“Bu sene de hac kurbana denk geldi” demediler. Şükürler olsun nihayet öğretebildik “Haccın her yıl kurbana denk düştüğünü”.

Lakin sistematik bir şekilde tüm inanç etkinlikleri gibi haccı ve kurbanı kötü göstermek için yine ellerinden geleni yaptılar.

Gazete, dergi ve televizyonlarında yine bir tek kare, bir tek satır olumlu habere rastlayamadık.

Sadece Türkiye’de değil dünyanın dört bir tarafında manevi huzuru tatmak isteyen milyonlarca Müslüman’ın ortak duygusunu, ortak düşüncesini, ortak kaderini, ortak sevinç gözyaşlarını, ortak ibadetlerini, ortak mutluluklarını görmediler.

Huzura susayan milyonların muhteşem heyecanını, Müslümanlar'ın en büyük kongresi kabul edilen, 4 milyon Müslüman’ın katıldığı, dünyada başka emsali olmayan Hac mevsiminin coşkusunu görmezden geldiler.

Peki sormak gerekmez mi:

Düşman olduğunuz o inanç, o duygu değil miydi bizi yedi düvele karşı muzaffer eyleyen?

O duygu, o inanç değimliydi Laz’ı, Çerkez’i, Kürt’ü, Türk’ü bir arada tutan?

O inanç, o duygu değil miydi, Malazgirt’te destan yazdıran; Büyük Osmanlı’yı kurdurup üç kıtada, altı asır adaletle hüküm sürdüren; Sultan Fatih’e çağ açıp çağ kapattıran; Seyit çavuşlara 250 kiloluk mermiyi namlunun ucuna sürdürüp Çanakkale’yi geçilmez kılan… O inanç, o duygu değil miydi?

Peki, bugün bu kadar düşmanlık neden?

Bu kadar kin, bu kadar nefret neden?

Bu kadar hazımsızlık neden?

Bu kadar garabet neden?

Sebep ne?

Yetmedi mi?

1 milyar dolar 'POAŞ’ın altın hissesini alıp satma işinden kazandınız.

Sadece POAŞ’tan 1.2 milyar dolar vergi sildirttiniz.

En az 1 milyar dolar da Dış Bank’ı alıp satma işinden kazandınız.

Etti mi sırf bu üç kalemden kabaca 3 milyar dolar kâr.

Elindeki medya gücünü kullanarak yaptığı usulsüzlüklerden, kaçakçılıktan, göçekçilik ve haksızlıklardan
kazandığı servetten bahsetmeye ne burada yerimiz ne de vaktimiz kifayet eder!

Bu hırs, bu düşmanlık, bu iştiyak neden? Hâlâ anlayabilmiş değilim.

Servetse kazanacağı kadar kazanmış?

Şöhretse artık ondan İmPARAtor diye söz ediliyor.

Şanı, şöhreti kıtalara yayıldı! Baksanıza Victorialar, mictorialar!

“Allah daha çok versin” diyeceğim, diyemiyorum. Çünkü tümü şaibeli!

Bu kadar nefretin, bu kadar kînin, bu kadar düşmanlığın, bu kadar garabetin başka  nedenleri olmalı..

Benim aklıma gelen ilk ve asıl neden: “Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, Gelirde Adl-i İlahi sorar Ömer’den onu” anlayışının yerleşmesinden korktukları içindir.

Bu anlayışın, bu misyonun, bu topraklara tam manasıyla yerleşmemesi içindir tüm gayretleri.
Böyle bir adalet, böyle bir anlayış yerleşirse bu topraklara; tüm kazandıklarını kaybedeceği korkusu sarmış bunları!

Lakin korkunun sonuca etkisi yoktur.

Kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın, şimdi İslâm yükselen değer…

Tüm bu tarihî gerçeklerden sonra, bu topraklara yakışmayan “o” görüntüler değildir.

Bu topraklara yakışmayan:
Rant için, dünya menfaati için -onca rahmet ve güzellikleri görmeyip, çöplük çöplük dolaşıp- sistemli bir şekilde inanç ve Müslüman düşmanlığı yapan medyadır.