Yerel seçimler üzerine konuşmaya devam edelim. Dün ‘Yerel siyasetin patronları’ yazısını tamamladıktan bir saat sonra, sağolsun Aytaç Durak söylediklerimizi tescil eden bir hamle yaptı.

Adana’dan bir kez daha belediye başkanı seçilmek için bu kez MHP’yi tercih etti.

Dördüncü siyasi partisinin kendisine hayırlı olmasını diliyoruz!

2004 yılında AK Parti’nin yaptığı hatayı, bu kez MHP tekrarlıyor.

Kendisini bir güç merkezi olarak inşa eden ve şehrin ‘patronu’ sayan bir isme, kapı açıyor.

* * *

Dünkü yazının ardından ‘Bu söylediklerimin asıl hedefinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek olup olmadığı’na dair pekçok soru ve eleştiri aldım.

Bir kez daha tekrar etmek istiyorum.

Yerel siyasette yıllar yılı üst üste başarı kazanan isimler, özellikle de metropol özelliği olan şehirlerde inanılmaz bir güce sahip oluyorlar. Öyle ki bir süre sonra siyasi partileri ‘Ben hangi partiden aday olursam o kazanır. En azından bağımsız aday olur, sizin adayınıza kaybettiririm’ pazarlığına sürükleyecek kadar güçlü hissediyorlar kendilerini.

Mesele sadece bunlardan ibaret değil.

Zaman içinde ilişkilerin yıpranması ve ister istemez dinamizmin kaybolmasını da unutmamak gerekiyor.

* * *

Melih Gökçek, 1994 yılından bu yana Ankara’yı yönetiyor. Keçiören tecrübesini de sayarsak, onun da yerel yönetim tecrübesi 20 yılı doldurmuş durumda. Eh, işin içine bir de ‘Milli Mücadele Hareketi’yle geçen yılları da katarsak, neredeyse hayatı boyunca siyasetin içinde olmuş bir isim.

Takip edenler hatırlayacaktır. Gökçek’in 2004 yılındaki adaylığı da ‘son dakika’ya kalmıştı. O dönem Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’la Gökçek arasında bir yarış vardı. Sonuçta ipi göğüsleyen Gökçek oldu.

Esasen Gökçek’le Altınok arasında bir yarıştan bahsetmek pek de doğru sayılmaz. O dönem yaşanan süreç, bir anlamda ‘Patronun kim olduğunun hatırlatılmasıydı’.

* * *

Bugün şu saatler itibarıyla Ankara’da AK Parti adayının kim olduğu ilan edilmemiş durumda.

Diğer büyükşehirler birer ikişer açıklanırken Ankara’nın ‘bekletilmesi’ elbette anlamlı.

Bir kere parti içinde Melih Gökçek konusunda bazı sıkıntılar var. Gökçek’in neredeyse Başbakan dışında kimseyi muhatap almayan tarzı, milletvekilleri kadar partinin kurmay heyetinde de tatsız karşılanıyor.

İkincisi, Gökçek’in izlediği siyaset tarzının artık eskidiği ve bir anlamda yüzünün yıprandığı; dolayısıyla da Ankara’yı kazanmasının eskisi kadar kolay olmadığı yönünde görüşler var.

Kişisel olarak ikinci görüşe katıldığımı söyleyemem. Gökçek’in siyaset tarzının itici bulduğum yanlarının, seçmen nezdinde ‘sevimli’ bulunduğunu defalarca gördüm. 5-10 yıl içinde Gökçek’le Ankaralı muhafazakar seçmen arasında oluşan bağlılığın kırılması da kolay değil. Zaten Adana örneğinde olduğu gibi siyasi partileri onlara teslim olmaya iten asıl neden de bu.

Ankara’daki siyasi tabloya bakınca, diğer iddialı parti CHP’nin, Murat Karayalçın tercihiyle Gökçek’i aşma şansı bulunmuyor. MHP seçmeninin ilçelerde partisini, merkezde Gökçek’i destekleme alışkanlığının bitmesi de, yine Gökçek’in Ankara’da kurduğu dengeler açısından kolay değil.

* * *

Büyük ihtimalle Gökçek aday olacak. Aksi bir kararın Türk siyaseti için büyük bir sürpriz olacağını düşünüyorum.

Melih Gökçek’e parti içinde tepkisi olanlardan söz ettik. Ama onun için ‘Mücadele’ verenlerin gücünü de hafife almamak lazım.

Ankara, ‘dengelerin şehri’.

Kimse durduk yerde üç dönem Ankara’da belediye başkanlığı yapmıyor.