Galatasaray takımını tepeden dibe kadar şöyle bir değerlendirelim... Muslera bilindiği Uruguay milli takımının değişmezi ve son Dünya Kupası’nda nerelere kadar oynadı. Linnes milli oyuncu... Serdar bizim millilerden... Nagatomo daha dün Japon milli takımında idi Rusya’da... Maicon ünlü İnter takımından... Belhanda da Rusya’dan döndü. Donk Hollandalı... Fernando da İtalyan makarnası yemiş adam... Feghouli de milli. Gomis mi? Aman aman...  Rodrigues’e de 20 milyon avro bonservis ödemeye hazır tonla kulüp varmış... Ya sonra girenler? Selçuk bizim milli... Eren İsviçre milli... Carol sözüm ona yabancı... En iyisi mi? Bizim bıdık Yunus...

Bu takıma karşı Akhisarspor... Muğdat ve Soner gibi önemli iki yerli oyuncusunu kaybetmiş ama Bilal’in dönüşünü sağlamış. Var orada da yabancı var... Ama havalı değiller, dibine kadar oynamaya çalışıyorlar. Hele hele teknik patronun dediklerini harfiyen yerine getirmek adına çalışarak... Bu takımda Selevnov diye bir santrfor var. Teknik, hızlı, vuruş isabeti yüksek, direnliğine de, sıkışık oyunda da becerikli. Bu ülkede orada oynayanlara çuvalla para ödeyen akılsızlara, körlere tavsiye olunur. Daha 33’ün içinde... Sana üç sene havada en iyi şekilde hizmet eder. Hele hele aynı yaş veya daha üstünde gelip paralarımızı çalanları hatırlarsak...

Akhisarspor bir sene içinde ne Fenerbahçe, ne de Galatasaray bıraktı bu ülkede... Kapanıyor, oyunu sıkıştırıyor... Yani takımlar arasındaki maliyeti ve şöhreti hesap ederek... Devamlı yeniyorum nasılsa deyip ötesini berisini açarak oynamıyor. Koca oyunda bir Rodrigues’in pozisyonu hariç, tek geniş alan bırakmadan oynuyor... Kazandığıyla dikine öldüresiye hırpalıyor rakibi... Direklere vuran şutları var... Maicon’un araya sızıp önlediği yüzde yüzlük pozisyon önceleri var.

Futbolda hücum futbolu gibi bir akıl tutulması peşinde koşanlara bu kupa sahibi ciddi dersler veriyor. Efendim neymiş, ekran başında sıkılıyorlarmış. Seyretmeyin, lunaparka gidin! Adam kupa üstüne kupa kazınıyor... Ne yani sizi mi eğlendirecek? Efendim top bizde yüzde 70 kaldı. Kalsın, al eve götür... Devamlı yan paslarla çıkıp rakibi dinlendiriyorsun. Sonra bir kaptırıyorsun, kalene gol oluyor. Çünkü ne orta alanın, ne de öndekilerin savunmaya destek gibi bir anlayışları yok ki... Sonra neymiş; Galatasaray’ın savunması zayıfmış... Akhisarspor’un savunması mı daha pahalı, yoksa Galatasaray’ınki mi? Ama bakın bakalım kim nasıl kapanıyor, kim nasıl yazlık bahçe gibi...

Helal olsun Akhisar’a... Rakiplerini küçük görmeden oynarsa, geçen sezonki Sivas, Kayseri gibi can yakar... Yani eldeki malzemeye göre standart oyun...  Galatasaray mı? Şayet başta Fernando olmak üzere Gomis, Belhanda gibilere müşteri bulamazsa yanar...