Bir kitap okudum...
Kimileri tarafından göklere çıkarılıyor olsa da, Türkiye’nin 1930’lu yılları, insanların büyük bir çoğunluğu açısından, kelimenin tam manasıyla, sıkıntılı yıllardır. Bu yıllar, sıkıntılı yıllar olmasının yanısıra, o zamana kadar yaşanan ve hemen herkesi çok yakından ilgilendiren gelişmelerin bizzat içinde bulunan, çok önemli bilgilere sahip insanların, şurada burada dağınık bir şekilde olsalar da, hayatta bulunduğu yıllardır.
O yıllarda yaşayan ve neler olup bittiğine kafa yoran, gelişmelerin bizzat içinde bulunmuş insanların anlattıklarına kulak kabartan birisi; ne kadar çok şey biliyordur, kim bilir!..
1922’de Konya’da doğmuş olan Merhum Ali Ulvi Kurucu, büyük sıkıntılar çekmiş; büyük sıkıntılara şahit olmuş ve başkalarının yaşadığı belki daha da büyük sıkıntıların hikayelerini dinlemiş, ömrünce.
Halen ismi dualarla yad edilen Hacı Veyis Efendi’nin torunu ve yine Konya’nın yakın tarihine damgasını vurmuş olan Hacı Veyiszade Mustafa Efendi’nin yeğeni olan Merhum’un, 1930’lu yılların Türkiyesi’nin önemli isimleri ile, bir şekilde yolu kesişmiş.
Gönenli Mehmed Efendi, Abdürrahman Gürses, Elmalılı Ahmet Hamdi Yazır, Konyalı Mehmed Vehbi...
1939’da ailesi ile Kutsal Topraklar’a Hicret. Hac vazifesinin ifasından sonra tahsil niyetiyle Mısır’a geçiş.
Osmanlı’nın çöküşü sonrası hayatlarını ‘dışarıda’ devam ettirmek zorunda kalan ya da öyle isteyen zevatla beraber geçen 6 kocaman yıl.
önemli olayların önemli şahitleri, hakikaten büyük insanlarla hemhal oluş.
Osmanlı’nın son Şeyhülislamlarından Mustafa Sabri Efendi, Zahidül Kevseri, Filistin Müftüsü Emin El-Hüseyni, Hasanül Benna, Seyyid Kutub... ve daha nice önemli isimle; Kahire, El-Ezher yıllarında tanışıklık.
Ve 1946’den sonra, Medine-i Münevvere...
Nurlu belde Medine-i Münevvere’de, Mescid-i Nebevi’nin hemen yanında geçmiş bundan sonraki ömrü, Rahmetli Ali Ulvi Kurucu’nun.
Hac ve umre için ya da başka sebeplerle Kutsal Topraklara gelen, çoğunu tanıdığımız bildiğimiz isimlerle görüşerek, konuşarak, dertleşerek yaşanmış 56 yıl.
Şeyh Mahmud Sami Efendi, Şeyh Mehmed Zahid Kotku Efendi, Seyyid Ebul Hasen Nedvi, Said Şamil Bey, Erzurumlu Mustafa Necati Efendi, Ladikli Ahmet Ağa, Tahir Büyükkörükçü... ve daha nice isimler... Her biri ile ilgili unutulmaz hatıralar...
Merhum Ali Ulvi Kurucu’nun Konya’da başlayan, Kahire ve Medine-i Münevvere’de devam edip, burada noktalanan hayatı; yani tam 80 yıl ve bu 80 yılın bütün önemli şahitlikleri; artık kitap halinde, okumanızı bekliyor.
M. Ertuğrul Düzdağ tarafından, on dört yılı aşan titiz bir çalışma ile hazırlanan ‘üstad Ali Ulvi Kurucu / Hatıralar’ isimli eserin ilk iki cildinden sonra, 3. cildi de, geçtiğimiz günlerde Kaynak Yayınları tarafından yayınlandı. Eserin 4. cildinin hazırlıkları da sürüyormuş. Rahmetli üstad’ın hatıralarını, bizzat kendisine anlattırarak tesbit eden ve sonra, bilinen titizliği ile, irfan alemine kazandıran M. Ertuğrul Düzdağ, 1. cildin önsözüne, “Aziz okuyucuya, bu kitapla, okunduğu zaman insanın hayata bakışını değiştirecek olan bir eser sunulduğunu, ilk söz olarak arz etmek isterim...” şeklinde başlamış.
üstad Ali Ulvi Kurucu / Hatıralar isimli eser, tam da böyle bir eser.
Benim ilave olarak söyleyebileceğim şey de şu: Mutlaka okunması gereken ve bir kere elinize aldığınızda da, bitirmeden bırakmak istemeyeceğiniz bir eser.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.