Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Yetti Artık...

Yetti Artık...

Köyde birisi suç işledi diye tüm köylüyü ele alıp linç kampanyasına tabi tutmak herhalde sağlıklı bir kafa yapısı değildir...
Adalet değildir, adamlık değildir, insanlık hiç değildir...
Son birkaç haftadır, Hüseyin Üzmez’in şahsı bir tarafa, Vakit gazetesi yazarları olan bizlere ağza alınmayacak sözler söyleyenler hiç utanmıyorlar mı, sıkılmıyorlar mı?..
Gazete son olaylar hakkında açıklama yaptıktan sonra, o saldırıların bir anlamı var mı? Siz ille de suçlu arıyorsanız, gidin karakollarla, çocuk mahkemelerindeki davaları izleyin de kendi halinizi görün... Oran olarak söylüyorum, oradaki bu tip davaların % 10’u inançlı kesime aitse, % 90’ı sizinkilere, yani dini hayatın dışına itmek isteyenlere ait...
Tutturdular bir 14 yaş olayı... Peki bir yıl sonra, yani 15 olursa ne olur?
14 yaşındaki ile ilişki ayıp, 15 yaşında olursa şikayete bağlı! Ya da, 15 yaşı bitirdiği halde algılama yeteneği gelişmemişse şikayete bağlı değil...
Neden öyle?
Çünkü 15’den sonrasında Kopenhag Kriterleri giriyor devreye... Örnek aldığınız Fransa’nın başbakanı lise çağındaki kız çocuklar için tuvaletlere prezervatif koydurmak için bütçeden ödenek ayırdığını söylüyor...
İşte o hayat, okeylediğiniz hayat...
O hayatta bakirelik bir utanç olayı, bir gericilik simgesi...
Orada parklar, yollar 15 (14’ün altı da diyebilirsiniz...) yaştakilere serbest...
Orada nikahlı yaşamanın bir anlamı yok...
Hele de yaşadıkları gayri meşru hayatı görmezlikten gelip de bir başkasında kusur arayanlara soruyorum, siz o sözde sanatçılığı elde etmek için hangi yollardan geçtiniz?.. Bu işlere başladığınızda yaş grubunuz ne idi?..
Yaşadığınız pahalı hayatın gelirini söyleyin de Hakan amcanız dinlesin...
Bu tipler ekranların baş köşelerinde masum rollerinde oturup fetvalar peşinde koşmazlar mı?!. Bizimkiler de onlara fetva yetiştireceğiz diye bin dereden su getiriyorlar...
Başkalarına fetva, kendilerine çağdaş yaşam!..
Efendim, şikayet yaşını 14’e indiriyorlar ki Hüseyin Üzmez kurtula...
Hiç alakası yok, tamamen lâikçilik uydurması. Üzmez, son çıkışlarıyla kendi kararını kendisi verdi... Bundan sonrası bazılarının işgüzarlığı...
14 yaş olayı ise, tamamen namuslu ailelerin korunmasına yönelik bir çalışma... Yoksa zorla ırza geçen canilere kolaylık neden sağlansın?..
Geçenlerde Ankara Ağır Ceza mahkemesi başkanının anlattıklarını bu köşeye taşıyorum. Elinde bir dava varmış... İki aile karşılıklı rızaya istinaden 14 yaşındaki kızları ile 18 yaşındaki bir genci İslam nikahı çerçevesinde evlendirmişler. Hanım kız hamile olup hastanede doğum yapınca görevliler yaşı itibari ile olayı polise ihbar etmişler... İhbar sonucu ağır cezada açılan davada damat tutuklu, kızın anne ve babası tutuklu... Ağır ceza başkanı diyor ki, eski yasada taraflar evlenince kamu davası tecil edilirdi, şimdikinde (5237 sk.) tecil olayı olmadığından, bu aile yıllarca hapis yatacağı gibi, genç çocukların da hayatı sönecek. Bu durumu eskisi gibi yapsalar olmaz mı?
Tabii ki bu soruyu Cemil Çiçek’e sormak lazım... Feministler istiyor diye sapla samanı birbirine karıştırınca ortalık cinsel istismar davası kaynıyor.. Yargıtay’da bu tip davalar pek çok... Bir yetkili, bakandan eski yasaya dönülmesini istemiş. Bence de dönülmeli... Cerrah bile hastanın durumuna bakarak en sağlıklı olanını yapar, değilse hemen kesip atmaz...
Türkiye’deki materyalist eğitim, hem de kontrolsüz iletişim olayları çocukların bu yaşlarda erken uyanmalarına neden olmuştur. Sen nikah yapmazsan onlar bu dumanlı havada bir çaresini bulup parklarda, bahçelerde, pastanelerde bir başka hayatı yaşıyorlar...
Geçenlerde bir bakanlığın lojmanında, porno izleme sonucu 9-14 yaşlarındaki erkek çocuklar arasında meydana gelen livata olayı aileleri ayağa kaldırdı.
Karakollar, mahkemeler...
Bir başka sahnelerde kadınlar sırf kocalarından intikam almak için kızlarını yem olarak kullanıyor. Öylesine iğrenç iftiralar atıyorlar ki insanın kanı donuyor...
Demem o ki, Hüseyin Üzmez olayı, gerçek de olsa ilk değildir...
Sizlerde bu davalardan pek çok var.
Leke meselesi, sütte daha yalın görülüyor hepsi o kadar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi