Gerçekten de futbolumuzda çok önemli durumlar var. Bunların başında da, Fortis Türkiye Kupası’ndaki geliyor. Trabzonspor’un elendiği, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin bana göre işi bitirdiği ama, Beşiktaş için hâlâ çok miniminicik de olsa gitme ihtimalinin bulunduğu bu platformda, bir önemli noktaya vurgu yapmak istiyorum. O da averaj sistemi… Bir çok okurum, ekrandan bir çok izleyicim, hatta eş dost, Türkiye Kupası gruplarındaki averaj sisteminin de tıpkı Şampiyonlar Ligi’nde olduğu gibi, ya da bizim ligin bitiminde gerçekleşebileceği gibi, ikili averajın uygulanacağını biliyormuş. Şimdi hemen bunu düzeltelim ve sağlıklı, doğru bilgiyi verelim… Fortis Türkiye Kupası’ndaki averaj sistemi genel sistem üzerinde uygulanıyor. çünkü takımlar birbirleriyle iki defa karşılaşmadıklarından bu böyle oluyor. Yani tıpkı UEFA Kupası gruplarında olduğu gibi… Bu gerçekle yola çıkarak, Türkiye Kupası maçlarının gruplarındaki averaj durumunu yeniden gözden geçirin derim…

***

Gelelim Federasyona… Yeni yasanın geçici maddesine göre genel kurul, ben bu yazıyı yazdığım sırada Ankara’da toplanmıştı. UEFA delegesi de kürsüden konuşmasını yapıyordu. İşte tam burada dikkatimi çeken bir durum oldu. Başkanlık divanında Fenerbahçe’den, Beşiktaş’tan ve Galatasaray’dan birer delege görev almışlardı. Ne tuhaf değil mi ? Nesi mi tuhaf… Şundan tuhaf; Federasyonu mahkemeye taşıyanlar Kayseri ve İstanbul Belediyespor’dan, genel kurulu çağırma görevindekiler de yine üç Büyükler’in dışındandı… Yani işin perde arkası ile perde önü çok değişik… Bizim hanım Akşehirlidir. Yani Nasrettin’in memleketinden… O yörenin bir sözünü sık sık kullanır. Şöyle der: "Ayın oyun, kıllı koyun…” Sizce de tam uymadı mı ?

***

Fenerbahçe’nin özellikle Belediyespor ve Urfaspor maçlarındaki futbolu ve kıl payı yenilgi ve beraberlik çizgisinden dönüşü, tribünlerdeki taraftarları olduğu gibi, sokaktaki ve televizyon başındakileri de çok rahatsız etmiş. Bu nedenle herkes sorup duruyor; Transfer yok mu? Sanırım vardır. Zaten, Roberto Carlos bonservissiz olduğu için Fenerbahçe asıl manadaki transferini ocak ayına bırakmıştı. Yani yüksek bonservis bedelli bir veya iki oyuncu… Ya da mutlaka tek oyuncu… Bekleyin görün… Bu yönetim görevde kaldığı sürece mutlaka böyle bir transfer yapılır. Kimsenin endişesi olmasın!

***

Galatasaray’daki Basinas sözleri bir hayli yüksek çıkıyor. Adam Real Madrid’e karşı kupada da oynadı. çok akıllı, çok teknik, oyunu çok iyi okuyan bir oyuncu… Yaşı 32… üç yıl daha idare eder. Ama yüksek maliyetli olursa, Carlos için yaptığımız eleştiriyi burada da sonuna kadar yaparız. Ancak en önemlisi, Basinas gibi bir oyuncunun topla buluştuğunda, onu dağıtacak adam bulabilmesi… Yoksa aşırı efor sarfından yorulur ve yararlı olamaz. Bir de şu durum var : Bu Basinas gelirse, ilk sarılacağı oyuncu Hakan Şükür olur. çünkü bir hayli eski tanışlar. Al sana bir dert daha… İster misiniz bizim anlı şanlı spor medyası Basinas’ı da tarikatçı ilan ediversin…

***

Ersun Yanal için istifa etsin sesleri yükseldi. Hem de eski müritleri tarafından bile… Ne günlere kaldık. Mehmet Demirkol, ülke futbolunda devrim yapacak tek hoca diye tanıtmıştı. Şimdi ne diyor? Hıncal Uluç, bundan hoca olmaz demişti, şimdi Trabzonspor’u kurtaracak adamdı ama, Ceyhun’u göndermekle yıldızlara tahammül edemediğini gösterdi diyor. Diyorlar diyorlar… Mustafa Denizli için, Turgay Ciner beyin kanalından Lincoln kadar para aldı diyorlar. Eeee alan mı kabahatlı, veren mi ?

***

Beşiktaş hâlâ stoper arayışında… Şaşmamak mümkün değil… Ellerinde Baki, Toraman, Kaş, Gökhan var… Ama yetmez diyorlar. Eeee bu satırların yazarı bu görüşü üç-dört sezon önce savunmuştu da, çok bilmiş Beşiktaşlılar ne gereği var demişlerdi. Neymiş efendim ? Keşke Beşiktaş’ta da Bülent Uygun gibi bir futbol gözü olsaydı da, şu anda Sivasspor’da forma giyen Saidi’yi bulabilseydi… Hem de iki buçuk sezon toplam, her şey dahil, 600 bin euroya… Evet evet yanlış okumadınız toplam 600 bin euroya, hem de iki buçuk sezon için…