serdengeçti’ye söylediği… “Öküz çobanı, sen git köyüne sabanının, öküzünün arkasından git. Askere çağırınca gel yap. Sana ne devletten vs.” nevinden sözlerini söylemeden de lisan-ı hal ile bunu yapıyorsak o zaman eski köhne, batıcı ve işbirlikçi duruşlardan ne farkımız kalır?

         Devletimizin sorumluluk ve feraset sahibi bir lideri var. Allah ömrünü bereketlendirsin. Peki, Büyük Milletimizin menfaat ve bekasının gereği çalışma ve teklifleri O’na arz edecek kadrolar nerede? Yakın çevresindekiler ne kadar yardımcılar kendisine ve ne ile meşgul ediyorlar? Bu kısımda halkımızın derin tereddütleri devam ediyor.

         Ülkemiz ve medeniyet Coğrafyamız için çözümler düşünmeli, önermeli ve enerjimizi heba etmemeliyiz. 2023 hedeflerimiz üzerimizde borçtur. Yüktür. Mesuliyettir. Vicdanı olmayan adamlar siyaset ve kamu hizmetinden uzaklaştırılmalıdır.

         Vaktiyle surda gedik açanlar, bunu birileri sefa sürsün diye yapmadı…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi