Halil Mert

Halil Mert

ŞANLI ORDUMUZ YALNIZ BIRAKILMAMALIDIR

ŞANLI ORDUMUZ YALNIZ BIRAKILMAMALIDIR

Irak’ın kuzeyinde üslerimiz var. 

Neden mi?

Çünkü burası müttefiklerimizin oluşturdukları kontrolsüz kaos bölgelerinden biri. Tıpkı Afganistan gibi. Afganistan’a İngiltere ve ABD ayak bastığından bu yana sözde İslamcı terör var. Selefiliğin her türü ile sulandırılan Ehl-i Sünnet Yolumuz, Afganistan’da oluşturulan kontrolsüz bölgeler ile terörizme dönüştürüldü. Neden Afganistan mı? Çünkü İslam Topraklarının coğrafi merkezlerinden biri. Çünkü, geçiş bölgelerinden biri. Bakın haritalara..
Irak ve Suriye’de ise etnik ayrımcılık ile 100 yıl önce parçaladıkları yurdumuzun vatandaşları, dindaş ve kandaşlarımızı birbiri ile savaştırma derdinde düşmanlarımız.

ABD, İngiltere, Fransa… 1. Dünya Savaşı’ndan bu yana düşmanımız değil mi bölgede. Topraklarımızı cetvelle böldüler. Aralarında pay ettiler. Sonra da bizi birbirimize düşman etme derdindeler.

ABD PKK’yı büyüttü. Şimdi Kürt=PKK algısı oluşturarak batılı Müttefiklerimizle, Kürtlerin hamiliğine soyundu. Ulan namussuzlar.. Siz gittiğiniz her yere kan ve gözyaşı götürüp katliam yapan, dünyada köle düzenini kurup koruyanlar değil misiniz? Tüm bunlar ortadayken, Venezuella’dan, Vietnama’a, Şili’den, Libya’ya gittikleri her yerde demokrasi çığırtkanlığı ile kargaşa ve terör bırakan emperyalizme rağmen benim bazı aldanmış Ağrı’lı, Kerkük’lü, Muş’lu, Erbil’li, hatta İstanbul’da doğmuş, büyümüş kardeşlerim ABD ve İsrail’in Kürtlerin dostu olduğunu iddia edecek kadar kör ve hissizler… 

Unutmayın! Türkiye dene bu mukaddes devleti hep birlikte kurduk. Türkiye’de 90 milyon Türk var, Türkiye dışında 250 milyon. Türkiye’de, 12 milyon Kürt kökenli gardaşım var, yurt dışında 20 milyon. Ama Kürtlerin kurduğu devlettir Türkiye.. Vicdanlara sorarım, Irak’ta mı, İran’da mı, Suriye’de mi insanca yaşayabildiler, ya da yaşıyorlar?

Irak/Duhok/Şeladize'de kalabalık bir grup TSK üssünü basmış ve bir araçla birkaç çadırı ateşe vermiş. Tabii görüntüler dünyaya PKK’ya yakın medya kuruluşları aracılığı ile servis edildi. Ordumuzun yanan çadırları, tankları ve araçları.. Manzara kötü!

Tepkilere geliyoruz.

Hükümet, olayı önemsiz gösterdi ve üzerinde durmadı.

Basın, kamuoyunda olayı olduğu gibi paylaşmadı.

Muhalefetin bir önerisi yok.

Genel Kurmay sınır birliklerini dolaştı.

Yeter mi? Asla yetmez…

Eleştiriler…

Kıbrıs’ta bayrağımızı indirmeye çalışan Rum’u keskin nişancımız vurmuştu hatırlarsanız. Bunu örnek gösterip, “Aynısı yapılmalıydı!” dedi birileri. Dostlar, ikisi aynı şey mi? Biri ezeli düşman Rum, diğeri aldatılmış siviller.. Bizim sivillerimiz. Musul, Kerkük, Erbil rüyası görüyor ve oraların bir gün anavatana katılmasını arzu ediyorsanız, bölge insanına vatandaşınız gibi bakmanız gerekmez mi? Ya da “Geçmişte aynı devletin yurttaşlarıydık.” diyorsanız. Ya da “Komşunuz Kürt Kardeşiniz, o bölge insanını kendisinden görüyorsa”, sizin de öyle görmeniz gerekmez mi?

