Tartışmaya vakit yok
Yol uzun, ömür kısa.
Varılacak yer, gözlerin görmediği,
Kulakların duymadığı,
Gönüllerin hayal edemediği kadar güzel.
Yapılacak işimiz çok.
Laklakıyla vakit geçirecek zaman yok.
Pırlanta işine girmek isteyen delikanlıya babası: “Filan adamın yanına git, selamımı söyle sana pırlantayı öğretsin” der.
Delikanlı, o adamın yanına gider, selamı söyler ve meramını anlatır.
Adam, delikanlının eline nohut büyüklüğünde bir pırlanta verir, “Bunu bir sene elinde taşıyacaksın” der ve gönderir.
Çocuk bu durumun bilimsel olmadığını, “Elmas” kelimesinin Yunanca “Adamos”dan geldiğini, kömürün en kısasının elli milyon yılda elmasa dönüştüğünü, karbonunu, proton ve nötron sayısını, kovalent bağını, elektronunu, izotoplarını, yıldız tozlarını kabul eden ilim adamlarını, yaşam tarihlerini, kimlerin birbirinden etkilendiğini, doğru mu değil mi olduğunu kimin belirleyeceğini öğrendiği gibi aldanmamak için diğer metallerin de özelliklerini öğrendikten sonra pırlanta işine girmek istediğini babasına yine söyler ve o adamın saçmalığını anlatır.
Baba, “Oğlum, bu günlerde bu piyasayı elinde tutan adam bu. Pırlanta işine gireceksen bu adamın dediğini yap.
Pırlanta biliminde yükselmek istersen buyur üniversitesine git” der. Delikanlı adamın dediğini tutar ve bir sene pırlantayı elinde gezdirir. Bir sene elinde gezdirdiğine gözü ve bütün genleri pırlantayla tanış olurlar.
Bir gün eline sahte pırlanta verdiklerinde, “Bu sahte” deyiverir.
İşte bu. Elimizde, gönlümüzde Allah (cellecelalühün) kelamı, o kelamı açıklayan ve uygulayan sevgili peygamberimizin sahih Sünneti varken, sırf Müslümanların imanla süslü gönüllerine, katran karası fikir çizikleri atmak için icat edilen ve hasta gönüllere şüphe tohumları taşıyan, akıldan, fikirden, delilden, mantıktan yoksun lakırdılarla vakit kurşunlama cinayeti işlememeye dikkat edelim.
“15-O’nun için hemen davet et. Emr olunduğun gibi doğru ol. Onların hevalarına uyma. Söyle: “Ben Allah’ın indirdiği her kitaba iman ettim. Ara¬nızda adalet yapmakla emr olundum. Allah bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size ait¬tir. Bizimle si¬zinara¬nızda çekişmeye gerek yoktur. Allah hepimizi bir yere toplar. Dönüş yal¬nızO’nadır.
16-Onun daveti kabul edildikten sonra, hâlâ Al¬lah hakkında çeki-şenlerin/tartışanların delilleri, Rableri katında batıldır. Gazap onların üzeri¬nedir ve şiddetli azap onlar içindir.” (Şura süresi ayet 42/15-16)
Allah korusun, Müslüman olmasaydım, Platon’u, Aristo’yu, Konfüçyüs’ü, Albert Camus’ü, JacquesDerrida’yı, Nietzsche’yi, Karl Markx’ı, papaları, Lüther’i, Baconu tüm düşünürleri ve filozofları tartışırdım.
Çünkü hepsi insandırlar. Akıl akıldan üstündür. “Doğru” dediğiniz adamın söyledikleri, sizin mantığınıza uyandır. O mantığı yıkıncaya kadar siz onun yanındasınız ve onu yıkan bir düşünür geldiğinde siz onu bırakır öbürünün yanına geçersiniz. Ahirette de ne son kiminle iseniz onunla beraber olacaksınız.
Yukarıdaki ayetlerin tefsirinde “Şifa Tefsiri”ni yaparken şöyle yazmıştım:
“Hocam tartışmaya açık olalım. Biri Allah’ı inkâr ediyorsa onun da delilleri vardır. Dinleyelim bakalım” diyenler olabilir.
Bunlar boş şey¬ler. Çünkü bu konuda en güçlü ifadeye sahip olan insanların sözlerini Allah (c.c.) Kur’an’da bize bildirmiştir.
Firavun’un mantığını Rabbimiz Kur’an’da en ince teferruatıyla bize bildirmiştir. Çağdaş kâfirler Firavun’un dediğinden farklı bir şer söylemiyorlar.
Kapitalistlerin başı olarak Karun’un mantığını Allah (c.c.) bize bildir¬miştir. Adam Smith ve onun takipçisi binlerce kişinin kitaplarını okumaya zaman yetmez. Onlarla vakit öldürmeye gerek yok.
Kıyamete kadar gelecek insanları sapıtmak görevini üstlenen şeytanın mantığını bize öğretiyor.
Yine Allah (c.c.) bize; şeytanın, Karun’un, Firavun’unHaman’ın felsefesini öğretiyor.
Onların karşısında, Peygamberimizin vahye dayalı söylediği sözler de öğretiliyor.
Öyleyse benim, hiçbir imansızın, inkârcının, gâvurun, Allah (c.c.) aley¬hine söyleyecek sözünü dinlemeye zamanım yoktur. “Sizinle bizim aramızda çekişmelere gerek yok.”
Şair Nabi güzel söylemiş:
“İzharı kin şiarı dil-i zarımız değil
Ağyar ile cidal, bizim kârımız değil.”
Hepimiz Rabbimizin huzurunda toplanacağız. Dönüş O’nadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.