Ahmet Varol

Ahmet Varol

Kahire Diyaloğu

Kahire Diyaloğu

Katar’daki Altıncı Kudüs Konferansı’nda Allame Yusuf el-Karadavi açılış programında yaptığı konuşmada, önünde oturan HAMAS Siyasi Birim Başkanı Halid Meşal’e yönelerek: “Sizin hiçbir mazeretiniz yok. Mutlaka aranızdaki ihtilafları giderip safları birleştirmeniz gerekir” demişti. Ondan önce konuşma yapan Halid Meşal de zaten diyalog konusuna temas etmiş ve şöyle konuşmuştu: “Muhtelif Arap ülkelerinin başkentlerinden sonra Kahire’ye gittik... Biz ciddiyiz ve Allah şahidimizdir. Fetih’teki bazı kardeşler de ciddiler. Ama bazıları yan çiziyor.”
Diyaloğun başarılı olması için ciddiyet ve samimiyetin sadece bir taraftan beklenmemesi gerekir. Bir taraf samimi olurken diğer taraf diyalog görüşmelerini kendi dayatmalarını karşı tarafa zorla kabul ettirmek için bir araç olarak değerlendirmeye çalışırsa sonuca ulaşılması ve başarılı olunması beklenemez. Şimdiye kadarki görüşmelerin tümünün başarısız kalmasının en önemli sebeplerinden biri de zaten budur. Aşağıda vereceğimiz bilgiler de bu gerçeğe ışık tutacaktır.
Şu an hazırlık çalışmaları devam eden Kahire diyalog görüşmeleri 9 Kasım’da başlayacak. Verilen haberlere göre Özerk Yönetim Başkanı Mahmud Abbas da bu görüşmelerin başlangıç kısmına katılacak. Abbas’ın özellikle yeni dönemde başkan adayı olmayacağını bildirmesinin ardından ve başkan sıfatıyla bu görüşmelere katılması olumlu etki yapabilir. Daha önce onun yasal başkanlık süresinin bitmesinden sonra konumunun ne olacağı hakkında tartışmalar vardı. Bu mesele henüz tam olarak çözüme kavuşturulmuş değil. Belki diyalog görüşmelerinde bu meseleye de kesin bir çözüm getirilmesi için çaba sarf edilir.
Diyalog görüşmeleri öncesinde Mısır bir uzlaşma formülü teklif etti. HAMAS bu teklifle ilgili görüşlerini rapor şeklinde Mısır yönetimine sundu. Formülün en önemli yönünü ulusal ittifak hükümeti önerisi oluşturuyordu. HAMAS böyle bir hükümete razı olduğunu ve kendi açısından herhangi bir engel olmadığını sunduğu raporda da, konuyla ilgili açıklamalarında da dile getirdi. Direniş gruplarının Mısır’ın uzlaşma planıyla ilgili görüşleri ve itirazları 9 Kasım’da başlayacak görüşmelerde masaya yatırılacak.
Kahire görüşmelerinin ne derece başarılı olabileceği konusunda zihinlerde birtakım soru işaretleri ve tereddütler var. Çünkü bundan önceki görüşmelerin başarıya ulaşmasını engelleyen unsurlar bu görüşmeler öncesindeki siyasi ortamda da mevcut. Biz bunlardan bazılarını kısa notlarla ele almak istiyoruz:
Birinci ve en önemli engel Ramallah’taki yönetimin ABD ve İsrail’e göbekten bağlı olmasıdır. Gerçi bu yönetimin Kahire’ye gitmesine yeşil ışık yakılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Ama bunun sebebi diyalogda arabuluculuğun Mısır’da kalmasının, bir başka yöne doğru kaymamasının istenmesi olabilir. Bununla birlikte ABD ve İsrail’in, HAMAS’ın kitlesel gücünü itiraf eden ve Fetih’in yetkileri onunla eşit düzeyde paylaşmasına imkân verecek bir diyaloğa razı olmama konusundaki ısrarı sürüyor. ABD’nin Kahire görüşmelerinin kesinlik kazanmasından hemen sonra Ramallah yönetimine yeni bir yardım paketi göstermesinin amacı da diyalog konusunda kontrolün elinden çıkmasına fırsat vermemek için havuç göstermek olabilir.
Halid Meşal’in Katar’daki konuşmasında diyalog konusunda dile getirdiği önemli hususlar vardı. Bu konuda samimiyetin ortaya konması için siyasi tutukluların serbest bırakılması ve bu türden tutuklamalara son verilmesi gerektiğini dile getirmişti. Gazze’deki yönetim bunu göstermek amacıyla fitne amaçlı şiddet olaylarıyla doğrudan irtibatı kesinlik kazanmayan tüm siyasi tutukluları serbest bıraktı. Ama Abbas yönetimi siyasi tutuklulara her gün onlarcasını ekliyor. Son olarak da Siyonist işgal devletiyle anlaşarak el-Halil’e güvenlik elemanlarını yerleştirdi. Abbas’ın elemanları el-Halil’e yerleştikleri akşamın sabahında HAMAS mensuplarının evlerine baskınlar düzenleyerek tutuklamalar yaptılar. Çünkü İsrail onların el-Halil’e yerleştirilmelerine sırf bu amaç için izin vermişti. Tutuklananlardan biri de HAMAS milletvekillerinden Muhammed Mutlak Ebu Cuheyşe’nin oğlu Muaz’dı. Baba işgal devletinin, oğul Abbas’ın zindanlarında ve ikisi de siyasi tutuklu.
Halid Meşal’in diyalogda samimiyetin ortaya konması için istediği bir şey de karşılıklı yıpratma propagandalarının sona erdirilmesiydi, Meşal, karşı tarafın bunu kabul etmesi durumunda kendilerinin hemen kabul etmeye hazır olduklarını söyledi. Ama ne yazık ki Fetih örgütüne hizmet eden medya organları eleştirilerle değil, asılsız haberler yayarak karalama faaliyetini sürdürüyor.
Önemli bir engel de bir taraf diyaloğu yetki paylaşımı ve işbirliği aracı olarak kullanmaya çalışırken diğer tarafın meydanın tümüyle kendine bırakılması için dayatma ve baskı aracı olarak kullanmak istemesidir. Gazze’de oluşturulan güvenlik mekanizmasının dağıtılması ve güvenlik alanında tüm yetkilerin yeniden Fetih’e verilmesi için dayatma yapılması bunun göstergesi. Oysa Dahlan çetesinin Gazze’de güvenlik mekanizmasını organize ettiği dönemde nice insanın kanına girildiği, işgalcilerle işbirliği yapılarak direnişçilerin hazırlıklarının işgal güçlerine bildirildiği, yine onların nokta saldırıları gerçekleştirmelerine imkân veren ihbarlar yapıldığı, direnişçilerin uyduruk gerekçelerle tutuklanıp bodrumlarda işkencelere maruz bırakıldığı unutulmuş değil. Aynı riske imkân verecek bir altyapının yeniden oluşturulmasına rıza gösterilmesini hiç kimse beklememeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi