Serdar Arseven

Serdar Arseven

Demek Sayın Bahçeli 'terbiyeliydi'... Ya şimdi?!.

Demek Sayın Bahçeli 'terbiyeliydi'... Ya şimdi?!.

O günleri hatırlayın…
Hani…
Bir “MHP’li Nesrin ünal” tartışması vardı…
Seçim meydanlarına başörtüsüyle çıkan Antalyalı Nesrin ünal’ın “başını açıp açmayacağına” dair tartışmalarla meşgul olduğumuz o karanlık günlerde…
“Başım açıkken kendimi çıplak gibi hissediyorum” diyen Nesrin Hanım, örtüyü atmak mecburiyetinde bırakılmıştı.
O günlere dönmek, yaraları kaşımak istemiyorum…
Merve Kavakçı, örtüsünün hakkını verdi.
Diğeri boyun eğdi…
Vesaire…
Şimdi, mevzu o değil…
Son derece “öğretici” bir noktaya dikkat çekmek istiyorum:
Hani, bizim “kartel” tabir ettiğimiz medya organları vardır.
Siz nasıl isimlendirirsiniz bilmem; “İslâm düşmanı” diyenler de oluyor…
Bu medya organlarında yazanlar, “Nesrin ünal”a baş açtırdığı günlerde Sayın Bahçeli’yi nasıl da göklere çıkartıyorlardı...
Mesela…
Kartelin o günlerinden şu muhteşem satırlar:
“Devlet Bahçeli ve Nesrin ünal büyük bir uzlaşma örneği verdiler.
Türbanlı olarak milletvekili seçilen Nesrin ünal, başını açarak meclise geldi, oturdu ve sırası gelince yemin etti. Kutlamak gerekir. ‘Ben kriz çıkartmam’ diyen bu tavır, siyasi tarihe mâl oldu. Bu davranış, MHP’nin değişip değişmediği konusunda olumlu bir işaret verdi…”
Ve şunlar:
“Sayın Bahçeli’yi uygar tavırlarından dolayı kutlamayı görev biliyorum.”
“Sayın Devlet Bahçeli ismiyle müsemma.”
(Tam bir devlet adamı!..)
Milletin taleplerine kulak tıkadığı o “karanlık dönem” boyunca böyle bol bol yıkayıp, yağladılar Sayın Bahçeli’yi…
Bu övgülerin ziyadesiyle mesut ettiği Sayın Bahçeli, bu kesimi başta taşıyor, iki eli kanda olsa randevu taleplerine olumlu cevap veriyordu…
Bu arada pek matrak;
MHP’nin gazetesi Ortadoğu da, Devlet Bahçeli’ye yönelik “kartel övgülerini” matah şeylermiş gibi birinci sayfalardan duyuruyordu…
Ve çok ilginç;
Kartel övgülerini ballandıra ballandıra az sayıdaki okuyucusuna aksettiren Ortadoğu yazarı- muhabiri, MHP Genel Merkezi’ne gittiğinde “üvey evlât” muamelesi görüyordu!..
İşte o günlerde…
Nesrin ünal’a baş açtırdığı o “karanlık günlerde”, yere göğe sığdırılamayan Devlet Bahçeli…
Bugün kartelin hedefinde!..
Baksanıza…
Karteldeki ‘Adam’lardan biri…
Sayın Bahçeli’yi amma hedef almış:
“Adam ciddi, adam serinkanlı, adam devlet nizamını biliyor, adam terbiyeli, adam okumuş yazmış, adam tartmadan tek kelime söylememeye itina ediyor, diyorsunuz.
Sonra en elverişsiz zamanda çıkıp söylediği bir cümleyle bir çuval inciri berbat ediyor!..
MHP Genel Başkanı Bahçeli’den bahsediyoruz.”
Gördünüz mü zamanında Bahçeli’ye övgüler yağdıran “adam”ı…
Nasıl da çakıyor, bugünlerde!..
Yaaa…
Böyle işte…
Nesrin ünal’a baş açtırdığında…
“Ciddi”, “serinkanlı”, “devlet nizamını bilen”, “terbiyeli”, “okumuş yazmış” oluyor, Devlet Bahçeli…
Başörtüsü yasağının kalkmasına katkı sağlayacak ufacık bir adım attığında ise “Bir çuval inciri berbat eden” münasebetsiz!..
Hatta…
Yazar demeye getiriyor ki;
-Dün “terbiyeli”ydi…
-Bugün “terbiyeli değil!..”
Yani, bu kadarı da olmaz!..
Sayın Bahçeli’yi eleştirebilir, liderliğini beğenmeyebilirsiniz.
Ancak “terbiyesine” laf söyleyemezsiniz!..
Koyu tiryaki olmasına rağmen Ecevit’in karşısında sigara içmeyen Devlet Bahçeli neyse, bugünkü Devlet Bahçeli de odur.
Bize göre böyle de…
Kartele göre “değişmiş”, demek…
Bakın yine aklıma geldi:
Zamanında “Kartel övgülerini” birinci sayfasından veren Ortadoğu gazetesi…
Bugünkü “hakaretleri” neresinden verecek?..
Evet…
Hazin…
Dünkü kartel gazeteleri hakaretamiz ifadelerle doluydu…
çok açık;
Bahçeli veya bir başkası…
Milletin değerleriyle çatıştığı ölçüde destek alıyor, kartel tabir ettiğimiz medya organlarından…
O değerlere sahip çıktığı ölçüde de hakarete uğruyor…
Hem Sayın Devlet Bahçeli’nin hem de diğer liderlerin ders alması gereken bir tablo bu!..
Her iki “tarafa” da aynı anda “akredite” olamıyorsun…
Seçimini yapacaksın:
Ya “karteli” seçeceksin ya “milleti.”
Ya Nesrin ünal’a “baş açtıran” Bahçeli olacaksın…
Ya da…
“Baş açtıranların” hakaretlerine uğrayan, Bahçeli!..
“İkisi bir arada” olmuyor.
Sayın Bahçeli de…
Birini seçmeli!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi