Y. Bülent Bakiler

Y. Bülent Bakiler

Er­me­ni­ler­den ö­zür di­le­yen­ler

Er­me­ni­ler­den ö­zür di­le­yen­ler

Bir-iki ilim ada­mı­mız, bir-iki kö­şe ya­za­rı­mız, Er­me­ni­ler­den özür di­le­mek için ka­rar al­mış­lar ve bir kam­pan­ya baş­lat­mış­lar.
Bu ha­be­ri, te­le­viz­yon­lar­dan din­le­di­ğim za­man, yü­re­ğim, bin or­man yan­gı­nı­nın, bin sel fe­la­ke­ti­nin, bin dep­rem kay­bı­nın acı­sıy­la kav­rul­ma­ya baş­la­dı.
Yüz­de yüz hak­lı ol­du­ğu­muz bir ko­nu­da, Er­me­ni­ler­den ni­çin özür di­le­me­liy­mi­şiz? Do­ğu ve Gü­ney­do­ğu Ana­do­lu’da­ki Er­me­ni dev­le­ti­ni biz yık­ma­dık. O dev­le­ti Do­ğu Ro­ma’nın or­du­la­rı or­ta­dan kal­dır­dı­lar ve Er­me­ni­le­ri Or­to­doks yap­mak için, on üç de­fa kan dök­tü­ler.
Biz Ma­laz­girt sa­va­şın­dan mu­zaf­fer çı­kın­ca, Er­me­ni­ler hu­zu­ra ka­vuş­tu­lar. Di­nî ha­yat­la­rın­da ta­ma­men ser­best ol­du­lar. İs­te­dik­le­ri yer­de, ti­ca­ret yap­tı­lar. Sa­nat­la­rı­nı kor­ku­suz­ca ic­râ et­ti­ler.
1326’da, Bur­sa’yı fet­he­din­ce, Er­me­ni­le­ri Bur­sa’ya biz ça­ğır­dık. Fa­tih Sul­tan Meh­met, 1453 yı­lın­da, İs­tan­bul’a gi­rin­ce, Rum­lar­dan bo­şa­lan yer­le­re Er­me­ni­le­ri yer­leş­tir­di.
Ana­do­lu top­rak­la­rın­da tam 813 yıl, Er­me­ni­ler­le dost­ça ya­şa­dık. On­la­rı ken­di­miz­den bil­dik. O ka­dar ki, Er­me­ni asıl­lı iki ki­şi­yi, (ken­di ar­zu­la­rıy­la Müs­lü­man ol­duk­tan son­ra) sa­da­ret ma­ka­mı­na, ya­ni baş­ba­kan­lık kol­tu­ğu­na oturt­tuk. Bi­rin­ci­si, Zey­tun Er­me­ni­le­rin­den Ha­lil Pa­şa­dır. (1616-1629) İkin­ci­si, Ma­lat­ya Er­me­ni­le­rin­den Sü­ley­man Pa­şa­dır. (1655-1656)
Er­me­ni­ler­le dost­lu­ğu­muz, 1877 yı­lın­da ya­pı­lan Os­man­lı-Rus sa­va­şın­da bo­zul­du. 93 Har­bi de de­ni­len o sa­vaş­ta, Rus­la­ra ye­nil­dik. Rus­lar, İs­tan­bul ön­le­ri­ne ka­dar gel­di­ler. Ön­ce Ayas­ta­fa­nos, son­ra Ber­lin Ant­laş­ma­la­rı­nı im­za­la­dık. Rus­ya, İn­gil­te­re, Fran­sa... Do­ğu Ana­do­lu’da, Er­me­ni­le­re ye­ni hak­lar ve­ril­me­si­ni is­te­di­ler. Pa­di­şah 2. Ab­dül­ha­mid Han, Ba­tı’nın ve Er­me­ni­le­rin ta­lep­le­ri­ni ka­bul et­me­di. Er­me­ni­ler Taş­nak ve Hın­çak te­rör teş­ki­lat­la­rı­nı kur­du­lar. Pa­di­şa­ha sui­kast ha­zır­la­dı­lar. Sad­ra­zam Ha­lil Rı­fat Pa­şa’ya kur­şun sık­tı­lar.