Diğer eleştiri, “İmamlardan subay yaparsanız böyle kışlasını terk eder.” diyenler oldu. TSK çok yıpratıldı. Doğru. Ama bilin ki, o kışlayı oradaki Birlik Komutanı kendi inisiyatifi ile terk etmez.. En az, Ordu ya da Kuvvet Komutanı inisiyatif kullanır. Biliniz.. Burada aklımıza şu soru geliyor. Acaba İ. Metin TEMEL Paşam bölgede görev yapıyor olsaydı, bu olay olur muydu, tepki böyle mi olurdu?

Aziz Milletim.

TSK, Şanlı Ordumuz yalnız bırakılmamalıdır, desteklenmelidir.

Harp içindeyiz. Unutmayın ki harbi sadece Ordular yapmaz. Milletin kendisi tüm kurumlarıyla yapar. Ordular, siyasetin masada işini kolaylaştıracak görevler yaparlar. Siyasilerin pazarlık güçlerini artırırlar yâda onları zaafa düşürürler. Ancak, hiçbir ülke ordusunu zaafa düşürmez, biz de düşüremeyiz.

Burada asıl zafiyetlerimiz şunlardır..

Birincisi İstihbarat Zafiyeti!.. Yapılan bir grup PKK Militanı bölgeden sivilleri kışkırtarak kışlamıza baskına geliyor ve taşkınlık yapıyorlar. İstihbarat nerede peki?

İkinci ve en büyük zafiyetimiz ise Psikolojik Harp/Harekât zafiyetidir. Nerede bize müzahir siviller? Eğer bu insanlar örgütlenseydi, hem eylemden erkenden haberimiz olur, hem de o sivil unsurlar aracılığı ile eyleme engel olunabilirdi. Türkiye’de Psikolojik Harekâtı sevk, idare, en azından koordine eden, devletimizin liderine bilgi arz eden, lider adına denetleyen bir kurum var mı? Psikolojik Harp/Harekât konularında akademisyen ve uzman yetiştiren bir enstitümüz var mı? Hayır! MGK genel Sekreterimiz, MİT Başkanımız, Cumhurbaşkanımızın konu ile ilgili danışmanları çok mu zor Psikolojik Harp/Harekât kurumları oluşturmak?

Ülke içinde ve dışında STK faaliyetleri kontrol altına alınmalı ve yönlendirilmelidir. ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya, İran, İsrail, Vatikan… Bakınız!... Bir yandan kendilerine müzahir sivil yapılar oluştururken, vekâlet savaşlarını yürütecek maalesef içimizden terörist ve asker devşirmiyorlar mı? PKK, FETÖ vd. ortada değil mi? 

Şimdi, general rütbesinde bir heyet medya ile Irak’taki askeri üslerimizi dolaşmalı ve askerimize moral vermelidir. Eğer bu yapılmazsa, oradaki genç birlik komutanlarının cesaret ve cesameti, hatta feraseti dumura uğrayabilir. Ayrıca bölgeye çok hâkim, ömrü bölge insanı ile geçmiş bir Generalimizin bölgeden çekilmesi de bu manada ciddi bir zafiyet oluşturmadı mı acaba? 
Cumhurbaşkanımız, kendisine verilen bilgilerle karar verir. Peki, kendisine Ordumuzun onur ve şerefini, Aziz Milletimizin izzet ve ferasetini, Devletimizin bekasını dert eden astlarının etraflı bir şekilde bilgi vermesi gerekmez mi?
 
“Olanda hayır vardır!” Elbette doğru. Ama nasıl? Ders alıp tedbir alırsanız olan hayra dönüşür. Yatıp tevekkül edelim deyip, kendini ve karar vericileri doğru yönlendirmezsen o zaman bu mazlum millete ve Ümmet-i Muhammed’e yarın nasıl hesap vereceksin?

Aziz Milletim. Harp süreklidir. Barış zamanlarında bile bir çekişme söz konusudur. Harbe hazır olmak gerekir. “Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh.” diyor ecdadım. Ordumuz, Milletimiz arkasında olduğu için, Ordu Millet olduğu için güçlüdür. Bunu asla unutmayalım. Hem de en tepeden Cumhurbaşkanımızdan, dağdaki çobanımıza kadar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi