Kürtler-Aleviler, bir arada yaşamak
Yaşadığımız sorunların çoğunun tarihi bir boyutu vardır, bir veya birkaç yılda ortaya çıkmış değildirler. Lakin bu problemler, tarihin hiçbir döneminde bu kadar kronik hale gelmemiştir.
Kürtler dün de vardı, bu gün de var. Aleviler ve Alevilik de öyle.
Ama bugün sorun diye önümüze sürülenlerin hiç biri yoktu.
Bu ülkede aklı başında hiç kimse farklı düşünüyor, farklı inanıyor diye birilerinin varlığını mesele etmez.
Biz emperyal bir geçmişten geliyoruz. Bunu emperyalizm veya sömürü anlamında söylemiyorum. İmparatorluk geçmişinden bahsediyorum. Farklı dinlerle, farklı milletlerle, farklı ırklarla bir arada yaşadığımız bir geçmiş.
O farklılıklar hiçbir zaman aramızda bir kavga sebebi olmadı.
Kimse kimsenin varlığını sorun olarak görmedi.
Herkes dilediği gibi inandı, dilediği gibi yaşadı.
Ne Kürtler, ne aleviler hiçbir zaman imparatorluğun farklı unsurları olarak görülmediler Her zaman asli unsur olarak mütalaa edildiler. Azınlık tabiri sadece inancı farklı olanlar için kullanıldı.
Dün öyleyken şimdi niye böyle oldu?
Böyle oldu çünkü farklılıklardan korktuk, onları bir tehdit olarak gördük.
Bir milletin gücünün insanların mutluluğundan, huzurundan kaynaklanacağını hesap edemedik. Homojen bir toplum yaratmak için yasak üstüne yasak koyduk. Anlamsız yasakların kışkırtıcı, özgürlüğün barıştırıcı olduğunu düşünemedik.
Yasaklar farklılıkları tahrik etti, farklılıklar üzerinde siyaset yapanların yolunu açtı. Bir anda farklılıklardan çok daha fazla olan müştereklerimiz unutuldu. Aynı Allah’a, aynı peygambere, aynı kitaba inanan, aynı ahlak nizamına bağlı olan insanlar sadece birbirlerinin farklarını görmeye başladılar.
Kürt sorunu diye yeri göğü birbirine katanlara sorsanız Kürt’le Türk arasında dişe dokunur tek bir fark söyleyemezler. Dönüp, dolaşıp söyleyecekleri tek şey, Kürtçedir.
Alevi-Sünni diye aramıza çizgi çekmek isteyenlere sorsanız onlarda çok fazla şey söyleyemezler.
Ama bütün hayatımız farkları, farklılıkları konuşmakla geçiyor.
Homojen bir toplum tasavvuru uğruna herkesi birbirine benzemeye icbar etmeye çalışanlar gibi bu farkları törpüleyip ortadan kaldıralım demiyorum. Bu farkların esasa taalluk etmediğini söylüyorum. Bir arada yaşamak için milyonlarca sebebimiz var, ama ayrılmak için tek bir gerekçemiz yok diyorum.
Bütün bunları sorun haline getirenler, Alevi olmayan Alevicilerle, Kürt olmayan Kürtçülerdir.
Tabi bir de, çok partili hayata geçtikten sonra strateji değiştirerek, bu farklılıklar üzerinde çatışma alanları oluşturup, daha rahat yönetmek için bölünmüş bir toplum yaratmaya çalışanlar.
Yani, sistemin efendileri.
Onu da başka bir yazıda anlatırım.