Pazar günü iki maç birden vardı İstanbul’da... Biri taaa İstanbul’un dışında bir yerlerde... Yani Başakşehirspor Trabzonspor’la oynayacaktı. Hani Trabzonspor eskilerin büyüğü idi ya... Ama stat yine boştu. Hele hele Başakşehirspor tarafı parmakla sayılacak kadar... Ama bizim ligin futbolu da bu takım tarafından oynanıyordu... Bu defa hem Emre, hem Adebayor, hem de Mahmut yoktular... Yani bir futbol takımının beyni ve kalecisinden sonraki belkemiği yoktu. Yerlerine oynayanlar da onlardan aşağıda kalmıyorlardı. Pas dağıtımı, savunmaya topluca geçiş ve bizim futbolda az takımda o da arada sırada görünen fazla adamla hücuma çıkma... Ve önce devre biterken, sonra da maç biterken iki nefis kafa golü ile bu sezon da şampiyonluğun bence bir numaralı favorisi olduklarını ispatladılar Avcı’nın çocukları... Avcı bu defa Emre ve Adebayor’u sonradan oyuna aldı. Yani maç eldeyken kaçmasın diye. Bu arada bir gözlem daha bu takımla ilgili... Bu Josiç nereden bulundu? Kumaşı daha mı iyi? Bakalım göreceğiz... Ama Mossoro’nun yarısı bile değil şu günlerde. Savunma mı? Daha iyisi var mı? Trabzonspor mu? Ünal hocaya derim ki şu Yusuf’a bir an önce müşteri bulunuz! Rakamın büyüklüğüne de bakmayınız! Sonra yarısını bile bulamazsınız! Tamam, Ünal hoca orta alanı kalabalık tutup rakibin pas tezgâhını bozmak istemiş ama bunlarla zor olur be... 

Sonra Beşiktaş’ın stadını gittik. En çarpıcı olanını en başta yazayım. Tolgay’ın yerine 73. dakikada giren yeni transfer Roco galiba yine bir iyi seçim olarak takıma katılmış. Hava toplarında çok iyi, topu çıkarmada da iyi, yardımlaşmada da... Kim bu bilinmezleri Beşiktaş’a bedava getirip sonradan kulübü zengin eden? Var mı başka kulüplerde? Savunma Necip’le oynuyor şimdilik. Ama bu Roco ile asıl dizilişine sahip olacak. Orta alan bence Beşiktaş’ın şu günlerde ne ön oyuncularıyla, ne de pek arka bloktakilerle uyum sağlayabiliyor. Gelelim ön tarafa... Galiba son adam asıl elemanı seçimi daha uzun sürecek... Larin hâlâ aşama göstermedi. Wagner’ı hâlâ tanımakta güçlük çekiyorum. Bu futbolcu ne tekniğini sergileyebiliyor, ne de  ünlü olan kaçışlarını... Lens kilolarından biraz arınmış gibi... Babelyine Babel... Galatasaray ve Fenerbahçe’yi temizleyen Akhisarspor Beşiktaş’a da dert oluyordu. Hele hele ikinci yarıda atak üstüne atak yaptı konuk takım... Ancak ne var ki Beşiktaş diğer ezeli rakipleri gibi defalarca derin saha bırakmadan oynadı. Ve de rakibin golü Necip hediyesi olarak tabelaya yazıldı. Bu maçı tamamlarken bir soru daha getireyim gündeme; şu Seleznov gibi bir uç adamı var mı Üç Büyükler’de? Hem de dörtte bir fiyatına...