Öyle her gün yazmıyorum Dünya Kupası’ndan... Bu büyük futbol mücadelesinin beş adedini yerinde izlemiş biri olarak günümüzdekinden çok az keyif alabiliyorum ne yazık ki... Çünkü futbol artık bir teknik sergileme sanatı olmaktan çıkmış ağırlıklı olarak fiziksel mücadele platformuna taşınmıştır. Tabii ki zevk veren, eskileri az olsa anımsatan maçlar da yok değil...

Cumartesi’den alıntılara gelelim o zaman... Şu Almanlar var ya, hah işte onlar geçtiğimiz günlerde büyük bir ayıp işlemişlerdi. Kendi topraklarında doğup büyümüş, sonrasında da kendi ülkelerinin futboluna, hem de milli takım bazında, büyük katkılar yapan iki futbolcuyla halen İngiltere’de benim bayrağımı temsil edenleri şiddetli protesto etmişlerdi. Yani resmen ayıp etmişlerdi. Sporcu yetiştirmekle övünen Alman acaba, 1939 ile 1945 yılları arasına mı dönüyordu? Söz konusu oyuncular İlkay, Mesut ve Cenk Tosun idi... Sebep mi? Çok komik ve trajik... Neyse... Bunlardan Mesut Meksika maçındaki golü yedirdiği gerekçesiyle yerden yere vuruldu. Oysa Mesut’tan sonra sahanın neredeyse yüzde 65’i kat edilmiş ve hiç bir Alman futbolcu yenen gole müdahale edememişti. Bunun üzerine de Mesut kesik yedi İsveç maçında... Yedi de Alman takımı bir türlü sahaya yerleşemiyordu. Ve de yenik duruma düşmüş elenmekle yüz yüze kalmıştı. Low nihayet aklını başına alıp bu defa İlkay’ı sahaya sürdü. Baksın bakalım o aklını kaçırmış Almanlar İlkay’dan sonra Alman takımı nasıl yönetildi, nasıl sahaya yerleşti... Hey efendiler; futbol ve herhangi bir spor branşı siyaset kaldırmaz... Bu bir kuraldır haaa...

Gelelim şu ana kadar ki turnuvanın estetiğine... Bir takım var, eskilerden örnekler sunan... Bir takım var içinde teknik kapasitesini birden fazla oyuncuyla sergileyebilen. O takım da Belçika... Birebirde adam eksiltebilen, kazanılan toplarla yön değiştirebilen, pas aralarını iyi kullanan bu Belçika... İster misiniz kupayı kazansın? Bu arada fiziksel direnişleri de hiç kötü değil... Şu ana kadar izleyebildiğimiz bu kupada o kupayı kim hak ediyor derseniz, sanırım büyük çoğunluk Belçika diyecektir...