Malezya Uluslararası İslâm Üniversitesi
Malezya Uluslararası İslâm Üniversitesi (http://www.iiu.edu.my), 1983 yılında kurularak faaliyetlerine başlamış ve modern bilgiyi İslâmî paradigma içerisinde yeniden üreterek, bilimsel faaliyetlerde geri kalmış Müslümanların tarihteki öncü rolünü tekrar üstlenmelerine bir katkı sağlamayı hedeflemiş bir yüksek öğrenim kurumudur.
Bünyesinde, 90 kadar farklı ülkeden 105 farklı ırka mensup öğrenci bulundurmaktadır. Farklı dil, ırk, kültür ve coğrafyalardan bu kadar insan topluluğunu bir araya getiren en büyük organizasyon, kuşkusuz Hac organizasyonudur. Bildiğim kadarıyla Hac’dan sonra ümmeti bu çapta buluşturan ikinci platform İslâm Üniversitesi’dir.
Eğitim dili İngilizce’dir. İlahiyat fakültelerinde ise İngilizce ve Arapça eğitim verilmektedir. Bu üniversitenin ismine bakanlar, burasını salt İslâmî eğitim veren bir kurum sanmaktalar. Aslında, Ziraat Fakültesi hâriç, kapsamlı bir üniversitede bulunması gereken tüm fakülteleri barındırmaktadır. İlahiyat fakülteleri 1500 civarında öğrenci ile küçük bir birimi oluşturmakta, Üniversite’nin asıl ağırlığını ise hukuk, mimari, mühendislik, tıb ve diğer sosyal bilimler teşkil etmektedir.
Malezya ve İslâm âleminde popüleritesi yüksek bir kurum olduğunu söylemeliyim. Özellikle de Malezya’da başarı çıtası sürekli yükselen bir kurum olup, hâlihazırda mezunlarının yüzde 80’i mezun olduktan sonra ilk 6 ayda iş bulabilmektedir.
Bir “eğitim üniversitesi” olan bu merkez, prensipte Malezya Hükümeti ile anlaşarak 2010-2011 yıllarında “araştırma üniversitesi”ne dönüşme mücâdelesi vermektedir. Malezya’da en fazla yabancı hoca kadrosuna sahip olan Üniversite’de, doktorası olmayan yabancı hoca bulunmamaktadır. Lokal hocaların da önemli bir bölümü doktora ve sonrası unvanlara sahiptir, olmayanlara da doktora yapma zarureti getirilmiştir. Amaç, eğitim görevlilerinin kalitesini maksimum düzeyde yüksek tutmaktır.
Üniversitenin misyonunu özetlersek şunları söyleyebiliriz: Dünyada birçok İslâmî eğitim veren üniversite bulunmaktadır. Temel gâyeleri; tefsir, fıkıh, hadis ve diğer İslâmî disiplinlerde uzman yetiştirmektir. Bu üniversite ise, ağırlığı modern eğitime vermekte, modern bilim disiplinlerinde kutsaldan bağımsız üretilen ve formüle edilen bilgiyi yeniden ele alıp, onu kutsalla barıştırmayı ve mümkünse yeniden üretmeyi öngörmektedir.
İnsanlığın bilimde geldiği noktayı önemseyen Üniversite, üretilen bilginin ideolojik kaygılardan uzak ve tamamen nesnel olduğuna inanmamaktadır. Özellikle de sosyal bilimlerde. Modern bilgiyi inkâr etmeden, ondan istifade ederek ama onun ideolojik tuzağına da düşmeden öğrencilerine sunmayı hedeflemektedir. Bu minvalde yetiştirilecek öğrencilerin hem modern bilgiyle techizatlandırılması, hem de kendi medeniyet birikimlerine şaşı bakmayacak bir bilinç düzeyine kavuşması planlanmıştır. Bir anlamda Müslüman coğrafyada “ne kendisi olabilmiş, ne de Batılı” aydın ve bilim adamı tipolojisi yerine, “kendisi olabilen” özgün ve üretken kadrolar yetiştirmektedir.
Üniversite’nin ülkemizle de kurumsal bir ilişkisi vardır. Şöyle ki, İslâm Konferansı Teşkilatı’nın gözetiminde planlanan Üniversite’nin kuruluşuna Türkiye, Mısır, Pakistan, Suudi Arabistan, Bengladeş, Libya ve Maldiv ülkeleri katılmıştır. Bu sebeple de Türkiye Üniversite’nin mütevellî heyetinde resmî olarak yer almaktadır.
28 Şubat döneminde diploması tanınmayan üniversiteler listesine alınan Malezya İslâm Üniversitesi’ne bu meyanda büyük bir haksızlık yapılmıştır. “Dış siyasette alınan devlet kararlarında süreklilik esastır” prensibi, nedense burada işletilmemektedir. Olayın makûl bir izahının olmadığını sadece aşağıdaki durum bile anlatmaya yeter ve artar bile.
Üniversitenin resmi websitesine girip “Board of Governors”a bir göz attığınızda, Türkiye adına Türkiye’nin Malezya Büyükelçisi Sayın Barlas Özener’in isminin Üniversite’nin mütevellî heyeti arasında 9. sırada yer aldığını görebilirsiniz. Orada aynen şunlar yazmaktadır:
“9. H.E. Mr. Barlas Ozener. Representative of the Government Member other than the Host Member Ambassador, Embassy of the Republic of Turkey.” (http://www.iiu.edu.my/about/about.shtml?id=bog)
Sayın Büyükelçi, Üniversite’nin aylık toplantılarına katılmakta ve alınan kararların altına ülkemiz adına imza atmaktadır. Devlet olarak kararlarında imzamızın bulunduğu bu eğitim merkezini tanımamak devlet geleneğimize aykırı olduğundan, 28 Şubat’ın bu yanlışını daha fazla sürdürmenin bir anlamı da yoktur.
Bize düşen, bu eğitim kurumuna katkı sağlamaktır. Son yıllarda dış politikada “ince güç”ünü (soft power) profesyonelce istihdam etmeyi başaran hükümet, en azından bu politikanın bir gereği olarak bu yanlışı düzeltmelidir. Dünyanın her tarafında tanınan bu kurumu Türkiye’nin tanımamasını, inanın kimseye anlatamazsınız!
25. jübilesini yeni kutlayan Üniversite, henüz çok genç bir kurum. Kısa geçmişine rağmen geldiği yer küçümsenemez. Nice asırlık üniversitelerle yarışacak konuma gelmesi büyük başarıdır. Bu söylediklerimiz Üniversite’nin eksikleri olmadığı anlamına gelmez elbette. Bu kusurlar, duyarlı kesimlerin ve kuruluşunda sorumluluk üstlenmiş ülkelerin katkılarıyla aşılabilecek keyfiyettedir.
Not: MÜSİAD Çerçeve Dergisi’nde yayımlanan bu yazımı, ufak değişikliklerle, bu konuda sorulan sorulara cevâben bu köşede de yayımlamayı uygun gördüm.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.