Hem bizimkilere hem de Avrupa’ya bir hatırlatma
Yunanistan, bir haftadan beri kaynıyor. Avrupa diken üstünde. Binlerce kişi, polisle çarpışıyor, mağazaları yağmalayıp otomobilleri yakıyor. Zararın iki milyar euroya ulaştığı söyleniyor. Niçin? Niçin? Niçin? On altı yaşında bir lise öğrencisi, polisin seken kurşunuyla vurulup öldüğü için.
Yunanistan’daki olaylar, bana 1915 yılında uğradığımız büyük ihaneti hatırlattı. 1071-1878 yılları arasında, tam 807 yıl bir arada insan gibi yaşayan Türklerle Ermeniler, sonra neden birbirlerine şüpheyle bakmaya başladılar? Ve 1915 yılında neden silaha sarıldılar? Biz, 85 yıllık cumhuriyet idaresinde, bu facianın sebeplerini halkımıza, aydınlarımıza dosdoğru anlatamamışız. En az yüz bin günahsız insanımızın Ermeniler tarafından kurşunlanarak, yakılarak, boğularak, derileri yüzülerek, uzun çivilerle duvarlara, ağaçlara çivilenerek öldürüldüklerini anlatmadığımız için, şimdi bazı yazar, çizerlerimiz, bazı Prof. etiketli kişilerimiz, müthiş bir cehalet ve aşağılık duygusuyla kaleme sarılıyor: “Ermenilerden özür diliyorum!” diyerek iki büklüm oluyorlar. Tabii yeni düşmanlıkların doğmasına zemin hazırlıyorlar.
1915 yılında, belki bin sokağımızda, bin evimizde, bin köyümüzde uğradığımız korkunç ihanetlerden sadece birini, Karslı Âşık Kahraman, aynen şöyle anlatıyor:
Ey ağalar, nasıl diyem derdimiz
Vardı zulmün sonu arşa dayandı
Ermeni İslâmı kırdı, taladı
Mazlumlar amanı arşa dayandı.
Kalo’nun köyünü bastı cenk açtı
Mitralyöz tüfekle hep ateş saçtı
Ana evlat attı, dağlara kaçtı
Sabiler şivanı arşa dayandı.
Bir cenaze gördüm kan olmuş yüzü
Portlamış kenara sıçramış gözü
Üç yüz altmış canın sönmemiş közü
Yanan can dumanı, arşa dayandı.
Bir yiğit vurulmuş, parmaklar kamış
Kaçarken kâfire yolu uğramış
Kâfir tutmuş tike tike doğramış
Hançer, kılıç yanı arşa dayandı.
Bir yiğidi vurmuş yolda koymuşlar
Can teslim etmeden deri soymuşlar
Cep cep edip yanlarını oymuşlar
El cepte, figanı arşa dayandı.
Bir gelini gördüm ayağa kalkmış
Sandım ki canı var, yüzüme bakmış
Kâfir mısmar ile direğe çakmış
Mısmar, çivi, önü arşa dayandı.
Bir hamile kadın, davranmış kaça
Ermeni eylemiş hep parça parça
Kılıç ile vurmuş, bölünmüş kalça
Akan kızıl kanı arşa dayandı.
Tanrı Ermeni’ye vermiş fırsatı
Kesti kökümüzü, kırdı milleti
Artık kıyamate kaldı müddeti
İntikamın günü arşa dayandı.
Kahraman kan ağlar, bu başım duman
Çattı bu zamana ol ahir zaman
İslâma yâr olsun ahrette iman
Kâfirler isyanı arşa dayandı.
Yunanistan, bir haftadan beri, bulgur kazanı gibi kaynıyor. Niçin? On altı yaşındaki bir genç, polisin seken kurşunuyla vurulup öldüğü için. Yunanistan’da veya herhangi bir Avrupa devletinde yüz bin günahsız insan, vurularak yakılarak, boğularak, çivilenerek, derisi yüzülerek öldürülseydi ne olurdu acaba?..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.