Eminağaoğlu kimi savunuyor?
Yarsav başkanının tepkilerinin –hukuki hassasiyetlerden- kaynaklandığını sanmıyorum. Benzer reaksiyonları –çürük raporuyla- ilgili olarak kendisine dönük eleştirilerde de göstermişti.
Tepkilerinin satır aralarında bir savunma psikolojisi göze çarpıyor. Kuraldışılıktan çok, Kanadoğlu’nun evinin aranmasında yoğunlaşması, bu gerçeğe işaret ediyor.
Yargıtay başsavcılığı yapmış bir kişi bu işlere bulaşmaz mantığı, aynı zamanda diğer Yargıtay üyeleri de bu işlere karışmaz anlamına geliyor. Yani Kanadoğlu üzerinden kendi masumiyetini ispatlamaya çalışıyor.
Kanadoğlu’nun ETÖ’nün neresinde olduğuna yargı karar verecek. Yargı süreci devam ederken ifadesi bile alınmamış bir kişiyi suçlu ilan etmek, hem hukuk mantığı ile hem de vicdan dediğimiz gerçek mahkeme ile bağdaşmaz.
Ama Yarsav başkanının açıklamaları, tepkileri, psikolojisi ile ilgili bir analiz yapmak mümkün.
Şu an Ergenekon klasörleri arasında yer alan bazı telefon kayıtlarında, bundan sonra darbelerin yargı yoluyla yapılacağı açıkça ifade ediliyor. Hatta operasyon başladıktan sonra Anayasa mahkemesinde, Yargıtay’da görüşmeler yapan İP çizgisindeki kimi kişilerin iletişim tutanakları basına da yansıdı.
Daha sonra bu konuşmaların, soyut, temelsiz telefon muhabbetleri olmadığı ortaya çıktı. Merkezinde Yüksek yargının bulunduğu birçok gelişme yaşandı. AYM’nin Türk Hukuk tarihine bir utanç vesikası olarak geçecek 367 kararı,10. ve 42. maddelerle ilgili verdiği iptal kararı, Yargıtay başsavcılığının açtığı AKP’nin kapatılması davası, Yargı darbesi iddiasını doğrulayan gelişmelerden bazıları.
Yargı’nın ne yapacağının çok önceden, örgüt üyeleri arasında konuşma konusu olması çok vahim bir durum. Bu Yargılamalarda Hukukun değil başka Saiklerin etkili olduğunu, hukukun sadece bir meşrulaştırma aracı olarak kullanıldığını gösterir.
Yüksek yargı’nın ETÖ’nün kontrolünde olduğunu elbette iddia etmiyorum. Aksine yasaları, hukuku ve en önemlisi vicdanı esas alan birçok Yargıç’ın bu iddialardan son derece rahatsız olduğunu düşünüyorum. Ama aylar önce telefon konuşmalarına yansıyan şeylerin, aylar sonra ete kemiğe bürünerek karşınıza çıkması, hiçbir savcı tarafından ıskalanamaz. Örgüt zanlıları her şey tamam bundan sonra darbeleri Yargı yapacak diyor, bir müddet sonra arka arkaya Hukuku zorlayan gelişmeler oluyorsa, bunu kurgulayanların mercek altına alınmasından daha tabii bir şey olamaz.
Kanadoğlu Yargının tribünden inip sürece dâhil olduğu dönemin en önemli aktörlerinden biriydi. Tam bir teknik direktör gibi davrandı. Hukuku tersyüz eden yorumlarıyla, operasyonun parçası olanlara iyi bir klavuzluk yaptı. Bunu ne adına yaptığına yargı karar verecek. Ama yalnız değildi. AKP’nin kapatılma davasında bazı evrakların Yarsav antetli çıkması, teknik kadronun diğer uzantılarının nerede olduğunu gösteriyordu.
Şimdi Yarsav başkanı gıjıldıyor.
Hukuk, mukuk diyerek ETÖ savcılarını geriletmeye çalışıyor.
Hukukun işlemesi halinde –kendisine de –bazı soruların sorulacağından kuşkulanıyor.
Onun için de Kanadoğlu’nun arkasına saklanarak, alan savunması yapıyor.
İyi de ediyor, konuştukça Yargı darbesi ile ilgili tereddütleri de izale ediyor.