Cumhurbaşkanı, davasında haklı mıdır?
Cumhurbaşkanı Gül dâvâsında haklıdır
CHP’li bir vekil...
Üstelik de bayan.
Kalktı sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e berbat bir iftira attı. Canan Arıtman, Abdullah Gül’ün anasının Ermeni olduğunu iddia etti. Biz, daha Köşke adayken yazmıştık. Abdullah Gül’ün Çankaya’ya seçilmesiyle oraya bir Müslüman Türk çıkmış olacaktır diye. Abdullah Gül, mayası bu toprakların çamuruyla karılmış Müslüman Türk bir vatan evladıdır. “Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!” diyen çilekeş bir neslin mümessili. “Sakarya saf çocuğu masum Anadolu’nun”. Her temiz Anadolu evladı bir “Sakarya”dır. Abdullah Gül de Tayyip Erdoğan da diğerleri de birer Sakarya’dır.
Aksi olsaydı...
Aksi olsaydı iki ihtimal ortaya çıkardı. İlk ihtimale nazaran anacığı ihtida etmiş/dönmüştür. O takdirde yine Müslüman Türk bir Hanımdır. Diğer ihtimalde ise ne Türk’tür ve ne de Müslüman’dır. Canan Arıtman anlayamaz ama fıkıhtaki tabirle söyleyelim “ef’ali mükellefîn, kendi amelinden kendi mes’uldür”. Anası gayrı Türk veya gayrı Müslim olsaydı veya Türk -mesela Gagauz- fakat Müslüman olmasaydı bunların hiçbiri bir eksiklik sayılamazdı. Bu gerçeklere rağmen iftira atılması intikam saikiyledir. Sebebi de Abdullah Gül’ün imân, istikamet ve aile hayatıdır. Herkes, Canan Arıtman’ı ırkçı tavrından dolayı çok kınadı. Nasıl kınanmasın? O zaman tarihteki nice büyük kahramanımızı silmek gerekirdi. Sokoloviç’li Mehmet Paşa olmasaydı acaba devletin akıbeti nasıl bir seyir takip ederdi?
Sayın Cumhurbaşkanı bir açıklama ile şeceresini ortaya koydu. Gül, kendinden emin. Ya muarızları, onlar da bu bâbda o kadar emin mi? Cumhurbaşkanı açıklamasıyla İmparatorluk bakiyesi olduğumuzu, bu mirasın bizi zenginleştirdiğini, ailesinin anne ve baba tarafından lakaplarına varıncaya dek Müslümanlığını ve Türklüğünü gözler önüne serdi. Kullandığı cümlelerde azınlık vatandaşlarımızı incitmemeye de azami özeni gösterdi.
Fakat...
Cumhurbaşkanı bununla kalmadı.
1 liralık da bir tazminat davası açtı.
Maksat kimsenin yaptığının yanına kâr kalmaması. Bunun üzerine Canan Arıtman’ı ayıplayanlar bu defa da Cumhurbaşkanını ayıpladılar. Ne gerek vardı, niçin dava açtı, Ermeni olmak yüz karalık bir durum mu? Ermeniler alındılar mealinde sözler...
Hayır dostlar...
Kazın ayağı öyle değil.
Abdullah Gül haklıdır, dâvâsı da isabetlidir.
Çünkü ceza hukukunda, suçta niyet esaslı bir unsurdur.
Adı geçen bayan şayet “anan Ermeni” değil de faraza “seni gidi Kayserili, seniii!!!” deseydi yine suç olurdu, yine dâvâ açılabilirdi. Hâdise böyle cereyan etse ve yine dâvâ açılsaydı Kayserili Abdullah Gül, Kayserililere mi hakaret etmiş olacaktı?
Ne alâkası var?
İşte aynı durum.
“Lütfen” bir rica kelimesidir. Ama sert şekilde “lütfen!” dediğinizde bu “ya yaparsın veya ben yapacağımı bilirim!” gibi tehdit ihtarı gibi mânâlara gelir.
Niyet, anahtar kelimedir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.