ABD Menbic’de Oyalıyor, PKK’yı Kurumsallaştırıyor.
PKK kurulurken taşeron olarak kurulmadı mı?
12 Eylül’den sonra sol zayıflamış, muhafazakâr sağ genel manada güçleniyordu. Özellikle İslami hassasiyet her kesimde artıyordu. Zayıflatmak için geleneksel yöntemler, tarikat, cemaat, fırka vs. gibi ayrıştırmalar devam ediyordu. Ancak bu oluşumlarla toplumu bölemiyor, büyümeyi zayıflatamıyorlardı. Milli Hassasiyetler toplumda her zaman karşılık buluyordu. Önüne geçilmeliydi.
Malum, bir yanda ılımlı, diyalogcu İslamcı FETÖ ile yürütülen sinsi faaliyet, diğer yanda terörist soldan kalanlarla aktif hale getirilmeliydi. PKK/Apocular ihanet için fırsattı. Vaktiyle solu bölmek için güçlendirilen PKK ve Apo artık bölücü bir karakter kazanmıştı. Maalesef Milli direnci tehlikeli bulan iç dinamik ve ihaneti de arkasına alan Batı Emperyalizmi birlikte PKK’yı kurdular.
Filistin ve Suriye kamplarında militanlar eğitiliyordu. İran, Irak ve Suriye’den militan toplanıyordu. Suriye’de kimlik kartı bile olmayan Kürt genci PKK içinde kendisine vaad edilenle Türkiye’de katliam yapmaya geliyordu.
Ülkemizde “Bir avuç çapulcu” diye anılan PKK’ya ABD helikopterleri dağda mühimmat ve cephane ikmali yapıyor, yaralılarını kurtarıyordu. Yetmedi. İçinde Kurmay Subaylarımızın olduğu Askeri helikopteri düşürdü ABD uçakları. Yanlışlık olmuştu.
Irak, Suriye Operasyonları derken, Osmanlı Medeniyet Coğrafyasında kaos, kan ve gözyaşı ile beraber 1000 yıldır birlikte yaşayan Müslüman ahali birbirine düşman ediliyor, göçe zorlanıyor, coğrafyamızda demografik yapı bozuluyordu. En kötüsü de PKK ile Müslüman ve Dindar Kürtler çok hızlı bir şekilde Marksizm’in kucağına itilirken sekülerleştiriliyorlardı. Yozlaşma her manada toplumumuzu birbirinden koparıyor ve yabancılaştırıyordu.
PKK hiçbir zaman bir avuç çapulcu olmadı.
Hep eğitimli ve donanımlı, dış destekli bir terör örgütüydü.
Batı, İngiltere, ABD, Almanya, Fransa ve Rusya hep destek oldular. Düşünün PKK’yı Menbic ve Rakka’ya Batılı Müttefiklerimiz yerleştirirken Afrin’de de Ruslar himaye ediyordu.
İran PKK sürecinde hep PKK ile anlaşmayı ve Türkiye’ye karşı danışıklı dövüşü tercih etti.
Şimdi, iki yıldır Fırat’ın doğusunu boşaltacağız diyen ABD nihayetinde Türkiye ile anlaşarak Menbic’de kaldı. Yani ölümü gösterip sıtmaya razı ettiler. Maalesef Batı PKK öcüsünü bize ölüm olarak göstermeye devam ediyor. Bizi oyalarken binlerce tır silahla donattı PKK’yı. PKK/PYD ve Barzani unsurlarına pilot eğitimi dahi verdi. Düşünün PKK’nın jet kullanacak, belki de ABD uçaklarında şu anda uçan pilotları var. ABD’nin bölgemizde 40 yıldır oluşturduğu tehdit çok büyük.
Türkiye zayıflatılmalı, bölgede etkisizleştirilmeli, akabinde de bölünmeli.
Güçsüz bir Türkiye’nin bölgeyi nasıl korumasız hale getireceği hem Milletimize hem de komşumuz devlet ve halklara anlatılmalıdır. Özellikle Araplara ve İran Halkına..
PKK Menbic’ten çıkıyor. Peki, nereye gidiyor? Haritaya bakın. Suriye ve Irak’ın kuzeyinde Afrin’den Kandil’e kadar PKK, ABD ile oluşturduğu düzenli birliklerini kaydırabilir, istediği yerde siklet merkezi oluşturabilir. Bu durum bölgedeki tüm devletler için ciddi bir tehdit. Ayrıca kuzey Irak’ta oluşturduğumuz kamplar için de.. İran’ın Kandil terör
Bölgeyi iyi okumalıyız.
Irak’ta ABD, İran baskısına rağmen, Farisi Şia’ya rağmen Osmanlı Şia’sı diyebileceğimiz bir ekolden gelen Es-Sadr seçimlerden galip çıktı. Sizlere Şehid İslam Ekonomisti Muhammed Bakır Es-Sadr’ı hatırlatırım. Yazdığı eserleri Ehl-i Sünnet Okulu’nun duruşuna da dikkat ederek verdi. Fars’a oyuncak olmadı. Dolayısı ile Irak ile ilgili MİT ve Diyanet, TSK ile koordineli çalışmalıdır.
Osmanlı topraklarında her türlü fitneyi boğacak tedbirleri artırmalıyız. Şii, Sünni, Türk, Kürt, Arap ayrıştırması en büyük bölgesel tehdit. Bu tehdit samimi İttihad-ı İslam ve İman Kardeşliği Davası ile yok edilmelidir.
Türkiye, Suriye ve Irak’ta kalıcı tedbirler almalıdır. Sincar, Kandil’den topraklarımıza daha yakın ve ulaşımı daha kolay. Bölgenin merkezinde. Sincar kesinlikle kontrol altına alınmalıdır. Menbic’den Irak topraklarına PKK geçişine kesinlikle engel olunmalıdır. Mahmur Kampı konusunda istihbarat kaynaklarımız aracılığı ile oradaki PKK faaliyetleri deşifre edilip BM ile irtibata geçip tedbir alınmalıdır. Gerekirse Mahmur’a Türk gözlemci ve asker görevlendirilmelidir. Barzani’nin referandum olayı ve merkezi hükümetle girilen çatışmalar bu süreçte PKK’nın Türkmen’lere dönük kışkırtıcı eylemlerini de hatırlatırım.
Özet,
ABD bizi oyalıyor. PKK’nın kurumsallaşmasını sağlıyor. Yanında bilin ki başta İngiltere ve Fransa olmak üzere diğer Avrupa Ülkeleri de var.
Menbic’te ABD karargâhlarına koordinasyon kapsamında ivedilikle Türk Subaylar görevlendirilmelidir. İstihbarat birimlerimiz halkı süratle analiz etmeli, Suriye Olayları öncesi Nüfus ve Tapu kayıtları elde edilmelidir.
Kandil Harekâtı, Sincar’ı kesinlikle kapsamalıdır. Tıpkı Afrin, İdlip, El-Bab’da olduğu gibi Kuzey Irak’ta da yerli halkla bütünleşilerek onlarda ülkemize aidiyet bilinci oluşturulmalıdır.
ABD Afganistan dâhil Medeniyet Coğrafyamızda hasım olarak değerlendirilip, tüm faaliyetleri izlenmelidir.
Osmanlı Topraklarına dönük Kısa, Orta ve Uzun Dönem stratejik plan yapılmalıdır. Tabii bu coğrafyaya Bağımsız Türk Devletleri ve diğer dış Türkler eklenmelidir.
“Ayıdan post, küffardan dost olmaz.” Unutulmamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.