ÖNCE hemen şunu vurgulayayım; son yıllarda futbolun bu kadar fukara göründüğü bir maç izlemedim. Koca bir ilk yarı ne doğru dürüst bir pas tezgâhlaması, ne bir kombine atak, ne bir oyuncunun bir saniyelik de olsa öne çıkışı... Hiç birine tanık olamadım. Zaten olmam da mümkün değildi. Çünkü Aykut Kocaman öyle bir takım sahaya sürmüştü ki, sanırım kendisi bile değişiklikleri yapana kadar hayretle izlemiştir bu tercihini... Rıza hoca da hiç tartışmasız eline Fenerbahçe kadrosu geldiğinden, ya da oyunun bir yirmi dakikası geçtiğinde uykusuna devam ettiğinden erken bir değişikliği aklına getirememiştir.

Maçın özeti yukarıdaki paragraftır. Detaylarına geçelim. Sousa’nın kontrolündeki Fenerbahçe orta sahası Alper, Atıff ve Hasan Ali’nin giriş çıkışları ile tam bir karmaşa sergiledi. Hal böyle olunca da öndekilerden sadece Fernandao toplara hamle yapabildi. Bir de az biraz İsla-Dirar ikilisi... Buna karşılık Trabzonspor’daki orta saha sadece faul yapmakla meşgul olabildi. Ama Yusuf adlı genç bir yetenek ise saçını boyatmış ve at kuyruğu yapmış olmanın bir adım ötesine geçemedi. Olcay savaştı ama o kadar... Okay zaten dağınık. Kucka da tahribat yapmak için çalıştı. Trabzonspor’un sadece savunması dengeli gibi gözüktü.

Devreden dönüldüğünde Yusuf içeride kalmış ve Sosa oyuna gelmişti. Yani artık Trabzonspor pas yapabilecek, hareketlenecek ve boş saha kullanabilecekti. Fenerbahçe mi? Onlar uykularına devam ederken Abdülkadir’in pası ile Burak maçı 1-0’a getirmez mi? Aykut Kocaman 4 ve 6 dakika sonra önce Valbuena’yı ve Elif’i oyuna aldı. Aldı da onlar ısınana kadar Burak maçı bitirecek golleri kaçırdı ve de gol pozisyonu doğuracak pasları hep rakiplerin ayağına nişanladı. Yani kimse attığı golle Burak’ı övmesin. Tam tersine maçı bitiremediği için eleştirsin. Sonra bir korner ve Sousa kafasıyla bu kalitesiz maç bitti.

Hakem Ali Palabıyık mı? Kucka’yı oyundan atmamakla hata yaptı. O Trabzonspor 10 kişi kalsaydı ne olurdu? Bilemem ama bildiğim o ki aynı hakem Beşiktaş maçını Fenerbahçe’ye sunmuştu. Ödeştiler mi acaba?