Mustafa Selçuk

Mustafa Selçuk

Ham­dol­sun

Ham­dol­sun

Evet, ham­dol­sun ta­bi­i ki... Ay­maz ta­ife­nin son za­man­lar­da di­li­ne do­la­dı­ğı, akıl­la­rı sı­ra Baş­ba­kan­la dal­ga geç­tik­le­ri bir şü­kür ifa­de­si bu... Baş­ba­kan “ham­dol­sun kriz bi­ze çok za­rar ver­mi­yor” de­di ya... Pi­ya­sa­da iş­ler da­ral­ma­ya baş­la­yın­ca, kri­zin te­sir ve za­ra­rı­nı abart­mak­la ken­di­le­ri­ni mü­kel­lef gö­ren­ler he­men “sa­ra­ka­ya al­ma­ya” baş­la­dı­lar: “Ham­dol­sun iş­siz­lik ar­tı­yor” “ham­dol­sun şir­ket­ler ba­tı­yor” ve­sa­ire... Baş­ba­kan’ın dün­ya­da­ki eko­no­mik çö­kü­şü cid­di­ye al­ma­dı­ğı­nın bir “ka­ri­ne­si” ola­rak gö­rü­yor­lar “ham­dol­sun” ifa­de­si­ni... Ve ora­dan “ça­kı­yor­lar” hü­kü­me­te..
***
Te­vek­kül, şü­kür, sa­bır... Var­lık­tay­ken öl­çü­süz, yok­luk­tay­ken ümit­siz ol­ma­ma­yı ha­tır­la­tan, se­vin­ci ve üzün­tü­yü ta­ham­mül edi­lir kı­lan düs­tur­lar... Be­la­ya sa­bır, va­ki ola­na te­vek­kül ve sa­hip ol­du­ğu­na şü­kür edi­len bir ma­ne­vi ik­li­min men­su­bu olan ki­şi­nin -Baş­ba­kan da ol­sa- şük­ret­me­si ka­dar ta­bi­i ne ola­bi­lir? “Ham­dol­sun” ifa­de­si­ni ‘ti’ye ala­rak eleş­ti­ri yap­tık­la­rı­nı zan­ne­den­ler bel­ki ken­di he­do­nist ya­şam­la­rın­da bir kez ol­sun şük­ret­me­yi ha­tır­la­ma­mış ola­bi­lir­ler. Ama fil­di­şi ku­le­le­rin­den ba­kıp kü­çüm­se­dik­le­ri, bu ül­ke­nin “gö­be­ği­ni ka­şı­yan” in­san­la­rı­nın ha­yat­la­rın­da şü­kür hep var­dır. “Na­sıl­sın” so­ru­su­na “ham­dol­sun iyi­yim” ce­va­bı­nı ve­ren o in­san­la­rın ha­yat­la­rın­da sı­kın­tı ve­ya mu­si­bet hep ola­gel­miş­tir ama “te­vek­kül ile şük­rün o mu­az­zam iyi­leş­ti­ri­ci­li­ği ile” ruh­la­rın­da­ki ya­ra­la­rı sar­mış­lar­dır.
***
Rah­met­li Özal, ken­di­si­ne atı­lan mer­mi eli­ne sap­lan­dı­ğı an “Al­lah’ın ver­di­ği ca­nı, onun iz­nin­den baş­ka ala­cak yok­tur, biz de ona tes­lim ol­mu­şuz­dur” di­ye ses­len­di­ğin­de, halk O’nu an­la­mış­tı. Bu­gün Baş­ba­kan’ın “ham­dol­sun”uy­la dal­ga ge­çen­ler, o gün de Özal’ın kah­ra­man ol­mak için ken­di­ne kur­şun sık­tır­dı­ğı­nı(!) söy­le­ye­cek ka­dar “id­rak­siz” ola­bil­miş­ler­di. Biz­ler “ha­yır ve şer­rin Al­lah’tan gel­di­ği­ne” iman et­miş in­san­la­rız. Ve;
Vü­cu­du­mun her zer­re­si gel­se de di­le,
Şük­rü­nün bin­de bi­ri­ni ya­pa­maz bi­le.
bey­tin­de­ki hik­me­ti id­rak et­me­ye ça­lı­şı­rız. İş­te bu yüz­den, da­ha iyi, da­ha gü­zel için ça­ba­lar­ken, var ola­na da “ham­det­me­ye” de­vam ede­ce­ğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Selçuk Arşivi