Bu da hoca başarısı!
Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı bizim ülkenin en iyisidir. Hatta öylesine ki Avrupa’da bile her zaman en iyi üç takım arasına girecek kalitede, ustalıktadır. Ama ne var ki, Aziz efendinin icadı olan, sanırım öyledir veya bir başkasının sandalına binmiştir. Fırat Okul diye bir vatandaşı tuttu bu takımın başına teknik adam olarak koydu. Sonra mı? O nice yıldızlarla dolu takım baş aşağı gidiverdi. Sonra mı? Yine kimdir bilemem, belki de yine Aziz beydir, tuttular Fransa milli takımının eski hocası, yanlış hatırlamıyorsam Olimpiyat ikincisi ismi takımın başına getirdiler. İşte o andan itibaren sanki sihirli bir değnek dokunmuş gibi Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı ayağa kalkıverdi. 13 maçta 12 galibiyet alarak finale dokundu ve lig kupasını havaya kaldırdı.
Hep söyler, hep yazarım; özellikle yıldızların bulundukları takımlara mutlaka ama mutlaka ismi olan, kariyerinde başarılar bulunmuş bir isim getirilmelidir diye... Oyuncu oyundan çıktığında söylenemez, mutlaka bir bildiği vardır diye boyun eğer... Ama aynı takımı isimsiz, kariyersiz birini getirirseniz, oyuncunun kafası hep karışık kalır.
Yakın Doğu Üniversitesi takımının düne kadar başarılı olan hocası Zafer Kalaycıoğlu bu Valerie Garcia’nın karşısında teslim oldu. Yabancı tercihleri kaybedilen ilk final oyunundan sonra yanlış idi... Türk olarak oynayarak oynayan yabancıdan sonraki iki siyahî kadından birinin mutlaka tribünde olması gerekirdi. Yerine mi? Kaybedilen serinin ilk maçındaki yabancı guard olmalıydı.
Bakınız Fenerbahçe’yi kutlarken çok ama çok önemli bir yere daha değineceğim. Bu Fransız hoca gelir gelmez, takımda bulunan ve lig oyunlarında sınırlama yüzünden pek görev alamayan yabancıları hemen postaladı. Bu bile, “Bakınız ben hocanın kralıyım, ona göre” mesajı oldu takıma...
Şimdi finali oynayan bu iki takım bir de Cumhurbaşkanlığı Kupası için salona çıkacak... Yine bizleri kaliteli bir mücadele bekliyor.
Birileri sorar gibi geliyor da bana, onun için değineceğim. Bendeniz naçizane, okuduğum okulun orta takımda basketbol bir İstanbul şampiyonluğum vardır. Aynı okulda bir voleybol şampiyonluğu aynı kategoride... Haaa direkt mi oynadım? Hayır! Yedek-medek, ama oyunlara girdik katkıda bulunabildik... Tam 57 yıl geçmiş be... Ve bu iki sporun neredeyse kurallarının yarısından çoğu değişmiş olarak karşımızda... Tempo artık çok hızlı... Biz ağır çekimde oynamıştık... Bu da bir gerçektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.