Süper Lig’in ilk yarısında iyi bir performans çizen Trabzonspor Türkiye Kupası’nda kulvar dışı kaldı..
Kupada Gaziantepspor ve Beşiktaş’la oynadığı ilk iki maçı kaybeden Trabzonspor, gruptaki 3. maçında Antalyaspor ile 3-3 berabere kalarak Türkiye Kupası’ndan elendi..
Lig şampiyonluğu elbette farklı, ancak kupa da son derece önemli.. Ligde başarıyı yakalayamamış takımların kupa şampiyonu olduktan sonra popülaritelerinin arttığını ve bir müddet bu ünvanın kazandırdığı rantla idare ettiklerine yıllar yılı şahitlik etmişimdir..
Bir de şu yön var.. Kulüplere kupa şampiyonluklarının getirdiği okkalı para da bu kupayı cazibeli bir hale sokuyor..
Kısacası; lig şampiyonluğu büyük ikramiyeyse, kupa şampiyonluğu hiç de azımsanmayacak bir amorti..
Trabzonspor, işte böyle bir durumda ilk turda gümledi gitti..
Halbuki, Trabzonspor, tarihinde bu kupayı 7 kere kazanıp müzesine götürmüştü..
Ve ne hazindir ki, Trabzonspor Ersun Yanal’ın ikinci senesinde de kupadan eleniyor..
Yanal, maç sonrası yönetime bir rapor sunuyor ve orta sahanın soluna acil olarak takviye yapılmasını istiyor..
Böylece kupadaki elenmenin faturası da çıkıyor..
Mesele, Trabzon’un sol tarafıymış(!)..
Peki, sol tarafı bozuk Trabzon, ligde nasıl zirveye tırmanmış?...
-
Fenerbahçe son günlerin moda tabiriyle “Durmak yok, yola devam” diyor..
Bu defa kupada kazandı Fener takımı..
Evindeki Bursaspor maçını 2-0 almasını bildi.. Üstelik, rakip Bursaspor teknik direktörünü değiştirmişti.. Ertuğrul Sağlam’la takviye olan Bursa ekibi pek bir varlık gösteremedi Kadıköy’de..
Fenerbahçe pek mi başarılıydı?..
Hayır!..
Bursaspor’dan daha organize, daha kazanma arzusu içinde oldukları göründü, ancak topun orta sahadan forvete istenilen ölçüde çıkartılamaması, tek forvet oynayan ve Bursa defansı tarafından yakın markajla rahatsız edilen Güiza’nın yine dağınık bir duruma düşmesine sebep oluyordu..
Eğer son haftaların “altın kafa”sı Selçuk, kornerden gelen topa yine ustaca bir kafa atmasaydı ve Fenerbahçe bu golle öne geçmemiş olsaydı, işi zora girerdi.. Zira o gol kritik bir zamanda, 42. dakikada geldi..
İkinci yarı bir ara Bursa takımının pres bastığını gördük, ancak o dakikalarda gol çıkaramadı Yeşil-Beyazlılar..
Daha sonra da “atamayana atarlar” kuralı işledi ve 84. dakikada Roberto Carlos şık bir gol atarak Fener’i rahatlatan isim oldu..
0rta sahadan Bursa kalesine çalımlarla ve dikine inip gol atan Carlos’u, Luis Aragones neden farklı yerlerde oynatmaz?..
Neden bu futbolcu sadece sol bekte düşünülür?..
0ysaki, Brezilyalı Carlos, orta sahada, hatta forvete yakın bir yerde bile rahatlıkla oynayabilecek kapasitede..
Carlos’un golü aklıma bunları getirdi..
Bir şey daha;
Usta ve işi bilen teknik direktör, devamlı arayış içinde olmalıdır..
-
Galatasaray, Altay önünde ölüp ölüp dirildi. 86 dakika galip durumda olan Altay’ı gölcüleriyle devirdi.
Sarı-Kırmızılı ekip bu yıl her maçını kora kor çıkaran bir hüviyette gözüküyor.. Nitekim, Milan Baros’un komutasında golleri sıralıyor.. Bir bakıyorsunuz Lincoln çıkmış sahneye, ardından Kewell, zaman zaman Ümit, Arda ve Altay maçında olduğu gibi Yaser!...
İzmir’de de bu futbolcuların bazıları oynamadı.. Ancak, “Giden gider, kalan sağlar bizimdir” misali, bu defa Yaser ve Baros çıktı ortaya ve bu futbolcular Galatasaray’ı ipten aldı..
Halbuki, Şehmus’la öne geçen Altay, hiç de maçı kaybedecek bir fotoğraf vermemişti.. Ama ne yapsın, karşısında ne zaman patlayacağı belli olmayan bir takım vardı..
Bu maçta galibiyeti son dakikaya bırakan Galatasaray, her ne kadar seyircilerini heyecanlandırsa da maçı kazanarak kupada yoluna devam etti..
-
CAF CAF’I TAKİP EDİYOR MUSUNUZ?..
İsmini ilk duyduğumda bana ünlü ayakkabı boyası markası olan “LEFLEF” gibi geldi.. Eskiler bilir, ayakkabı dünyasında boya ve cila dendiğinde akla ilk gelen markaydı Leflef!..
Şimdi sağ mıdır bilmiyorum!.. Sahibi de Nuri Leflef’ti..
Her neyse, böyle bir nostalji yaptıktan sonra gelelim CAF CAF’a..
CAF CAF, bir mizah dergisi..
Aylık çıkıyor.. Gırgır, şamata gırla..
Ama takdimde, tarzda, seviye var..
0kurken güldürüyor.. Güldürürken de düşündürüyor..
Ve de takip edilmesinde, sahip çıkılmasında yarar var...
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Erken kardeşime selamlarımı yolluyorum..
Zira, CAF CAF’tan onun sayesinde haberim oldu..
www.cafcafdergisi.net