Cumartesi gecesi saat 00:30. TRT-1 ekranlarında İsrail hükümet sözcüsü.

Haberi sunan TRT spikeri gerçekten can alıcı sorular soruyor.

‘Kadınları, çocukları, kundaktaki bebekleri öldürüyorsunuz. Vicdanınız sızlamıyor mu? Bu bir vahşet değil mi?’

Hükümet sözcüsü gergin, ama bir o kadar da pişkin!

‘Bu operasyon Gazze halkına karşı değil. Bizim onlara düşmanlığımız yok. Onları bulundukları yeri terk etmeleri için uyarıyoruz.’

Nereye gidecek Gazzeliler?

Denize mi?

* * *

Dünya ayakta.

Türkiye ayakta.

İsrail vahşetine öfke yağıyor.

İstanbul’da, Ankara’da, Erzurum’da, Konya’da, Kayseri’de, Urfa’da, Hakkari’de milyonlarca insan İsrail’i lanetliyor.

Hepsinin yüreğine gönlüne sağlık.

Dün Çağlayan’da yüzbinleri biraraya getiren Saadet Partisi’ne, Genel Başkan Numan Kurtulmuş’a ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a ayrıca teşekkürler.

* * *

Birileri ne kadar anlamsız ve boş gibi göstermeye çalışsa da, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bölge ülkelerine yaptığı ziyaretler çok önemli.

Her şeyden önce Türkiye’nin nerede durduğunu ifade ediyor.

İktidarlarını korumak için Gazze’ye, Filistin’e sağır kesilen rejimlerin göstermeye cesaret edemediği bir duruş bu.

İşte Mısır.

Hüsnü Mübarek biliyor ki Hamas ayakta kalırsa kendi koltuğu sallanacak.

Bölgede bu korkuyu taşıyan sadece Mısır değil elbette.

Mahmud Abbas üzerinden Filistin’i teslim olmaya çağıran herkes, kendi iktidarını korumaya çalışıyor.

* * *

Aslında bu çizginin yabancısı değiliz.

Bir önceki cumhurbaşkanı da aynı çizgiyi temsil ediyordu.

Ahmet Necdet Sezer’in İsrail ve Filistin ziyaretlerini hatırlayalım. Sezer, Filistin’de Mahmud Abbas’la görüşürken, Filistin halkının meşru temsilcisi Hamas’ı yok saymıştı. Ziyaret öncesinde Hamas hükümetinden gelen görüşme talebi Sezer tarafından reddedilmişti.

* * *

Şu günlerde olayların sıcaklığı yüzünden sesleri fazla çıkmasa da, Türkiye’de de benzeri bir durum var.

Türkiye’nin bölgedeki tek müttefikinin İsrail olduğunu, Başbakan Erdoğan’ın İsrail’e gösterdiği tepkinin ‘fazla’ olduğunu ve bunun acısının bilmem hangi meselede bizden çıkarılacağını düşünenlerin telaşı da aynı.

Gazze’deki vahşete cılız tepkiler vererek köşesinde bekleyen CHP mesela.

Yorum ya da analiz değil.

CHP’nin dış politikadaki önemli bir isminden bire bir aktarıyorum.

‘Bu hükümet tüm dünyanın terörist kabul ettiği Hamas’la görüşerek, İsrail’le ilişkilerimizi bozdu.’

Bu sözler Onur Öymen’e ait.

* * *

Yakın geçmişte AK Parti’nin Hamas’ı davet etmesi üzerine CHP’nin ve malum medyanın kopardığı kıyameti de unutmayalım.

Oysa Hamas’la konuşmak önemliydi. Filistin’de temsil derinliği olan bir hükümetin ayakta kalması için Türkiye’nin attığı bu adım hayati değer taşıyordu.

Dünya bu fırsatı kaçırdı ya da gözardı etti. Filistin’in kendi içinde demokratik bir tecrübe yaşamasına izin vermedi.

‘Küresel CHP’ zihniyeti buna izin vermedi.

Şimdi ‘Hamas İsrail’e füze atmasaydı, böyle olmazdı’ tezini kabullenip, İsrail’e karşı daha ölçülü tepki göstermemizi istiyorlar.

Yaşanan vahşet karşısında tekrar soruyorum.

Ses ver CHP.

Nerede duruyorsun.

İsrail dost, Hamas terörist mi?

* * *

Babasından koparılan Filistinli kızın haykırışını hatırlıyor musunuz?

Onun yürekleri yakan feryadını unutmadınız değil mi?

‘Her sabah çocuklarını öpen babalar! / Her sabah çocuklarını öpen babalar! / Çok şey mi istiyorum?

Utanın, utanın, utanın!

Babam demir parmaklıklar arkasında.

Babamı istiyorum, babamı istiyorum!’