İşte spor basını!
Yukarıdaki başlığa bakıp da sakın ola ki günümüz spor medyasını öveceğim. Tam tersine eleştireceğim. Neden mi? Saymakla bitmez ki, yazılan, ekrandan söylenen tuhaflıklar, saçmalıklar, hatta hatta bazı mihraklar tarafından uzaktan kumandayla emirlerini yerine getirmek...
Başlayalım o zaman... Lucescu ile milli maçlar benim beklediğim biçimde gelişip bitince, spor medyam yeniden Şenol Güneş naraları atmaya başladı. Yahu sizler değil misiniz, özellikle ekranlardan Şenol Güneş’in aleyhinde olmadık eleştiriler yapanlar? Kalemlerinizle Beşiktaş ’ın yeni transferlerine rağmen döküldüğünü gözlerimize batıranlar, yoksa aydan mı yazdılar? Bitti mi? Hayır! 2002 Dünya Kupası’nda Türkiye ’yi üçüncü yapan bu hoca için neler yazdınız, neler söylediniz? Hatta Milli Takım oralara giderken, Şenol hocanın yanına Terim ve Denizli’nin de konmasını isteyen sizler değil misiniz? Bitti mi? Hayır! Kravatını, ceketini, ayakkabısını eleştirenler de sizler değil miydiniz? Yoksa Beşiktaş bu yolda emin adımlarla yürürken, sizleri birilerini programlayıp Şenol hocayı oradan kopararak işi mi bitirmek istiyor? Bakınız ne güzel Mustafa Denizli hoca boşta... Eh, üç dört ayda bir takım da almaya alıştığına göre...
Devam edelim... Milli Takım’a, Hollanda ikinci liginde oynayan bir Türk çocuğu alınmıştı. Ben tanımıyorum... Bu çocuk daha önceleri de Türkiye’de alt liglerde oynamış ve oynatılmamış. Neyse, milli takıma çağrılınca kıyamet koptu. Neymiş efendim- isimleri de yazılarak, iki menajer bu çocuğu Lucescu’ya pazarlamış ve yarın gerçekleşme ihtimali olan bir transferden de para paylaşacaklarmış. Sonra Abdullah Ercan kardeşim ki, ümitlerin hocası, çıktı ve dedi ki, “Bu çocuğu ben üç defa ümit milli takımında oynattım ve sonra da Lucescu’ya tavsiye ettim. O da banttan izledi ve çağırdı...” Şimdi utandınız mı? Bitti mi? Hayır! Haberin yer aldığı gazetenin üstadı da tutup neler karalamış... Bir de demez mi, bazı kulüplerin adamları var gazetelerde yazan... Yapma be! Şöyle bir gazeteden dolaş bakalım oralarda da var mı acaba?
Efendim devamla... Fenerbahçe ›den Eto›o sesleri yükselmeye başlamış. Hadi be! Diyelim ki oldu... Böylece altıncı santrforu da bünyesine katarak Fenerbahçe bir dünya rekorunun sahibi olur. Varsa benzeri dünyada hemen kalemi müzeye koyarım...
Galatasaray ’da da bir siyahi sol bekin transferi de neredeyse bitmek üzereymiş... Peki, Latovleviç›iyi neden aldınız o zaman? Linnes de yok mu? Eh, büyük oynayan bir takıma da üç sol bek gerekir be! Pardon- zaman zaman Denayer»i de oralara sürdüğünüz maçları unutmayalım ki, bir başka rekorun sahibi de siz olasınız...
Rıza Çalımbay iyi hocadır. İyi çalıştırır, iyi yönetir. Bir de sonunu getirebilse... Ama o da tutmuş Trabzonspor›un Ocak’ta transferler yapacağını belirtmiş... Galiba Trabzonspor her maça değişik on birlerle çıkacak...
Sonuç olarak, spor medyasındaki yeni bir transfer yalanlarına hazırlanın. Eeee, Ağustos sonundan beri kahrolup duruyorlardı. Boş gezenin, boş kalfası derler, aynen öyle işte... Askerde teskere çağırırdık ya; Gel Ocak gel!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.