Van’da bin­ler­ce in­sa­nı­mı­zı kat­let­ti­ler. Bit­lis’te, Si­irt’te, Er­zu­rum’da Türk ve Kürt asıl­lı kim­se­le­ri ca­mi­le­re dol­du­rup di­ri di­ri yak­tı­lar. Ku­yu­la­ra atıp üzer­le­ri­ni top­rak­la ört­tü­ler. Do­ğu­da­ki Ha­mi­di­ye Alay­la­rı Er­me­ni is­yan­la­rı­nı bas­tır­mak için ku­rul­du. Er­me­ni­ler İs­tan­bul’da da, Ada­na’da da ayak­lan­dı­lar.
Hal­bu­ki biz, 1839 Tan­zi­mat Fer­ma­nın­dan son­ra, Er­me­ni­le­re 29 pa­şa­lık, 12 ba­kan­lık, 30 mil­let­ve­kil­li­ği, 7 bü­yü­kel­çi­lik, 11 kon­so­los­luk 11 üni­ver­si­te öğ­re­tim üye­li­ği... ver­miş­tik.
Ma­li­ye Na­zı­rı­mız: Agop Ka­zaz­yan, PTT Na­zır­la­rı­mız: Ga­ra­bet Ar­tin, An­don Tın­gır, Os­kan Mar­dik­yan, Ba­yın­dır­lık Na­zır­la­rı­mız: Bed­ros Hal­laç­yan, Kir­kor Si­nap­yan, Ha­ri­ci­ye Na­zı­rı­mız: Gab­ri­yel No­ro­dunk­yan, Ha­zi­ne-i Has­sa Na­zı­rı­mız: Mi­ka­el Por­ta­kal­yan ve Sa­kız Ohan­nes Pa­şa... Er­me­ni idi­ler.
Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı­na gir­di­ği­miz­de Rus­lar, İn­gi­liz­ler, Fran­sız­lar bin­ler­ce Er­me­ni’yi si­lah­lan­dır­dı­lar. Biz Do­ğu Cep­he­sin­de Rus­lar­la çar­pı­şır­ken si­lah­lı Er­me­ni mi­li­tan­la­rı da Kürt ve Türk köy­le­ri­ni ba­sa­rak kat­li­am­lar yap­tı­lar. Or­du­mu­zu ar­ka­dan vur­du­lar. Ya­ni dev­le­ti­mi­ze is­yan et­ti­ler. Biz de Al­man Ge­nel­kur­ma­yı­nın da ikaz­la­rı­nı dik­ka­te ala­rak 432 000 Er­me­ni va­tan­da­şı­mı­zı Su­ri­ye’ye in­dir­mek mec­bu­ri­ye­tin­de kal­dık. İş­te o sür­gün­de, ana­sı, ba­ba­sı, ba­cı­sı, kar­de­şi... Er­me­ni­ler ta­ra­fın­dan öl­dü­rü­len Türk­ler ve Kürt­ler, hü­cu­ma ge­çe­rek Er­me­ni­le­ri kat­let­ti­ler. Ya­ni kar­şı­lık­lı kat­li­am­lar ol­du. Keş­ke ol­ma­say­dı.
Dün­ya­da hiç­bir dev­let, ka­tıl­dı­ğı sa­va­şın en zor, en kan­lı, en ka­ran­lık gün­le­rin­de, 432 000 va­tan­da­şı­nı sür­gün et­mek çıl­gın­lı­ğı­na düş­mez. İha­net Er­me­ni­ler­den gel­me­sey­di bir tek Er­me­ni’nin bi­le bur­nu ka­na­ma­ya­cak­tı. Şim­di kim kim­den özür di­le­me­li aca­ba? Ner­de­sin ey akıl?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Y. Bülent Bakiler Arşivi