Kan Uykusundan Uyanmak ve SKY TÜRK

Kan Uykusundan Uyanmak ve SKY TÜRK

İnsanların fikirlerini düşüncelerini rahatlıkla, özgürce ifade etmelerinden yanayım. Demokrasi de bunu gerektirir. Doğru sonuçlara ulaşmak, problemlere isabetli çözümler bulmak ancak hür bir tartışma imkânının olmasıyla mümkündür.

Ancak şiddeti teşvik ve himaye eden, terörü meşrulaştırmaya çalışan fikir, fikir değildir. Böyle bir düşünce biçiminin özgürlüğü de olmaz. Asla kabul edemeyiz.

Birkaç gündür Çukurova/Türkcell grubuna ait SKY Türk televizyonunda –kan uykusundan uyanmak-başlığı altında ‘Kürt sorunu!’ tartışılıyor. Çeşitli kesimlerden insanlar saatler süren programda görüş ve düşüncelerini dile getiriyorlar. Dikkat ediyorum, demokratik tartışma ortamı adı altında bazı konuşmacılar açıkça bölücülüğü, federasyonu, otonomiyi, hatta ayrı bir milletin ayrı bir devlet kurma hakkını savunuyor. Örtülü bir şekilde Güneydoğu’da meydana gelen terör olaylarının haklılığı vurgulanıyor. Ayrı yaşama, ayrı siyasi birlikler halinde Kürt’lerin hayatiyetini devam ettirmeleri empoze ediliyor. Yani tam bir alıştırma, sindirme politikası yürütülüyor. Şu aklımızdan hiç çıkmamalı her Kürt Kürtçü değil, her Kürtçüde Kürt değil.

Kimse kusura bakmasın, her fikre, her düşünceye iyi niyetle bakmıyorum.

Tartışma adı altında satır aralarında verilen mesajın iyi anlaşılması gerektiği kanaatindeyim.

Bu tür programların bugüne kadar her hangi bir meselemizin çözümüne müspet bir katkısı olduğunu hatırlamıyorum. Aksine yanlışa propaganda imkânı verdiği için kararsız, kafası karışık kitleler üzerinde çok menfi tesirleri oluyor. Neredeyse örgütün yandaş kazandıran bir araç işlevi görüyor.

Bunları görünce Türkiye’nin PKK terörünü gerçekten bitirmek isteyip istemediğinden tereddüde düşüyorum.

Siz bir taraftan kardeşiz, aynı milletin, aynı ümmetin çocuklarıyız diyenlerin sesini kısacak, kaos ve kargaşa tacirlerine her türlü kitleleşme imkanı vereceksiniz, hem de terörle mücadele ediyoruz diyeceksiniz. Buna benim aklım ermiyor.

Bu SKY Türk daha önce de benzer program ve yapımlara imza atmıştı. Kan uykusunun sunucusu bir dönem aynı TV’de Apo’nun karındaşı, yoldaşı, arkadaşı Yalçın Küçük’e de iki yıl boyunca tamamı kışkırtma ve tahrip olan konuşmalar yaptırmıştı. Küçük boynunda kızıl atkısıyla Atatürkçülük kisvesi altında esip gürlemiş, milli reflekslerimizi köreltmek için her türlü atraksiyonu, LAF EBELİĞİNİ yapmıştı. PKK kamplarında seminer veren bu Apo karikatürüne kimse ne konuşuyorsun kardeşim diyememiş, Çukurova gurubunun televizyonunu borazan gibi kullanmıştı.

Meselelerimizi tartışalım, KONUŞALIM, birbirimizi anlıyalım. Tamam. Buna kimsenin bir itirazı olamaz. Ama bu programlarda çözüm arayışı yok, PKK-DTP çizgisinin Kürt vatandaşlarımıza empoze edilmesi, Türk toplumunun ayrı yaşamaya ikna edilmesi gayesi var. Kaç gündür devam eden, Aysel Tuğluk’tan, Hasip Kaplan’a kadar bir dizi DTP’yi ağırlayan bu programda bir çözüm arayışının olduğunu kim söyleyebilir? Bir ihanet örgütünün görüşlerini yaymak, yayımına aracılık etmek demokrasi olmadığı gibi, bu görüşleri kabul etmek de bir çözüm biçimi değildir. PKK biz şunları, şunları istiyoruz diyor, DTP onların tercümanlığını yapıyor, SKY Türk de onların borazanlığına yaparak çözümün yolunun bu fikirleri kabulden geçtiğini dikte etmelerine imkân hazırlıyor kanaatini taşıyorum.

Bölünme bir çözüm değildir.

Eyalet veya otonomi sistemi bir çözüm değildir. Bu, İki Millet Tek Devlet diyenlerin yavesinden başka bir şey değildir.

Çözümün birinci şartı herkesin önce bu ülkenin birliğine, bayrağına, İstiklal Marşı’na ve Kürt-Türk kardeşliğine evet demesidir. A.Tuğluk, H.Kaplan benimle TBMM’nin önünde birlikte ellerimizde Türk bayrağı ile Arnavut Akifin yazdığı istiklal marşını okurlar mı? Okusunlar bakalım. Ne konuşulacaksa bundan sonra konuşulur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi