Derslik bir maç!
Fenerbahçe, Beşiktaş’la kupada berabere kaldıktan üç tam gün sonra kendi sahasında, ne kadar olursa olsun kendi seyircisi önünde teknik direktörü cezalı olan Akhisar karşısına çıkacaktı. Ve bendeniz en çok Fenerbahçe’nin sahaya hangi tertiple çıkacağını merak ediyordum... Öyle ya futbol gündemimize bir ur gibi yapışan rotasyon belası vardı. Nitekim Beşiktaş’la oynanan kupa maçının en iyilerinden Mehmet Ekici ve bir de gol atan Şener kulübeye yapıştırılmışlardı. Beşiktaş maçında gol atan, fena da oynamamış olan Soldado da aynı akıbete uğramıştı. Aforoz edilmiş Valbeuna ise ilk onbirde idi...
Fenerbahçe’nin bu tertibine karşı Okan Buruk ve yardımcıları tam tamına iyi ayarlanmış bir kadro ile çıktılar sahaya... Soner kenarda idi. Çok şaşırmıştım önce... Sonra sonra baktım ki sahada, daha doğrusu rakibin orta alanında topla gitmeyi seven, hızlı ve kısa toplarla rakip eksilten yabancılar tercih edilmişti. Seleznov gibi bir yıpratıcı ve onun arkasında, sık sık da yer değiştiren çabuk ve süratli Muğdat yer alıyordu.
Bir kaç tehlike kokan Fenerbahçe atağından sonra duran toptan ortalayıcı Ömer Bayram golü de atan orta alan oyuncusu Serginho oldu. Sonrasında da Muğdat ile Ömer Bayram’ın hallaç pamuğu gibi attıkları soldan gelen pası Seleznov gol yaptı. İçeriye Fenerbahçe 2-0 mağlup gidiyordu.
Guiliano’nun golü umut getirmişti ama bu defa Fenerbahçe sağ kanadı hallaç pamuğu gibi atıldı ve gelen ortayı da Larsson Vida modeli kafa ile tabelaya yansıttı. Atıff oyuna girmişti ikinci yarıda ve Aykut hocaya, “Ben bu takımın bu sezonki en formda adamıyım ama sen bunu anlamıyorsun” kabilinden şık bir golle bir umut daha taşıdı. Ama nafile idi. Çünkü Aykut hoca son Beşiktaş maçının kadrosundan Mehmet Ekici’yi, Atıff’ı ve Soldado’yu kenara atmıştı. Yerlerine sezonun kötülerinden İsla’yı, yürüyen Guiliano’yı ve her gün kapıştığı Valbueno’yu sahaya sürmüştü. Sonrasında sağ beki çıkartıp, sağ açığı onun yerine sürdü. Bitti mi? Hayır! Valbuena çıkartıldı, ikinci santrfor Soldado oyuna alındı. Bitti mi? Hayır! Sousa’nın yerini de Ekici aldı... Ama dakika 80’i bulmuştu...
Ve hayret vericidir. Bu Aykut hoca kendi sesi ve kendi görüntüsünden, “Bir ara maçı seyrettim” demez mi? Eh hayırlı yolculuklar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.